Beklenen oldu.
Peki, bundan sonra ne olacak? O belli değil. Şimdilik acil durum ilan ederek devir-teslim dönemine yeni bir kriz çıkmasın istiyorlar.
Cumhuriyetçileri senato önüne çağıran Trump. Göstericiler Senatoya kavga ederek değil, adeta ellerini kollarını sallayarak girdiler. Bu kadar içeri girince, içeride ne oldu ise oldu ve çatışma çıktı. 4 kişi öldü, kaç kişi yaralandı, o bilinmiyor. Bu durum korku, panik ve öfkeye sebeb oldu.
Sonuçta göstericiler çıkartıldı, Cumhuriyetçi üyeler bile direnmekten vazgeçtiler. Trump sosyal medyada engellendi, sonunda Biden başkan ilan edildi. Trump ise bu sonucu kabul etmediğini ama 20 Ocak’ta sorunsuz bir şekilde görevi devredeceğini söyledi.
Ankara’dan ise, olaylarla ilgili bir basın açıklaması yapıldı. Açıklama, daha önce Türkiye’deki sosyal olaylar konusunda ABD’den gelenek açıklamalara çok benziyordu ve bu ABD basınında tepki ile karşılandı.
Bir takım politikacıların ve basın mensubunun söylediği gibi bu “bir grup çapulcunun işi” değildi. Her ne kadar Demokratlar, başkanlık, kongre ve temsilciler meclisinde çoğunluğu sağlamış olsalar da, onları kolay bir süreç beklemiyor. Esasen burada Demokratlar bu seçimi “Globalistlerle ittifak” kurarak kazandı. Kamala Harris Globalistlerin temsilcisi olabilir. Ve Biden o koltukta bütün dönem oturuyor olmayabilir. İster misiniz, Globalistler Trump taraftarlarının eli ile Biden’i köşeye sıkıştırıp Kamala Harris’in önünü açsınlar.
Yeni yıla heyecan verici bir başlangıçla girdik ve bu durum gelecek aylarda da temposunu artırarak devam edebilir. Belki ilk 3 ay daha sonra olacaklara göre göreceli bir sakinlikte geçebilir. ABD’nin normalleşmesi bugünden yarına olmayacak. Zaten CoVID’in getirdiği bir stres var. Trump’ın engellediği bazı projelerin hayata geçirilmesi gerek. Bakalım başka neler olacak. 6 Ocak olayları yargıya intikal edecek mi? Terör, şiddet olayları, suikastlar, sabotajlar olabilir mi?
Önce Globalistlerle Demokratların uzlaşmaları gereken birçok konu var. Doların geleceği, Çin ile ilişkiler, İsrail ve “Ortadoğu”, AB ile ilişkiler, BM, NATO ile ilişkiler, FED’in “yeni Bretton Woods planı”, İran, Rusya konusu hemen hemen bütün başlıkları can alıcı konular olarak ve yeni dönemde acil çözüm bekleyen daha bir sürü konu, sorun.
Türkiye açısından Türk-ABD ilişkilerinin geleceği de önemli tabi. Türkiye dediğinizde, bu başlık altında, Türkiye’nin taraf olduğu, Türkiye ile ilişkilendirilen birçok başlık var.
Şu günlerde ABD’de yaşananların ABD Demokrasi’sinin iç yüzünü görmek isteyecekler için iyi bir fırsat oldu. Bu bir bakıma imaj açısından ABD için bir yıkım oldu.
Bu olaylar bir anda bu noktaya gelmedi. Seçim sürecinde adım adım bu noktaya geldi. Bir siyahinin polis tarafından öldürülmesi ile başlayan süreç bugünlere geldi. Bugünden sonrası için de bir anda sona ermeyecek. Özellikle “Tanrıyı kıyamete zorlayan” Evangelikler için böyle bir şey, bütün teolojik kehanetlerin bir anda sona ermesi demek. Globalistlerin senaryolarını hayata geçirmeleri noktasında da daha birçok grupla uzlaşmaları gerekecek.
CoVID’in yayılması gibi, bu krizin yayılması da tüm dünyaya göreceksiniz, çok hızlı bir şekilde yayılacak. Bugünden yarına bir rahatlama söz konusu değil gibi gözüküyor.
Bu saatten sonra kimse, hiçbir şey olmamış gibi davranamaz. Bir ipte iki cambaz oynamaz. Kendi aralarında uzlaşmaları kolay değil, hesaplaşmaları ise çok kanlı olabilir.
Bu olaylar dünyaya şunu gösterdi. 40 yaşlarında sermaye sahibi bir oğlan, dünyanın en güçlü(!?) ülkesinin devlet başkanını sosyal medyada engelleyebilir. Trump’a karşı yapılan bu uygulama aslında bütün dünya liderlerine yönelik bir tehdittir. Sadece liderlere değil, sıradan insanlara da..
ABD’nin şimdi dikkatleri başka bir yere çekmesi gerek. Bunun için 11 Eylül benzeri bir saldırı da olabilir. Enerji santrallerine yönelik bir saldırı ya da siber bir saldırı mesela. Hiçbir şey olmamış gibi, yarın insanlar işlerine dönecek değiller. Amerikan borsası, dolar, Elon Musk ve Bill Gates gibi isimler, FDA, DSÖ, IMF, CIDA, FBI ve benzeri örgütler ABD’de daha çok tartışılacak.
Tabii, bundan sonra Trump’ın ne yapacağına da bakmak gerek. Trump’ın şahsında, Cumhuriyetçiler tarihlerinin belki de en büyük yenilgilerinden birini aldılar. Bunu bu şekilde içlerine sindirmeleri çok mümkün değil. ABD’de düğüm çözülmedi, her şey şimdi yeni başlıyor.
Önce bir Şubat’ı görelim. Sonra Mart’ı bekleyelim. İster misiniz, Ortadoğu’da kan gövdeyi götürsün. İslam’a karşı batıda bir meydan okuma olsun ve Müslümanlar ayaklansın. Müslüman liderlere yönelik suikastlar, ülkelere karşı saldırılar olsun. İsrail’e dikkat. Türkiye, Suriye, Irak, İran, Pakistan’a dikkat. Özellikle de İran! Suudi Arabistan’a, Mekke’ye ve Kudüs’e dikkat. Bakarsınız yeni mutasyonlar, salgınlar ortaya çıkmış.
Dikkatli olalım, sabırlı olalım. Böyle olacak demiyorum, ama geçen yıla bakınca, gelecek yılda bunlar olabilir. Hazırlıklı olalım. İstanbul depremi hep aklımızın ucunda olsun. Ekonomik kriz, siyasi krizi destekleyebilir. Bu kriz ve felaketler art arda gelince toplumda huzursuzluklar kaçınılmaz olur.
Böyle şeyler tarihte ilk kez olmuyor ve bu dertlerin çözümü, sadece akli tedbirlerden ibaret olmamalı. Akıl olmadan olmaz, ama tek anahtar akıl da değil. Ahlaki tedbirler de olmalı. Tövbe istiğfar ve dua gerekli. Sabır ve yardımlaşma gerekli. Mayıs’ta Ramazan, Temmuz’da Kurban var. Bu aylarda dikkatli olmamız gerek. Selam ve dua ile.