“ABD, İran"a Saldırı İçin Meşruiyet Arıyor!”

ABD, İran’la masaya oturuyor… Doğru! ABD, İran’a temsilcilik açmayı planlıyor… Bu da doğru! Peki, İran'a yönelik politika değişiyor mu?

Prof. Köni'ye göre hayır. Köni "Askeri seçenek masadan kalkmadı!" diyor ve ekliyor: "Saldırı tehlikesi hiç bu kadar yakın olmamıştı!"

Ellerindeki devasa nükleer güce rağmen İran'ın savunma amaçlı silahlanmasını hazmedemeyen ABD, İsrail ve bu iki gücün güdümündeki Batılı devletlerin İran'a yönelik baskısına rağmen; İran nükleer çalışmalarından vazgeçmiyor. Ancak son süreçte ABD'nin İran'la masaya oturması ve İran'da açmayı planladığı temsilcilik ABD-İran ilişkilerinin "normal"e seyrettiği yönünde yorumlara neden oluyor. Prof. Dr. Hasan Köni ise tam tersini düşünüyor. İşte İyibilgi haber sitesinin görüştüğü Köni'nin yorumu:

Dost tavsiyesi: İnanmayın!

Dünya gündemini üç yıldır işgal eden bir kriz söz konusu. İran tüm baskılara rağmen nükleer programından geri adım atmıyor. ABD-İsrail ekseni ise İran'ın nükleer çalışmalarından vazgeçmemesi halinde, Tahran'ı vurmakla tehdit ediyor.

Oysa göstergeler Bush'un görev süresinin dolmasına kısa bir süre kala bu krizin de yumuşamaya başladığını söylüyor. 1979 devriminden bu yana ilk kez bir ABD'li temsilci ile İranlı yetkili bir araya gelecek. Dışişleri Bakanlığı'nın 3 numaralı ismi, Amerikan Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns, hafta sonu Cenevre'de yapılacak İran'ın nükleer programıyla ilgili toplantıya katılacak ve İranlı müzakereci Said Celili'yle bir araya gelecek.

Bu iki ülke arasındaki olumlu gelişmenin bir bölümü. Meselenin diğer yönü ABD'nin İran'da açmayı tasarladığı diplomatik temsilcilik. Bunun bir adım ötesinde gelişmelerin yaşandığı da iddialar arasında. İranlı kaynaklara göre ABD ile İran arasında bir de güvenlik anlaşmasına varıldı. Buna göre Washington'un İran'da rejim değişikliği çabalarından vazgeçmesi karşılığında, Tahran da Amerika'nın bölgedeki istikrar ve barış çabalarını baltalamayacak.

Bu gelişmeler şunu gösteriyor: ABD, İran konusunda AB ile ortak noktaya geldi. Özellikle Haziran ayı başında gerçekleşen ve Tahran'a yönelik sert ekonomik yaptırımların çıktığı ABD-AB zirvesi sonrasında İsrail basınında çıkan "Bush İran'a saldırmama konusunda ikna edildi" şeklindeki haberler bunun önemli bir göstergesi. ABD neden Ortadoğu'da neden yeni bir yönelime gidiyor? Bush'un aklını çelen ne?

Bu soruların yanıtını aramak için Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Köni'ye mikrofon uzattık. Sorularımızı yanıtlayan Köni bize düşündüklerimizin tam tersini söyledi. Bush'un son günleri geldiği için İsrail lobisinin İran'a müdahale konusunda hala bastırdığını belirten Köni özellikle İsrail'in İran'ın potansiyelini abarttığı görüşünde. Köni "Dünya tarihinde 2020 yılında bomba yapacak bu yüzden saldıralım" anlayışının daha önce görülmediğini vurgulayarak "inanılacak gibi değil" diyor.

ABD'nin İran'ı vurmaktan vazgeçmediğinin altını çizen Köni "ABD'nin İran'la iletim kurması nükleer faaliyetlerden vazgeçmesini gerektiriyor. Ama İran vazgeçmiyor ki." diyor. ABD'nin İran'la teması bir bahane olarak kullanacağının altını çizen Köni şunları söyledi: Toplantıya katılacak ABD'li yetkili hiç konuşmayacak, sadece dinleyecek. Bu yüzden ABD 'diyalog önemliydi, biz dinledik' diyecek. Ancak İran da nükleer faaliyetlerinden vazgeçecek gibi değil. Diyalog önemliydi onu da yaptık ama iflah olmuyor diyecekler. Bu bir nevi saldırıya meşruiyet geliştirme aracı."

İran'a saldırının dünya ekonomisini ve ABD halkını sarsacağını ileri süren uluslararası ilişkiler uzmanı "ama petrol şirketleri büyük paralar kazanıyorlar. Amerika halkına hizmet etmekten çıkmış büyük şirketlerin emrine girmiş bir ülke" yorumunda bulunuyor.

Medya-Makale Haberleri

Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak
Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı