Amerikalı araştırmacı ve gazeteci Franklin Lamb, İsrail ve Amerika'nın Hizbullah'ı devirmek için Uluslararası Mahkeme'yi önemli bir araç olarak kullandıklarını yazdı.
el Menar'ın haberine göre Lamb, Amerika Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un Ortadoğu temsilcisi Jeffrey Feltman ile Amerika'nın Lübnan Büyükelçisi Maura Connolly'la 17 Ekim 2010'da Velid Canpolat'a yaptığı ziyaret sırasında, Feltman'ın Maora'ya "İstediğim kişiler şimdi çepe çevre sardım. Hizbullah'ı yumuşak bin darbeyle nasıl paramparça edişimizi izleyin. İsrail'e Lübnan'dan uzak durması isteğimi ilettim. Çünkü İsrail ordusunun Hizbullah'ı hezimete uğratması mümkün değil. Bunun yanı sıra bölgenin tamı da bir ateş topuna dönüşür. Bu sorunla ben ilgileneceğim. Bu, Lübnan'a yeni yıl hediyem olacak" dedi.
Lamb'a göre Amerika ve İsrail, 1559 sayılı kararla deviremedikleri Hizbullah'ı 1757 sayılı BM kararıyla devirebileceğini güvendiğini belirten Lamb, Hizbullah'ın Hariri suikastinden sorumlu tutulmasından sonra Lübnan'da kaos ortamı oluşturulmak için çalışılacağını ifade etti.
Kararın hemen akabinde İsrail ve Amerika'nın medya gücünü kullanarak "Şiilerin Sünni başbakanı öldürdüğü" yönünde Hizbullah'ı devirme amaçlı Lübnan'da gerilim yaratma kampanyası başlatacaklarını savunan Lamb "Amerika Dışişleri Bakanlığı'ndaki bir avukat, 'Uluslararası Mahkeme'nin Hariri savasından Hizbullah üyesi bir kişiyi sorumlu tutması, bizim için büyük bir zaferdir'dedi." dedi.
İddianame Sonrasında Hizbullah Ne Yapacak?
Diyar Gazetesi, Lübnan'ın Hollanda Büyükelçisi Zidan Sagir, Avrupa'daki diplomatik kayankalra dayanarak, Uluslararası Mahkeme'nin söz konusu iddianameyi önümüzdeki Perşembe günü açıklayacağını söyledi. İddianamenin yeni yıl tatili öncesinde yani en geç 20 Aralık 2010 tarihinde açıklanması bekleniyor.
İddianamenin açıklanması halinde Hizbullah'ın ne yapacağı henüz bilinmiyor. Hizbullah liderliği, her zaman olduğu gibi iddianamenin sonucunu gördükten sonra duruşunun açığa çıkacağını açıklamıştı. İsrail ve Amerika'nın beklentisi, Hizbullah'ın 7 Mayıs 2008'de olduğu gibi silaha sarılarak meydana inmesi. Bununla birlikte Hizbullah'ın, suçlanan üyelerinin tutuklanma girişimi olmadığı sürece iddianameyle birlikte Hizbullah'ın silaha sarılması beklenmiyor.
Suriye ve Suudi Arabistan'ın yanı sıra iddianame krizi için devreye giren Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Hamad Bin Casim bin Cabir Âl Sani, geçtiğimiz günlerde Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrallah'la yaptığı görüşmeden memnun ayrıldığı gözlemlendi. Âl Sani'nin ziyaretini değerlendiren uzmanlara göre Hizbullah'ın askeri gücüyle meydana inmesi beklenmiyor.
Hizbullah ve müttefiklerinin önündeki en güçlü seçenekler arasında, hükümet çalışmalarını boykot etmek, devlet kurumlarını çalışamaz hale getirmek, Hariri hükümetinin iddianameyi tanımadıını açıklayıncaya kadar ülkede hayatı felç eden sivil eylemlerin sürdürmek yer alıyor.
isra haber