ABD 84 yaşındaki Ben Ami Kadish'i, İsrail'e casusluk suçlamasıyla tutuklandı. İsrail ise Kadish'in tutuklanma gerekçesinin, Jonathan Pollard'ın casusluk yaptığı yıllardaki İsrailli 'süper köstebek'i ortaya çıkarmak amacını güttüğünü düşünüyor.
(JTA - The Global News Service of the Jewish People) internet sitesinde yayımlanan bir yorum yazıda, bu casusluk krizi, olayların kronolojik tarihi ve gerekçeleri de verilerek sorgulandı.
"Yaklaşık çeyrek asır önce işlendiği ileri sürülen suçlar sebebiyle 84 yaşındaki bir kişi Amerikan yönetimi tarafından neden şimdi tutuklanmak istensin" sorusunu soran JTA, Ben Ami Kadish'in 20 yıldan fazla bir zaman önce casusluk yaptığı iddiasıyla geçen hafta tutuklanmasından beri olayla ilgili bazı detayların ortaya çıkmaya başladığını belirtti.
Olayla ilgili İsrailli potikacı ve kamuoyu aktörlerinin çeşitli teoriler ortaya attığını kaydeden JTA, bir teoriye göre, Pentagon, Adalet Bakanlığı ve ABD istihbaratında, İsrail karşıtlığı olan güçler var.
Bu kişiler ele geçirdikleri her fırsatta İsrail'in ABD ile stratejik bağlarını bozmaya çalışıyor. Yine bu güçler, ABD Başkanı George W. Bush'un 60. yıl kutlamaları için İsrail'e yapacağı ziyarete bir gölge de düşürmeye çalışıyorlar. Bu kutlamalar vesilesi ile Bush'un 23 seneden beri hapis yatan casus Jonathan Pollard'ı, İsrail'e bir doğum günü hediyesi olarak serbest bırakmasını da engelmeye çalışıyorlar.
'SÜPER KÖSTEBEĞİ AÇIKLA'
İkinci teori ise, Pollard davası ile ilgili birçok Amerikalı, Pollard'a Amerikan yönetimi içinde yüksek bir mevkiden yardım edildiğine ve cesaretlendirildiğine inanmış durumda.
Pollard, 1986'da İsrail adına casusluk yapmaktan ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış durumda. Pollard, en üst seviyede çok gizli dosya ve belgelerin katolog numaralarını, önemli detaylarını elde etti. Amerikalılara göre bu bilgiler sadece Reagan yönetimindeki çok üst düzey bir yetkiliden elde edilebilir.
O günlerde İsrail Savunma Bakanı olan İzak Rabin'in danışmanı Eitan Haber, dönemin ABD Savunma Bakanı Caspar Weinberger'in, Rabin ile görüşmesi sırasında kızgın bir şekilde masaya vurarak, İsrail'in şüpheli süper köstebeğin kimliğini açıklamasını talep ettiğini, söyledi.
Etian Haber, Weinberger'in gürleyerek, "İkinci Pollard'ın kim olduğunu bana söyle. Bana ismini ver" diye bağırdığını belirtiyor.
CLINTON DA SERBEST BIRAKMAK İSTEDİ
Yıllar sonra Başkan Clinton İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ile 1998'de Wye Plantation'da anlaşmaya vararak Pollard'ın serbest bırakılmasını kabul etti fakat dönemin CIA Direktöre George Tenet'in istifa tehdidiyle karşılaşınca, geri adım attı. Çünkü, İsrail hala ikinci ismi vermemişti.
'Süper köstebek' teorisi, Pollard'ın neden bu yıllar hapiste tutulduğunu açıklamaya yardımcı olabilir. İsrail varsayılan süper köstebekin adını vermedikçe, ABD, Pollard'ı serbest bırakmayacak. ABD, süper köstebeğin izini sürmek ve yakalayabilmek hala "Pollard & Co." dosyasını yirmi yıldır açık tutuyor.
Herşeye rağmen Etian Haber, "ikinci Pollard" veya süper köstebek olmadığında ısrar ediyor. JTA'ya konuşan Haber, bir ordu mühendisi olan ve nispeten düşük seviye teknolojik verilere ulaşan Kadish'in, 'süper köstebek' varsayımına uymadığını söyledi. Ancak, Kadish süper köstebek hipotezini çürütecek bir konu da değil.
'KADİSH, POLLARD'IN SERBEST KALMASINI ÖNLEMEK İÇİN YAKALANDI'
Amerikan istihbarat çevrelerinde, Bush'ın 60. yıl jesti olarak Pollard'ı, İsrail'e verebileceği endişesinin var olduğu görülüyor. Ancak başlıca istihbarat yetkilileri, İsrail'in, hala varsayılan süper köstebeğin adını bildiğine inanıyor ve İsrail bunu açıklayana kadar Pollard kartını ellerinde tutmak istiyor.
Bu manada, Amerikan istihbaratı, kamuoyu karşısına Kadish hadisesi ile çıkmayı tercih ederek İsrail süper köstebeğinin adını açıklamadan, Bush'ın Pollard'ı serbest bırakmamasını garantiye almaya çalışıyor.
İsrailli yetkililer Kadish olayı hakkında konuşmaktan kaçınıyorlar. Ancak yetkililer, Kadish olayı doğru çıksa bile, sadece Temmuz 1985'e kadar aktif olduğunu savunuyorlar. 1985'te Pollard olayından bu yana Kadish'e kadar, herhangi bir İsrailli casusluk olayı yaşanmamıştı.
Pollard hadisesi meydana geldiğinde ve sonrasında, İsrail hükümetinde görev yapan Haber, olayın hemen ardından Başbakan İzak Şamir'in Amerika'da herhangi bir şekilde casusluk yapılmaması konusunda sıkı direktifler verdiğini de iddia etti. Şamir'den sonra gelen Rabin ve Şimon Peres'in de aynı yolu izledikleri ileri sürülüyor.
İsrailli üst düzey yetkililer bugün de hükümetin pozisyonunun aynı şekilde devam ettiğini anlatıyorlar.
İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Arye Mekel, "1985'ten beri başbakanların 'ABD'de bu tür eylemlerin yürütülmemesi konusunda büyük itina gösteriliyor." dedi.
İsrailli yetkililer, Pollard'ın faal olduğu yıllarda başka bir casus olup olmadığı konusundan emin olmadıklarını belirtiliyorlar. Pollard hadisesinin olduğu dönem İsrail istihbarat örgütü ve Pollard operasyonunu yürüten Lakam'ın (Bilimsel İlişkiler Bürosu) başkanı olan Devlet Bakanı Rafi Eitan, Kadish'in ismini hiç duymadığını iddia etti.
Pollard hadisesini araştıran Knesset komisyonu üyesi İşçi Partili Micha Harish, o günlerde Pollard'dan başka Amerika'da herhangi bir casusluk faaliyeti hakkında hiç bilgilerinin olmadığını ileri sürdü. JTA'ya konuşan Harish, "Amerikalılar tarafından yayılan söylentiler var. Ancak biz Pollard hadisesinin bir tane olduğu sonucuna vardık. Kadish hadisesi, çok amatör ve kaba bir operasyon" dedi.
'POLLARD'I SERBEST BIRAKIRIZ FAKAT..'
Harish, Pollard'dan sorumlu İsrailli yetkili olan Yosef Yagur'un Kadish'le de ilgilenmiş olabileceğini ve Pollard hadisesi üzerine rapor etmeden Kadish ile de bağlantısını koparmış olabileceğini söyledi.
Harish, "Amerikalı yetkililer bana, Pollard'ı serbest bırakırsak, İngiltere veya Japonya gibi diğer dost ülkelerin ABD'de casusluk faaliyeti yürütmesine meşruluk kazandırmış oluruz. Bu Amerikan açık toplumu için kabul edilmez bir durum meydana getirir' şeklinde konuştular" dedi.
'KADİSH HADİSESİ, İSRAİL YALANINI ORTAYA ÇIKARDI'
Pollard hadisesi İsrail-Amerikan ilişkilerine ağır bir darbe vurdu. İki hükümet ve iki istihbarat toplumu arasında tekrar güvenin inşa edilmesi yıllar aldı.
İsrailliler, Kadish hadisesinin Pollard gibi olmadığını, hemen sönecek çay bardağındaki bir fırtına olduğunu savunuyorlar. Ancak Amerikalılar olaya farklı bakıyor. Pollard hadisesine bakan savcı Joseph di Genova, Kadish olayının İsraillilerin yalan söylediğini ortaya çıkardığını ve 'Pollard'ın yanında ABD'de başka bir casus yok' iddialarının boş çıktığını söyledi.
Kadish olayında, F-15 savaş uçakları, Patriot füze savar sistemleri ve nükleer programlar hakkındaki belgelerin, İsrail'e transfer edilmesinden daha önemlisi, Kadish'in üzerinde daha üst seviye birinin olup olmadığı veya başka köstebeklerin bulunup bulunmadığı. İsrail, şimdi bu konuda ABD'yi ikna etmekle karşı karşıya bulunuyor.
Amerikan istihbaratçıları, Kadish hadisesini, geçmişte ABD'deki bütün casus bağlantılarını bildirmesi için İsrail'e baskı için kullanmaya hazırlanırken, İsrail bu meselede, elinden geldiğini yaptığı konusunda, ABD'yi ikna etmek zorunda kalacak.
Dünya Bülteni