Ensarullah hareketinin siyasi büro üyesi Ali el Kahum, Umman'ın bu ülkede adil bir barış tesis etme çabalarına ilişkin iyimserliğini dile getirerek, Maskat'ın iyi komşuluk politikaları niyetinde olduğunu söyledi.
Ali el-Kahum şu ifadelerde bulundu: ‘Suudi heyetiyle yapılan müzakerelerde karşı taraftan ciddiyet gördük, müzakerelerde olumlu bir hava oluştu ve Yemen'in egemenliğini, toprak bütünlüğünü ve bağımsızlığını koruyan sürdürülebilir bir barışa doğru önemli ilerlemeler kaydettik.
Müzakerelerde insani konular, savaşın durdurulması, kuşatmanın kaldırılması, yabancı güçlerin geri çekilmesi ve tazminat ödenmesi konularına öncelik verildi. İnsani konulara ilişkin bir anlaşma, Birleşmiş Milletler gözetiminde ve dış müdahalelerden uzak diyaloglar için alan sağlayacaktır.'
Geçen Mart ayı sonunda Suudi Arabistan ve Umman'dan resmi heyetler, Yemen'deki esir değişimi ve ateşkes olayını değerlendirmek üzere San'a’ya geldi. Bu, Suudi heyetinin Yemen'e karşı Mart 2014'te başlayan ve Yemen ulusunun birçok kayıp ve zayiat vermesine neden olan kapsamlı savaşının başlamasından bu yana San’a’ya yaptığı ilk ziyaretti. Bu savaş yüz binlerce Yemenlinin ölümüne ve bu ülke ekonomisinin on milyarlarca dolar zarar görmesine neden oldu.
Yemenli yetkili Ali el-Kahum şu ifadelerde bulundu: ‘Barışa doğru ilerlemek doğru bir tutumdur. Suudi Arabistan Amerika’nın yörüngesinden çıkmalıdır. Suudi Arabistan, Yemen'deki savaşı ve kuşatmayı sürdürmek için Batı'nın baskılarını geri püskürtmelidir. Batılıların hedefi, Suudi Arabistan'ın Yemen bataklığına hapsolması ve komşularıyla düşman olmasıdır ve bunun arkasında onların açık sömürge hedefleri vardır.
Bu konu, Amerika ve İngiltere'nin Yemen'i sömürmek için uzun süredir devam eden hayallerinden biridir. Yemen'in güvenliği ve istikrarı, bölgenin ve komşu ülkelerin güvenliğidir. Şimdi Yemen'e saldırmak için tüm bahaneler ortadan kalktı. Yaşananlar asıl sorunun yabancı olduğunu ve sömürge açgözlülüğünden kaynaklandığını göstermiştir.
Babülmendep ve Yemen kıyılarına çok sayıda Amerikan askeri sevk edildi. Stratejik Babülmendep boğazına hakim olmak bölge için bir tehlike ve tehdittir. Batı tarafından da Rusya'yı kilit rol oynamaktan uzaklaştırmak için girişimlerde bulunuldu, ancak buna karşılık olarak Çin, bölge ülkeleri arasında barış anlaşmaları ve diplomatik ilişkiler getirdi.
Tahran-Riyad anlaşması, İran ve Suudi Arabistan'ın iç durumunda ve bölgesel düzeyde olumlu etkilere sahiptir. Çin, bölgedeki kilit rolünü geri almalı, Batı'nın hegemonyasına ve bu ülkelerin savaş çıkarma ve güvensizlik yaratma ve bölge halklarını yok etme çabalarında son vermelidir.
Amerika’nın Babülmendep ve Yemen kıyılarındaki eylemleri ve bu stratejik bölgelerde üsler kurması tüm bölge için tehlike oluşturmaktadır. Batının sömürgeci projelerini durdurmak ve tek kutuplu sisteme son vermek için uluslararası düzeyde önlemler alınmalıdır.' (Ajanslar)