Abdurrahman Dilipak: BM Cephesinden bir Haber Var mı?

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak /BM Cephesinden bir Haber Var mı?

Var, var...
Hem de ne biçim haberler..
Mehdi geliyor Mehdi!..

Bu BM Genel kurulu önemli. Çünkü G20 kararları, bu toplantıda, BM Genel Kurul kararı haline getirilecek. BM, G20’nin NOTERi rolü oynayacak yani. Ve tabi sonrasında da ülke parlementolalrından aynı ŞART’ların yasalaştırılması yönünden, SURET TASDİKİ için NOTERLİK yapmaları istenecek.
İlk görüşme Elon Musk ile idi.
Bu seyahate 2 Chabad'çı/Şabatçı da katıldığına göre, orada bunlarla özel görüşmeler yapılacaktır.
Ve tabi, imzalanan G20 nihai bildirisinin BM Genel Kuruluna onaylatılması aşamasında her Türkiyenin desteğine, hem de İslam dünyası ve Türk dünyası üzerinde Türkiye’nin nüfuzunu kullanması istenecektir. Yani, Türkiye Osmanlı Milletler topluluğu ve Hilafet misyonundan kaynaklanan etki gücünü batının lehine, daha doğrusu GlobalReset projesi için kullanması istenecektir.

Aslında Chabat da bizden aynı şeyi istiyor.
Adamlar resmen değil ama Fiilen Türkiyede Türk dünyası hahamlar birliğini, İslam ülkeleri Hahamlar Birliğini örgütlediler.

Bu durum ABD’nin Irak savaşı öncesi, TBMM de oylama yapılmadan fiilen ülkemize girmesi gibi bir durum. Bir çok İslam ülkesinde Havra da yok, Haham'da, ama onların Hahambaşıları var ve onlar Türkiyedeler. Daha o ülkenin vatandaşı bile değiller, ama nasıl olsa olacaklar. Önce Türkiye vatandaşı olacaklar, sonra da bir de o ülkeye gidip vatandaşlık alacaklar TURKISH vizesi ile. Sonuçta Yurttaşlık para ile satılmıyor mu, parayı verir düdüğü çalarsınız.(!?). Sadece parayı veren düdüğü çalmıyor tabi, SOFAR’ı nıda öttürüyor.

Bu Laik Türkiye’nin başarısı değil, “Osmanlı Milletler Topluluğu” ve “Makamı Hilafet”in manevi mirası üzerinden yapılan bir iş. CHP’lilerin bu konuda, Laiklik üzerinden bir itirazları yok. Çünkü onlar da Habat tarafından fonlanıyor. Eğer bu işi CHP aleviler üzerinden yapabilecek olsalardı, iktidar olsun diye onları desteklerlerdi. Böylesi daha kolay, etkili oluyor, onlar için. Bu bakımdan “İslamcı”ları oyuna dahil etmek onlar açısından son derece “akıllıca” bir iş. Yoksa bu günkü iktidar ve servet sahiplerinin ela gözlerine hayran olduklarından değil. Yani Platonik bir aşktan kaynaklanmıyor bu hikaye..

Erdoğan, BM Genel Kurulu'nda 2005’den bu yana 13. Kez konuştu: New York'taki toplantılarda hangi konular tartışıldı? 2014'teki 69. BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, BM Güvenlik Konseyi'nin halen 5 olan daimi üye sayısının artması ve örgütte reforma gidilmesi gerektiğini vurgulayarak, “genç siviller”in sloganına gönderme yaparak "Dünya beşten büyüktür" demişti.
Bu POLİTİK SHOW her Eylül ayında, Newyork’taki BM Genel Merkezi'nde yapılıyor. Politik toplumun Global gündemine ilişkin moda trendleri buradan duyuruluyor, Lokalizm, Glokalizm, Globalizm gibi. Bu toplantıların 78. Si yapılıyor, 193 ülkeden katılım sözkonusu Kapanış 26 Eylül'de. Bu BM, 2. Dünya Savaşı sonrası 1945’de güya “barışı korumak” maskesi ile, kurdukları düzeni korumak için, o günlerde “Küçük Amerika” olmak üzere yedeğe alınan Türkiye dahil 51 ülke tarafından kurulmuştu.
Bu buluşmanın açıklanan resmi gündeminin öncelikli maddelerin ana başlıkları şöyle:
İklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik eylemleri hızlandırmak. Ekonomik kalkınmanın finansmanı, Salgın hastalıklarla mücadele ve Nükleer silahsızlanma, tahıl koridoru, Ukrayna gibi konular var.

Bu açıklanan kısmı, arka planda G20 zirvesinde alınan kararların uluslararası resmi bir belgeye dönüştürülme komplosu var. Bu arada dikkatleri dağıtmak, kendilerine ülkesindeki muhalefetin eleştirilerine karşı da buradan tedbiren bir özde değil, sözde algı fırsatı veriliyor, bu şekilde. BM’de görüşmeler, konuşmalar bu çerçevede devam ediyor. Aslında orada bunları dinleyende pek yok. Atış serbest”. “Dostları da onları alışverişte” görüyor işte.

BM Genel kurulu diplomatik bir AGORA sanki, Global bir HYDE PARK. Orada, birileri sırayla çıkıp dağınık Milletler topluluğu PODYUMuna çıkıp, bu nutuk için sıra bekleyen VIP’in şahsında, dünya mediası önünce şecaat arzederken, aslında PR uzmanlarının oluşturduğu, algı oluşturmaya yönelik metin üzerinden kendi ülkesinin halkına mesaj vermeye çalışıyorlar.

2019'da ise o gün 16 yaşındaki İsveçli çevreci Greta Thunberg (!?), BM Genel Kurulu'nun “İklim Eylemi Zirvesi”nde dünya liderlerine hitaben şöyle demişti: "Boş sözlerinizle hayallerimi ve çocukluğumu çaldınız. Buna nasıl cüret edersiniz?"
Bu sene BM’de “Sıfır atık” rüzgarı vardı. Yansıyanlar şöyleydi: Erdoğanlar ABD’de birlikte, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) tarafından Rockefeller Plaza’da düzenlenen akşam yemeğine katıldı. BM’de “Sıfır Atık” projesi için bir pano oluşturulmuştu. Erdoğan burada “Türk-Amerikan ilişkilerini zehirlemek için hareket eden bazı çıkar grupları var" demiş. Bir arkadaş soruyor, “Kimi kastetti” diye. Erdoğan konuşmasında LGBT konusunda da üstü kapalı serzenişte bulunmuş. Herhalde Schabat’çılara göre “Sıfır atık projesi” ile değil, LGBT’ye özgürlük kararı ile Nobele aday olabilir! Onlar bu işi ayarlayabilirler.

Öte yandan Erdoğan Hindistan’da inzaladığı G20 nihai bildirisindeki “Toplumsal Cinsiyet” konusu ile LGBT arasındaki farklı bilmiyor olamaz. Neyse işte böyle, sonuçta orası Hindistan, burası Amerika, yarın Türkiye’ye gelince ne diyecekler bakacağız.
Erdoğan BM ve GK’nın yeniden yapılanmasını istiyor da, zeten Global resetçiler, Yeni Delhi belgesinde not ettikleri gibi, Yeni dünya düzeni için YENİ BİR PAKT’dan söz ediyor. GK, 5 kişiden oluşyordu, onlar bu sayıyı artırmak değil, Çin’i, Rusyayı da dışarıda bırakmak istiyor. Onlar da bu projeye destek veriyorlar da kendilerinin dışarıda bırakılmasını istemiyorlar. Onun için BRİCKS’i kurup, “dünya nüfusunun yardıdan fazlası bizde, Karasal büyüklükte de yarısı yakına blok olarak bizde, ekonomik büyüklük olarak da, bizi görmezden gelemezsiniz” diyorlar bir bakıma. Trump’un sıkıntısı “Yeni Dünya”nın tek kutuplu “Tanrının Kırallığı” için merkezin ABD olmasını istiyor. Chabatçılar ise, eğer Türkiye’yi kendi kontrollerine geçirebilirlerse en uygun merkezz Türkiye. Onlara göre “Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülke”. Napolyonun dediği gibi “Dünyaya bir Başkent gerekseydi, o İstanbul olurdu!”. Yuhanna Vahyindeki “Tarihin sonu” ile işaret edilen ülke neresi hiç düşündünüz mü? 7 kilise nerede, Hatay ve Urfa’nın, Armagedon’un tabii platosu, Kafkas ve Hazar bölgesinin bu anlamda önemi ne?. Bundan sonra, bu akılla gidilirse, o coğrafyada neler olacağını yakında göreceksiniz!!!!

Bu arada, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bu yıl BM Genel Kurulu'na katılmayacak. İngiltere Başbakanı Rishi Sunak'ın da katılmayabilir deniyordu.
Erdoğan Netanyahu ile, barış sonra birlikte çalışma mesajı verirken, İsrail güçleri Cenin, AkbatJaber’de 6 Filistinli Arabı katletti. Netenyahu ile tokalaştığı eli koklarsa, şehidlerin kanının kokusunu duyabilir.

Müjdeni isterim(!?)
Bekliyordunuz ya, İran Cumhurbaşkanı Reisi BM’de açıklamış, “Dünya ilahi dinlerin vadettiği kurtarıcıyı bekliyor. Bu kurtarıcı hayatta, yaşıyor. Dünya, ilahi buyruğun yerine gelmesini bekliyor”. Mehdi, Mesih, Meşiah’ı bekliyorsanız, Deccali de bekleyin.
Bakalım Şiilerin Mehdiisi mi kazanacak, Sünnilerin mehdisi mi? (Tevbe estağfurullah).

Yahudiler Meşiah’ı bekliyor ve onların da aceleleri var, Tapınağın yeniden inşası için. Ve tabi bunun için “Emanet sandığı”nın bulunması gerek. Bu sandık Yemen'de mi, Kudüs'te mi, Şam'da mı, Hatay'da mı, Melekler taşıdığına göre, nerede olabilir?
Bunlar gelecekse Yecüc-Mecvüc fitnesine de hazır olun, Melheme-i Kübraya da.
Hristiyanlar da Armagedona hazırlanacaklar demektir. Bu kıyamet savaşının coğrafyası sizin ülkeniz biliyor musunuz. Madem öyle batılıların Gog-Magog, İslam geleneğinde Yecüc-Mecüc fitnesinin, aynı zaman diliminde gerçekleşecek Melheme-i Kübra denilen savaşın ana merkezinin sizin ülkeniz olduğunu biliyor musunuz?
Peki ne düşünüyorsunuz bu konuda. Chabatın Türkiye aşkını, Yeni dünya düzeni arayışları konusunu bir de bu gözle değerlendirin.

Selam ve dua ile.

Medya-Makale Haberleri

Mücahit Gültekin: Suriye Tartışmaları, "Kökü Dışarıda Olmak" Söylemi ve Politik Hafıza Üzerine
Abdurrahman Dilipak: Suriye İsrail’le karşı karşıya gelirse!
Abdurrahman Dilipak: Suriye’deki halk devrimine nasıl bakıyorum
Abdurrahman Dilipak: Allah’a ve ahiret gününe inanmak!
Abdurrahman Dilipak: Suriye bizim göz aydınlığımız olsun!