ABD seçimlerine giderken Fransa ve Avusturya’da olanları biliyorsunuz. Şimdi gözler ABD’de.. Avrupa’daki çatışmalar, Avrupa’nın başka ülkelerine, başka yerlere de yayılabilir. ABD seçimlerine gelince sonuç beklendiği gibi, belli olmadı. Toplam iki parti var. ABD’de seçimler iki dereceli olarak yapılıyor. Seçimi kazanmak için 1. derecede 538 delegenin 270’ini almak zorunda. En fazla delege Florida’dan geliyor. Burada Biden önde. Pennsylvania da önemli. Bu arada Michigan, Wisconsin, Arizona da Biden dedi. Kuzey Carolina haricindeki tüm eyaletlerde Biden önde. Burada Trump çok az önde. Mektupla gelen oylar hafta sonuna kadar beklenecek. Kesin sonuç hafta sonu belli olacak. Bu da ülkede gerilim ve çatışmalara sebep olmasından korkuluyor. Trump görevi bırakmak istemiyor. Bazı ülkeler bu dönemde ABD’ye “seyahat etmeyin” uyarısı veriyor. ABD kaybeden sonuçlara itiraz edecek. Ve ardından bu belirsizliği fırsat bilenler yasadışı milisler sokaklara dökülecek. Kurumlar bu süreçte sanki bir doğal afete ya da kavgaya gider gibi sandığa gidiyor. Sosyal medya üzerinden ciddi izlemeler yanında operasyonlar yapılıyor ve haberler filtreleniyor. Trump’çılar, Biden’cılar ve seçimi boykot edenler.. Bu seçimler, sadece ABD’nin kendi seçimi değil. ABD halkı, dünya jandarmasını, celladını, gardiyanını seçiyor.
ABD’de Siyonist lobinin özgül ağırlığı çok yüksek. Kim kazanırsa kazansın, aslında sonuçta onlar kazanmış olacaklar. Trump’ın şansı ise Yahudi olmayan Siyonistlerden, yani Evangeliklerden geliyor.
Ha, bugün aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 70.yılı. Hangi İnsan Hakları ise.
Fransız devriminin iki Kapitalizmle evliliğinden doğan çocuğu var: Komünizm ve Faşizm. Düşman kardeşler. Emek ve sermayenin savaşına şahit olduk. Bunun adına soğuk savaş dediler. Aynı ülkenin çocukları, haydut devletlerin ellerine tutuşturdukları silahlarla birbirlerini vurdular. Kazanan Kapitalizm oldu. Seçim öncesi, Başkent ve birçok büyük şehirde sokaklarda korku hakimdi. Seçimi Trump kaybeder ve hile oldu diye görevden ayrılmayacak olursa ne olacak. Caddelerde birçok işyeri sunta perdelerle perdelemiş iş yerlerini. Çünkü çatışma çıkmasından, yağmadan korkuyorlar.
Evet, bıçak sırtı bir seçim. Trump yenilgiyi kabul etmeyecek. Trump kazandı dense de Biden taraftarları, hile yaptı diyecek. Biden kazansa Trump hile yaptı diyecekti. Aslında her iki taraf da hile yapmış olabilir ya da fırsatını bulurlarsa yaparlar. Hile, tehdit, şantaj her şey mümkün siyaset pazarında. Hatta suikast bile olur. Son kamuoyu araştırmalarına göre, bazı kuruluşlar Biden’i 10 puan önde gösteriyordu. Bu kamuoyu şirketlerinin çoğu da düdük gibidir. Parayı veren öttürür.
“Avrupa insan hakları ve temel özgürlüklerin korunmasına ilişkin sözleşmesi” Roma’da 4 Kasım 1950’de imzalandı ve 3 Eylül 1953’de yürürlüğe girdi. (Türkiye 18 Mayıs 1954’te sözleşmeyi onaylamış, 28 Ocak 1987’de de bireysel başvuru hakkını tanımıştır. Mahkemenin zorunlu yargı yetkisini ise 28 Ocak 1990’da kabul etmiştir). 59 Madde’den ve ek protokollerden oluşan sözleşmenin girişi şöyle: “Aşağıda imzası bulunan Avrupa Konseyi üyesi hükümetler, BM Genel Kurulu tarafından 10 Aralık 1948’de ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’ni, bu bildirinin açıkladığı hakların evrensel ve etkin olarak tanınmalarını ve uygulanmalarını sağlamayı hedef aldığını, Avrupa Konseyi’nin amacının, üyeleri arasında daha sıkı bir birlik oluşturmak olduğunu ve insan hakları ile temel özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesinin bu amaca ulaşma yollarından biri olduğunu gözönüne alarak, dünyada barış ve adaletin asıl temelini oluşturan ve korunması öncelikle, bir yandan gerçekten demokratik bir siyasal rejime, diğer yandan da insan hakları konusunda ortak bir anlayış ve ortaklaşa saygı esasına bağlı olan bu temel özgürlüklere derin bağlılıklarını bir kez daha tekrarlayarak, aynı inancı taşıyan ve siyasal gelenekler, idealler, özgürlüklere saygı ve hukukun üstünlüğü konularında ortak bir mirası paylaşan Avrupa devletlerinin hükümetleri sıfatıyla, Evrensel Bildiri’de yer alan bazı hakların ortak güvenceye bağlanmasını sağlama yolunda ilk adımları atmaya kararlı olarak, (…) anlaşmışlardır.” Bu sözleşmeyi sosyal ve ekonomik hakları içeren “Avrupa Sosyal Şartı” izlemiştir. AİHS, Avrupa Konseyi üyesi 47 devlet tarafından onaylanmıştır.
Batılılar kıskançtır ve biraz da aşağılık kompleksine sahip. Şuur altlarında, bir gün gelecek, kendilerine geçmişin hesabı sorulacak korkusu vardır. BM İnsan Hakları Bildirisi, evrensel bir bildiri ama insanlığın ortak aklı ve mirası gibi bir sunumu var. Avrupa aynı bildiriyi kendi PR’ı için kendi patenti altında yeniden yayınlama gereği duydu. AİHM’i kurdu. CEDAW’ı genişletmek yerine İstanbul Sözleşmesi ile kendini Avrupa’yı alan yeni bir sözleşme yaptı. Herkes biliyordu, onlar sömürgeci, servetleri de sömürge mirasından geliyor. Ellerinde Kızılderili kanı var. Kara derili kölelerin ahı onların sırtlarında bir kambur. Sarı ırkın trajedisi onları şuuraltında sürekli hareket halinde sanki kemirgen bir gibi. Bunu bastırmak için adalet, barış, özgürlük, insan hakları gibi sloganların arkasına saklanma gereği duyuyorlar. Eskiden ellerinde İncil vardı, artık onu da bir kenara bıraktılar. Laikliğe, sekülerizme sığınmaları bir yerde ahiret, cehennem korkusundan kurtulmak için. Onun için fuhuş ve alkole, uyuşturucuya sığınıyorlar. Bize kendilerine benzetmeye çalışıyorlar. Biz kendilerini örnek alıp Batılılaştıkça, o şuuraltındaki korkularından uzaklaşmış hissediyorlar kendilerini. Biz dinden söz ettikçe İslamofobya yönleri öne çıkıyor, ortaya çıkıyor. Onun için ırkçıdırlar, yabancı ve göçmen düşmanıdırlar. Kiliseyi susturdular, dini toplumsal planda mabetlere ve kişisel planda vicdanlarına hapsettikleri ve geçmişte suç ortaklıkları olduğu için dine karşı çıkarken kiliselerini dışarıda tutuyorlar.
ABD seçimleri, 1645 Westfelya öncesi 100 yıl savaşları dedikleri sömürü mirasını paylaşamadıkları için savaştıkları günleri hatırlatıyor. “Yeni dijital sömürü çağının patronu kim olacak?” Sıradan insanlar korkuyorlar haklı olarak! ABD’nin öteki “Haydut” yüzünün bir benzeri Paris sokaklarında gösteriyor kendini! O zaman sömürge mirasını paylaşamıyorlardı, şimdi yeni sömürge dönemi öncesi, Greet Reset ve yeni normal dönemin liderlik, yöntem ve nihai hedefi konusunda anlaşamıyorlar. Covid movid dünyayı susturmak için bir bahane yoksa. Selam ve dua ile.