ABD'nin Ankara Büyükelçisi John Bass, ABD'nin Türkiye’de devam eden çözüm sürecini desteklediğini ve devamını istediğini söyledi. ABD Büyükelçisi, Suriye'de askeri çözümün de olmadığını kaydetti
Bass, Ankara'da bir araya geldiği Diplomasi Muhabirleri Derneği üyelerinin sorularını cevapladı. Bass, çözüm sürecinden Gülen’in iadesine, başkanlık siteminden 1915 olaylarına kadar birçok konuda görüş belirtti.
Çözüm süreciyle ilgili bir soru üzerine Bass, Türkiye'nin ve bölgedeki herhangi bir ülkenin isteyeceği en son şeyin çatışmaların sürmesi olduğunu ifade etti. Bölgede zaten çok fazla çatışma ve şiddet yaşandığını dile getiren Bass, "Süreci kuvvetle destekliyoruz" diye konuştu.
Büyükelçi Bass, 27 yıllık diplomasi deneyiminin, her müzakerede tarafların endişelerini dile getirdiği, sürece olan güvenini kaybettiği dönemlerin yaşanabileceğini gösterdiğini söyledi. Seçim sürecinde zorlukların da arttığını savunan Bass, sürece dahil olan herkesten, süreci güçlü bir şekilde desteklemeyi sürdürdüklerini ve şiddete yeniden dönülmesini görmek istemediklerini anlamalarını talep etti. Bass, "tarafların sürece olan bağlılıklarının devam etmesinin önemli olduğunu" söyledi.
Büyükelçi Bass, Fetullah Gülen'in iadesiyle ilgili bir soru üzerine, ABD hükümetinin bireylerin iadesi veya sınır dışı edilmesiyle ilgili davalar konusunda yorum yapmadığını hatırlatarak, yasal sürecin kendilerine sunulan deliller temelinde titiz, adil ve tarafsız bir şekilde işlediğini söyledi.
KONSOLOS ÇALIŞANLARININ CASUSLUK FAALİYETLERİ
Adana'daki ABD Konsolosluğu'nda çalışan ve ABD adına casusluk yaptığı ileri sürülen bir kişiyle ilgili haberlerin sorulması üzerine Bass, toplumda neler olduğunu anlamak açısından ABD büyükelçiliğinin ve konsolosluğunun toplumun değişik kesimleriyle iletişim içinde olduğunu dile getirdi.
Bass, çalışanlarının ve ailelerinin güvenlik açısından toplumda neler olup bittiğini, yüz yüze oldukları bir tehlike olup olmadığını, güvenlik ve siyasi konularda yaşanan değişimleri anlamaları gerektiğine dikkati çekti. Bass, "Bunlar Türkiye'de veya dünyanın başka bir ülkesindeki ABD büyükelçiliklerinin normal işi. Haberde yer alan ilişkilerin tarifi de bu bağlama uyuyor. Pek çok farklı insanla konuşuyoruz. Casusluk iddiası temelsiz" dedi.
Bass, konuyla ilgili haber yazılırken kendilerinin görüşüne başvurulmadığını kaydetti.
Türkiye ve ABD arasındaki işbirliğine de değinen Bass, Türkiye'nin içinde bulunduğu çeşitli tehlike ve zorluklara karşı Türk hükümetiyle ve toplumdaki pek çok insanla birlikte çalıştıklarını söyledi.
Türkiye'deki seçim süreciyle ilgili olarak, NATO üyesi ve müttefikleri olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de seçim kampanyalarını ilgiyle izlediklerini dile getiren Bass, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland'ın İstanbul'daki temasları sırasında dile getirdiği "Türk demokrasisinin kalitesinin ABD ve müttefikleri için çok önemli olduğu" yönündeki ifadeleri aktardı. Bass, "Çünkü müttefiklerimiz arasında ve Avrupa-Atlantik toplumunda hükümetler halka hizmet eder, tersine değil" ifadesini kullandı ve hükümet ile vatandaşlar arasındaki diyaloğun güçlü, canlı ve özgür olması gerektiğini belirtti.
Büyükelçi Bass, seçimde kimi destekledikleriyle ilgili sorulara muhatap olduklarını belirterek, "Türk halkını destekliyoruz. Toplumda, bu seçimlerin özgür, adil ve rekabete dayalı olmasını, tüm seçmelerin sandıklara gitme imkanına sahip olmasını ve bilinçli bir tercihte bulunmasını isteyen herkesi destekliyoruz" diye konuştu.
IŞİD İLE MÜCADELE
Bass, Türkiye ile yaptıkları görüşmelerde, IŞİD ile mücadeleden Suriye'deki çatışmanın barışçı bir biçimde çözüme kavuşturulmasına, Irak ve Suriye'den gelen sığınmacılardan Libya'da barışın tesisi ve halkın ortak biz zeminde geleceklerini inşa etmelerine kadar çeşitli konuları içine alan yoğun bir güvenlik gündemleri olduğunu dile getirdi. Bass, bu konularda Türk hükümetinin yanı sıra diğer dost ve müttefik ülkelerle de yakın çalışma içinde olduklarını kaydetti.
IŞİD ile mücadelede atılacak en doğru adımları tespitte birlikte çalıştıklarını vurgulayan Bass, bunun önemli bir parçasının da Suriye'nin ılımlı muhalif kesiminin eğitilip donatılması olduğunu söyledi. Bass, verdikleri destekle muhaliflerin Suriye halkını, DAEŞ ve rejim güçlerine karşı daha iyi koruyabilmesini, ellerindeki bölgelerin istikrara kavuşmasını ve savaş alanında hareket kabiliyetlerinin artırılmasının hedeflediklerini söyledi.
SURİYE'DE ASKERİ ÇÖZÜM YOK
Beşşar Esad için Suriye'deki durumun askeri çözümünün bulunmadığını vurgulayan Bass, çözüme müzakere ile ulaşılması gerektiğini ve müzakerelerin merkezinde de Esad'ın görevi bırakması olduğunu aktardı.
John Bass, başka bir soru üzerine Türkiye ve ABD'nin, Suriye ve Irak kaynaklı zorluklar konusunda benzer düşündüğüne dikkati çekti. "Başkan Esad tüm meşruiyetini kaybetti ve gelecekteki Suriye'nin bir parçası olamaz" diyen Bass, Esad'ın görevi bırakmasını sağlayacak siyasi bir çözüm yolu bulmakta kararlı olduklarını bildirdi.
Suriye ve Irak'a yabancı savaşçıların geçişi konusunda endişelerini dile getiren Bass, konunun etraflıca ele alınması gerektiğini vurguladı. Bass, yabancı savaşçıların durdurulması konusunda Türkiye'nin gayretli bir ortak olduğunu, sınırlarını kontrol etmesiyle sorunun çözülmeyeceğini, radikal unsurlara kaynaklık eden ülkelerin de elinden gelenin en iyisini yapması ve Türkiye'ye bilgi vermesi gerektiğini söyledi.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Başkanlık sistemi tartışmalarıyla ilgili bir soruyu cevaplayan Bass, Türkiye'de başkanlık sistemi ya da parlamenter sistem olmasının ABD'nin vereceği bir karar olmadığının altını çizdi. Bass, "Türk demokrasisinin mahiyetiyle ilgili kararı Türk halkı verir" diye konuştu. Bass, böylesine önemli bir konuda toplumdaki herkesin söz hakkına ve bilinçli bir tercihte bulunma şansına sahip olmasının önemine işaret etti.
ABD'nin değişik demokratik yöntemlere sahip ülkelerle ilişkileri bulunduğunu kaydeden Bass,
hangi sistemin kullandığından ziyade temel özgürlüklerin korunduğu, kuvvetler ayrılığının sağlandığı, tek bir kişinin ya da tek bir kurumunun orantısız yetki kullanmasını ve başkalarının rızasını gözetmeksizin yönetmesini engelleyecek bir sistemin önemine dikkat çekti. Bass, "Bizim dikkat ettiğimiz şeyler bunlar. Tartışmalar sürerken umuyorum ki Türk vatandaşlarının da dikkat ettiği şeyler bunlardır" şeklinde konuştu.
RUSYA'NIN FAALİYETLERİ
Türkiye ve ABD'nin çıkarlar ve tehditler konusunda ortak görüşlere sahip olduğuna işaret eden Bass, Rusya'nın geçen birkaç yıl içinde Avrupa-Atlantik bölgesindeki sınırları güç kullanarak değiştirmek konusundaki istikrarlı çaba ortaya koyduğunu söyledi. Bass, güç kullanarak sınırların değiştirilmesinin geçmişte kaldığını ve Soğuk Savaş sonrası dönemde bunun yeri olmadığını ifade ederek, iki ülkenin konuyla ilgili yakından çalıştığını dile getirdi.
Rusya'nın Kırım ve Ukrayna'nın doğusundaki faaliyetlerinin NATO üyesi ülkeler için endişe kaynağı olduğunu belirten Bass, Rusya'nın kolektif güvenlik konusundaki ciddiyetlerini anlaması gerektiğini söyledi.
ABD Büyükelçisi Bass, Rusya'ya uygulanan ekonomik baskıların sürmesi gerektiğini, Rusya'nın bu konuda seçeneğinin bulunduğunu, şubatta varılan Minsk mutabakatı çerçevesinde Ukrayna'nın doğusundan güçlerini çekmesi halinde yaptırımların kaldırılmasının da söz konusu olduğunu ifade etti.
Enerji kaynaklarının ve hatlarının ülkeler üzerindeki siyasi baskıları artırma aracı olmaması gerektiğine de değinen Bass, ülkeleri tek bir tedarikçiye bağımlı kılacak boru hatlarını desteklemediklerini bildirdi.
KIBRIS SORUNU
Büyükelçi John Bass, Kıbrıs sorunun çözümü konusunda ise müzakerelerin yeniden başlamasını kuvvetle desteklediklerini söyledi.
Türkiye dahil tüm taraflarla iletişim içinde olduklarını aktaran Bass, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin yeni seçilen KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'yı aradığını hatırlatarak, ABD'nin çözüm konusunda daha fazla enerji ve çaba sarf edeceğini kaydetti.
1915 OLAYLARI
John Bass, 1915 olaylarına ilişkin olarak da meselenin tek bir güne, anma gününe ve onun etrafında dönen siyasete sıkıştığını, konunun çözümünün hayati önemde olduğunu kaydetti. ABD Büyükelçisi, 1915 olaylarını diğer günlerde de düşünmenin ve tartışmanın, gerçeklerin tamamıyla açık ve adil bir şekilde kabulünü sağlayacağını, Türkiye ve Ermenistan arasındaki ilişkilerin de gelişmesine katkıda bulunacağını söyledi.