Raporda Iraklı yetkililerin ölü sayısı hakkında bilgi vermeyi reddettiklerine dikkat çekildi.
Rapora göre, plan hayata geçirildikten sonra mezhep ayrılığına dayalı şiddet azalmadı, yılın ilk üç ayında çok sayıda sivil hayatını kaybetti.
Birleşmiş Milletler'in Irak'taki Yardım Misyonu"nun (UNAMI), ABD'nin Irak güçleriyle birlikte 14 Şubat"ta başlattığı Bağdat güvenlik operasyonuna ilişkin ilk insan hakları raporunda, Ocak ve Mart ayları arasında her gün çıkan şiddet olaylarındaki sivil ayıpların hala yüksek olduğu kaydedildi.
Irak hükümetinin, "Bağdat güvenlik planının uygulanmaya başlamasından sonraki Şubat ayının ikinci yarısında öldürülenlerin sayısında azalma olduğu" iddiasına işaret edilen raporda, can kaybı sayısının Mart ayında yeniden yükseldiği belirtildi.
UNAMI"nin üç ayda bir yayımladığı raporunda ayrıca ilk defa, Irak Sağlık Bakanlığı"nın bilgi vermeyi reddetmesi nedenile 1 Ocak-31 Mart dönemindeki can kayıplarına ilişkin veriler yer almadı.
Irak'la ilgili en son 16 Ocak"ta yayımladıkları insan hakları raporundan sonra Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin bürosundan kendilerine, ölenlerin sayısını abarttıkları yönünde tepki geldiğini kaydeden UNAMI yetkilileri, o dönemde verdikleri sayının da resmi verilere dayandığını hatırlattı.
Cezaevleri dolup taşıyor
Raporda, Mart sonu itibarıyla Irak'taki Irak ve Amerikan cezaevlerinde en az 37 bin 641 tutuklunun bulunduğu bildirildi. Bu cezaevlerinde bulunanların akıbetinden endişe edildiği belirtilen raporda, Irak İnsan Hakları Bakanlığı verilerine dayanılarak, Bağdat'ı güvenli hale getirmeye yönelik planın 14 Şubat"ta yürürlüğe girmesinden sonra 3 bin kadar kişinin gözaltına alındığı kaydedildi.
Irak'ın işgal edildiği Mart 2003'ten beri 17 bin 898 kişinin ABD önderliğindeki koalisyon güçlerinin elinde olduğu belirtilen raporda, Irak Adalet Bakanlığı"nın elinde 9 bin 965, İçişleri Bakanlığı"nın elinde 5 bin 573, Savunma Bakanlığı"nın elinde 1525, Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı"nın elinde 502 kişinin bulunduğu ifade edildi. Irak'ın kuzeyinde de 2 bin 178 kişinin cezaevinde bulunduğu belirtildi.
Cezaevlerinde bulunanların akıbetinden endişe ettiğini belirten UNAMI, raporunda Bağdat güvenlik planının cezaevinde bulunan kişilerin haklarını garantiye alacak hiçbir madde içermediğine ve planın daha ziyade haklarında tutuklama emri bulunmayan kişilerle şüphelilerin sınırsız sorgulanabilmelerine olanak sağladığına dikkat çekti.
700 bin kişi evlerini terk etti
Raporda ayrıca, bir yıldır mezhep çatışmalarına bağlı şiddet olayları yüzünden evlerini terk etmek durumunda kalan Iraklıların sayısının 700 binden fazla olduğu belirtildi.
Samarra'daki Şii türbesinin bombalanmasıyla alevlenen mezhep çatışmalarının giderek arttığına işaret edilen raporda, "22 Şubat 2006'da Samarra'daki saldırıdan beri 117 bin 901 aile ya da yaklaşık 707 bin kişi evlerini terk etti" denildi.
Bu saldırıdan önce de Irak'ta 1,2 milyon insanın yerlerinden olduğu hatırlatılan raporda, türbenin bombalanmasının ardından patlak veren olaylardan en çok Bağdat'ın etkilendiği belirtilerek, "Bu mültecilerin çoğu Bağdat içinde etnik bakımdan daha homojen ve daha emin yerlere gitti, evlerine de yerlerinden olmuş başka aileler yerleşti" ifadesine yer verildi.
Evlerinden olanların yüzde 87 kadarının ülkenin orta ya da güney kesimlerine sığınmaya çalıştıkları ve 8 milyon kadar Iraklının kötü koşullarda yaşadığı belirtilen raporda, bu insanların acil yardıma ihtiyaç duydukları ifade edilerek, "Toplam olarak ülke içinde yerlerinden olanların sayısı 1,9 milyon ve 4 milyon Iraklı gıda güvensizliği nedeniyle çok kötü koşullarda bulunuyor" denildi.
Basın özgürlüğü yok
BM'nin Irak'taki Yardım Misyonu"nun insan hakları raporunda ayrıca, Irak'ın kuzeyinde basın özgürlüğü konusunda endişeler dile getirildi ve gazetecilere yönelik baskıların sürdüğü bildirildi.
Raporda, ülkenin kuzeyindeki yönetimin adının karıştığı yolsuzluklar, kamu hizmetlerinin kötülüğü ya da kamuyu ilgilendiren diğer konularda yönetimi eleştiren yazılar yazan gazetecilerin baskıya maruz kaldığı belirtildi.
UNAMI'nin raporunda, Irak'taki gazeteci ölümlerinin çoğunun Bağdat'ta görüldüğü belirtilirken, Ocak ve Mart ayları arasında gazetecilere yönelik gözaltıların çoğunun da Kürt güvenlik güçleri tarafından yapıldığının tespit edildiği kaydedildi.
İşkence ve namus cinayetleri
Kürt yetkililerin keyfi gözaltı uygulamalarından endişe edildiği belirtilen raporda, Irak'ın kuzeyinde yüzlerce kişinin haklarında hiçbir suçlamada bulunulmadan ya da mahkemeye çıkarılmadan uzun süreli gözaltında tutulduğu bildirildi. Raporda, bazı vakalarda gözaltındakilerin adli sürece uyulmadan tutuklandığı ve kimseye yasa dışı gözaltılara itiraz olanağı tanınmadığı belirtildi.
Iraklı Kürt kuvvetlerin idaresindeki cezaevlerinde, tutuklulara kötü muamele edildiği, işkence yapıldığı haberlerinin de geldiği belirtilen raporda, bu haberlerin endişeyle izlendiği ifade edildi ve Süleymaniye'deki Asayiş cezaevi örnek gösterildi.
Raporda, Irak'ın kuzeyindeki namus cinayetlerine de yer verildi ve Süleymaniye, Erbil ve Dohuk'ta onlarca kadının namus cinayetine kurban gittiği belirtildi. "UNAMI, Ocak"tan Mart"a kadar Erbil, Dohuk, Süleymaniye ve Selahaddin'de namus cinayeti olduğu sanılan 40 vaka bilgisi almıştır" denilen raporda, bölgesel yönetim, bu cinayetlere gereken tepkiyi göstermediği için eleştirildi.