Türkiye'nin Kuzey Irak'a karşı olası bir askeri operasyonuyla ilgi olarak ABD'nin sathına yayılmış olan "düşünce kuruluşları"nda çeşitli senaryolar üretilmeye devam ediliyor.
Kısacası, bu iş ne Hudson Enstitüsü ile başladı ne de onunla bitecek. Zira Irak'ta işlerin bir fiyaskoya doğru ilerlediğini gören Amerikan kamuoyu, konuyla ilgili olarak söylenen her şeye ilgi gösteriyor.
Son olarak, bir ayağı New Mexico'da, diğer ayağı da Washington'da bulunan ve kısa adı "FPIF" (Foreign Policy in Focus - www.pfif.org) olan kuruluşun Richard May imzalı yazısı geçti elime.
ABD ordusunda subay olarak Afganistan ve Irak'ta görev yapmış olan ve Türkiye'nin PKK sorununun ciddiyetini kabul eden May'in tespitleri özetle şöyle:
1) TSK'nın sınır ötesi operasyonu Bağdat'ta ABD güçleriyle birlikte çalışan 10 bine yakın peşmergenin, "vatan mücadelesi" için Kuzey Irak'a çekilmesine neden olacaktır. Bunlara dahil olmayan Irak ordusunun çeşitli kademelerindeki Kürtlerin de aynısını yapmaları beklenebilir.
Ülkenin bölünmesi hızlanır
Bu da Bağdat'taki güvenlik durumunu daha da kötüye götürecektir. Ayrıca Kürtleri, "vatan savunması"nı Irak'ın savunmasına tercih etmeye zorlayacağı için ülkenin bölünmesini hızlandıracaktır.
2) Geçmiş operasyonları TSK'nın bu kez de Kuzey Irak'ta çok uzun süreyle kalmayacağını gösteriyor. Geçmiş operasyonlar sonrasında PKK'nın toparlandığı görüldü. Bir TSK operasyonu nedeniyle artacak yerel sempati sayesinde PKK'nın bu kez daha da güçlenmesi olasılığı yüksektir.
3) Iraklı Kürtlerin büyük bölümü PKK'yı desteklemiyor. Ancak TSK tarafından bu örgüte karşı yapılacak bir sınır ötesi operasyonun yol açacağı "Kürdistan'a karşı saldırı" algısı, Kürtlerin kenetlenmelerine ve bağımsızlık arzularını pekiştirmelerine yol açacaktır.
Böyle bir operasyon nedeniyle Kürtlere uluslararası düzeyde duyulacak sempati ise Kürt ayrılıkçılığını güçlendirecektir. Bunun Türkiye, İran ve Suriye için ortaya çıkaracağı olumsuz etkileri de bölgesel istikrarsızlığa katkıda bulunacaktır.
4) PKK gerçeği karşısında tek çıkış yolu, Türkiye, ABD ve Iraklı Kürtler arasında bu konuda varılacak bir anlaşmadır. Türkiye siyasi adımlarla tatmin olmayacağı için PKK'ya karşı somut eylemler görmek isteyecektir.
Müzakere şart
ABD, TSK'nın operasyonunu önlemek istiyorsa bu anlaşmaya bir an evvel varmak zorundadır. Türkiye ile bu konuyu müzakere etmek kendileri için ne kadar tatsız olursa olsun, Iraklı Kürtlerin de TSK'nın istilasına uğramanın çok daha onur kırıcı olacağını anlaması gerekiyor.
Türkiye'nin bu müzakerelere nasıl razı edileceğine değinmeyen May, yazısını şu sözlerle tamamlıyor: "Bir Türk istilası Kürtleri Kürdistan ile Irak arasında bir seçim yapmaya zorlayacaktır. Bu durumda kaybeden taraf da Irak olacaktır."
Bu tür görüşleri kamuoyuna yansıttığımızda bizdeki şahinler tarafından "moral bozmakla" suçlanıyoruz. Fakat bunlar boş değerlendirmeler değil.
Genelkurmay'ımız da zaten bu söylenenleri not ediyordur. Onun için, neyle karşı karşıya olduğumuzu anlamak açısından -kabul etsek de etmesek de- bu görüşlere kulak vermekte yarar var.
Semih İdiz/MİLLİYET