ABD'nin Venezuela çıkışı şimdilik 'sembolik' görülüyor

ABD Başkanı Barack Obama, hafta başında insan hakları ihlalleri ve yolsuzlukla suçladığı yedi Venezuelalı yetkiliye yaptırımlar getirdi.

Amerikalı uzmanlar, ABD'nin Venezuela'yı "doğrudan tehdit olarak" görmediğini ama ülkedeki insan hakları ve yolsuzluklara dikkat çekmek için "sembolik" yaptırımlar yoluna gittiğini belirtiyor.
ABD Başkanı Barack Obama, hafta başında insan hakları ihlalleri ve yolsuzlukla suçladığı yedi Venezuelalı yetkiliye yaptırımlar getirdi. Yaptırım kararlarında Venezuela'nın ABD için "ulusal güvenlik tehdidi" olduğu belirtilerek, "ABD Başkanı Obama, Venezuela'daki durumun ABD'nin dış politikası ve ulusal güvenliğine getirdiği olağanüstü ve olağandışı tehdit dolayısıyla milli alarm ilan eden başkanlık emri yayınladı" ifadesi yer aldı.
Venezuela'ya yönelik bu tanımlama, ABD'nin Latin Amerika ülkeleriyle sorunları gidermeye çalıştığı bir dönemde Venezuela ile hasımlığını artırmaya mı yöneldiği ve bu ülkeyi daha büyük bir tehdit olarak görmeye başlayıp başlamadığı yönünde algılamalara neden oldu.
Her ne kadar başkanlık emrindeki "ulusal güvenlik tehdidi" veya "milli alarm" ifadeleri hayli sert bir söylem içerse de aslında bu, ABD yönetiminin başka bir ülkeye yaptırım başlatabilmesi için gereken yasal sürecin bir gereği.
Konuyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtlayan uzmanlardan Brookings Enstitüsü'nde Latin Amerika Girişimi'nin Dış Politika Programı Direktörü Harold Trinkunas, Obama'nın Venezuela hükümetine yaptırım uygulaması için "Venezuela'daki durumun ABD'nin dış politikasına ve ulusal güvenliğine getirdiği olağanüstü ve olağan dışı tehdit" ifadelerini kullanması gerektiğine vurgu yaptı. Trinkunas, buradaki dilin İran ve Suriye'ye yönelik yaptırımlarda da söz konusu olduğunu söyledi.
- "ABD'ye doğrudan tehdit değil" -
Obama'nın böyle bir dil kullanmadan yasalar gereği yaptırım kararı alamayacağını belirten Trinkunas, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla ABD'nin Venezuela'yı gerçekten ulusal güvenliğine tehdit olarak görüp görmediği söz konusu değil burada. Venezuela, ABD'ye doğrudan bir tehdit değil ama ABD'de birçok kişi bu ülkede demokrasinin gerilemesi ve insan hakları ihlallerinden endişe duyuyor ve bu kişilerin Kongre'de lobi çalışmaları sonucunda Obama yönetimi de Venezuela'da demokrasinin altını oyan bireylere yönelik sert adımlar attı."
Merkezi Washington'da bulunan Hemisfer İlişkileri Konseyi'nin Orta Amerika uzmanlarından Ryan O'Regan da Obama'nın böyle bir üslup kullanmasının Venezuela'ya ilişkin gelecekteki yaptırımların önünü açması açısından gerekli olduğunu kaydetti.
ABD yönetiminden hiç kimsenin Venezuela'yı ABD'nin ulusal güvenliğine tehdit olarak gördüğünü sanmadığını ifade eden O'Regan, "Çünkü yasal durumları belirlediğiniz vakit yönetim açısından rejime yönelik daha fazla mali ve ticari yaptırımlar uygulamak kolaylaşıyor" diye konuştu.
- Yaptırımlar "sembolik" -
ABD yönetiminin Rusya ve İran gibi ciddi ulusal tehdit gördüğü durumlarda ülkelerin daha çok kritik kurumlarını ve ekonomilerini etkileyen yaptırımlar yoluna gittiği görülüyor. Venezuala'ya getirilen yaptırımlarda ise herhangi bir devlet kurumu veya ekonomik faaliyet alanı hedef alınmazken, özellikle "insan hakları ihlalleri ve yolsuzlukla" suçlanan bireylere yaptırım getirilmesi, bu yaptırımların en azından şimdilik Venezuela hükümetine uyarı amaçlı olduğu yorumları yapılmasına yol açtı.
Ryan O'Regan, bu aşamada Venezuela'da yönetimden ziyade bireylere yönelik yaptırımların daha çok "sembolik" olduğuna vurgu yaparken, Harold Trinkunas da Venezuela'da yaptırımların doğrudan insan hakları ihlallerinde bulunan ve yolsuzluk yapan bireylere yönelik olduğunun göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek, Venezuela halkına ve ekonomisine bir yaptırımın söz konusu olmadığına dikkati çekti.
- "Ciddi yaptırımlar şimdilik zor" -
ABD yönetimi Venezuelalı yedi yetkiliye yaptırım getirse de Venezuela'nın en büyük ticaret ortağı olmaya devam ediyor. Bunun yanında dünyadaki en büyük petrol rezervlerinden birine sahip Venezuela, 2013 yılı rakamlarına göre ABD'ye en fazla ham petrol ihracat eden üçüncü ülke. Venezuela, ABD'ye günlük 800 bin varil civarında petrol ihraç ediyor.
O'Regan, bu nedenle ABD'nin Venezuela ekonomisindeki çıkarlarını göz ardı edemeyeceğini, bu yaptırımların Rusya'ya yönelik yaptırımlar seviyesine ulaşmasının imkansız olacağını dile getirdi.
- "Küba ile karşılaştırılamaz" -
Latin Amerika bölgesinde Küba ile 50 yıldan fazla süren düşmanlığı bir kenara bırakmaya ve ilişkileri normalleştirmeye çalışan ABD için Venezuela'nın "yeni bir Küba" olma olasılığı da dile getirilen görüşler arasında.
Harold Trinkunas, Obama yönetimi açısından Venezuela'ya dönük yaptırımların Küba'ya uygulanan yaptırımlarla karşılaştırılamayacağını dile getirirken, O'Regan, 1960'lardan beri ABD'nin ezeli hasmı olan Küba gibi uzun süreli bir düşmanlığın Venezuela ile söz konusu olmayacağını düşünüyor.
ABD eski başkanlarından George W. Bush döneminde Dışişleri Bakanlığı'nda Batı Hemisfer İlişkilerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcılığı da yapmış olan Amerikan Girişimcilik Enstitüsü'nün Latin Amerika Programı Koordinatörü Roger Noriega bu konuda farklı görüş belirtti. Noriega, Venezuela'nın "Küba olma yolunda gittiğini" savundu.
Gelecek birkaç ay içinde Venezuela'daki rejimin Küba'daki yönetim gibi hem otoriter hem de bölgede istikrarsızlık oluşturmaya yönelik davranışlar sergilemeye başlayacağını ileri süren Noriega, "Amerika kıtasında Küba'nın önceden yaptığı gibi Venezuela'da da giderek baskıcı ve agresif olan bir rejim göreceksiniz" dedi.
Noriega, bu nedenle ilerleyen dönemlerde ABD'den yeni yaptırımlar gelebileceğini de ifade ederek, Venezuela yönetimin buna karşılık Rusya'nın yardımına başvuracağı tahmininde bulundu.
Kübalıların da zamanında Rusya ve Kuzey Kore ile askeri ittifak oluşturmak için davette bulunduğunu hatırlatan Noriega, Rusya'nın Amerika'daki nüfuzunu tasarlamak için Venezuela'daki rejimi kullanabileceğini söyledi.
Noriega, ayrıca Venezuela'nın ABD için ulusal tehdit olduğunu da düşünüyor. Venezuela Devlet Başkanı Nicholas Maduro rejiminin Amerika kıtasında tehlike oluşturduğunu savunan Noriega, "Caracas'taki tehlikeli rejim kesinlikle Amerika kıtasının istikrarı ve güvenliğinin altını kazıyor. Venezula'nın ABD'nin ulusal güvenliğine tehdit olduğunu düşünüyorum. Tehlikeli otoriter ve şiddet içeren eylemleri olan bu rejim Amerika kıtasında istikrarsızlığa neden oluyor" diye konuştu.

Amerika Haberleri

The Telegraph: Trump'ın İran'a azami baskı politikası büyük bir zorlukla karşı karşıya
Malcolm X'in ailesinden ABD yönetimine 100 milyon dolarlık dava
Büyük Şeytan ABD'den küstah açıklama!
ABD askerleri Güney Kıbrıs'taki üsse yerleşmeye hazırlanıyor
WSJ: Trump, İran'ın petrol endüstrisine 'radikal' yaptırımlar planlıyor