Abdurrahman Dilipak: Böyle Olmaz

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak: Böyle Olmaz/Habervakti.com

Kim ne satın alırsa alsın, birkaç istisna dışında satın aldığınız malın nihai fiyatının %10 ile 20 arasını devlet KDV diye alıyor. Bir çok satın almada bu kadar kâr etmiyor nihai satıcı. Bir malın fiyatının oluşmasında, yatırım ve finans maliyeti, hammadde ve emek maliyeti, ambalaj, navlun, işletme giderleri, pazarlama, tanıtım giderleri diye bir çok gider kalemi var. Bu anlamda bu gün ülkemizde “çok özel” işletmeler (!?) hariç, özel işletme yoktur. Devlet herkesin büyük ortağıdır. Kurumlar vergisi %25. ÖTV %4-40-130 arasında. Verginin de vergisini alan bir devletimiz var. Şirketlerde devlet binek/otomobillerin %30’unu gider kabul etmiyor. Özel iletişim vergisinin %28’de gider kabul edilmiyor. Kimileri “Varlık vergisi” filan diyor da, fazla sıkarsanız, sermaye ürkektir, kolay kaçar. Vergi kaçağı artar, kayıt dışı patlar. Rüşvet de öyle. Biliyorsunuz şimdi bir de Deprem vergisi çıktı. Yarın bir başka vergi daha bulurlar. Rüşvet de %20. Tabi bunun bir kısmı “(Gönüllü) etiketli zorunlu bağış” adı altında alınıyor.
Dindarsanız bir de zekat, öşür gibi vergileriniz var.
“Allah’ın on pulunu bekleyedursun on kul; Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul. Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa; Yaşasın kefenimin kefili karaborsa!”
Karaborsa
mı dersin, Mafya mı, piyasaDA racon kesen bir sürü adam var! kimi siyasetçi kılıklı, kimi bürokrat elbisesi giymiş, kimi derin adam havasında, kimi düpedüz mafia!

İşçi ve memur Maaşının % 20-27’si vergi, Sağlık emeklilik sigortası Brütün %32’si. Bu işin neresinden tutacaksınız?
Maliye bakanı da, Merkez Bankası başkanı da, bakalım ne kadar dayanacaklar bu strese. Uluslararası sistem de dünyayı zaten ekonomik, siyasi ve içtimai açıdan krize sokmak istiyor. Evet, evet, sonuçta “YURTTAŞ” dediğiniz devletimizin GENDER diye etiketlediği BİREY, devlet denen mekanizmanın küçük ortağı. Ama bir şartla. Devlet zararına ortak değil, daha alırken ve satarken, kar da etsen, zarar da etsen, reel kârdan daha çok vergi alıyor. Bir de kâr edersen, ayrıca kârından bir pay alıyor.

Kubur faresi bir hayat” dayatıyor uluslararası sistem insanlığa. İtiraz edersen seni resetleyecekler. Çünkü bizler onların gözünde birer NESNE’yiz artık, 5G+Starlink+IoT+NeuraLink+DSÖ sonrası. Bu yazıyı okuyan sizler, biyolojik insan neslinin son örneklerisiniz. Bu uluslararası sistemin, yerli işbirlikçileri kim acaba?

Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilaç / Serbest verem ve sıtma, mahpus gümrükte ilaç
Bu şiiri biz dün, kime karşı, niçin hangi duygularla okuyorduk. Bu gün okurken ne düşünüyorsunuz:
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde / Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde” derken ne düşünüyorsunuz? İktidar, muhalefet, bilim, media, cemaat, STK malum!

Devlet, zincir mağazalar, ürünlerine zam yapınca ceza yazıyor. Peki devlet vergilere zam yapınca cezayı kim kesecek? Bu arada şunu da not edeyim, her şeyi ile mükemmel demiyorum ama bu bakanlar ve milletvekili profili, eskiye göre daha iyi. Aralarında, eskiye benzerler olduğu gibi, oldukça iyiler de var. Bunu da bir kenara not edeyim.

Peki, israfa kim “dur” diyecek? Sakın “itibardan tasarruf olmaz” demeyin. Dalkavuklara, her devrin adamı meddahlara kapı aralarsınız. Onlar var ya onlar, siz ayakta iken elinizi öperler, size övgüler dizerler. Yorulup oturduğunuzda saldırırlar, düştüğünüzde ise ilk tekme onlardan gelir.
Onlar Hasbi değil, Hesabi’dirler. Onlarda “ahde vefa” yoktur. Elestü bezmi’nde ahdine vefası olmayanların kula ahdinin ne değeri var ki? Onları başınıza siz topladı iseniz ve Hasbi olanları kendinizden uzaklaştırdı iseniz, kusura bakmayın, “kendi düşen ağlamaz!”

Dinlemek isterseniz, “Rüzgar kırdı dalımı” diye eski bir şarkı var. Beste Selahattin Erköse, Güfte Fuat Edip Baksı, Makam Buselik, Usul Düyek, şarkı formunda, Zeki Müren’den dinlemek isterseniz, “Rüzgar kırdı dalımı, Ellerin günahı ne / Ben yitirdim yolumu, Yolların günahı ne?

Bir zamanlar borç para ile saray yaptıranlar bir imparatorluğunun yıkımına sebep oldu. “Gemilerin direği gümüşten, yelkenler ipekten dokunacaktı”(!?), itibarı yüceltmek için. Sonuç ortada! Borç para ile saray yaptıranların sonu malum! Peki, kimse makam arabası saltanatını sonlandırmayı düşünüyor mu? Bankamatik memurların işine niye son vermiyor ve bir yandan da hala memur almaya devam ediyorsunuz?

Madem TOGG yerli ve Milli idi, niye ona binmiyorsunuz? Sahi daha önce de elektrikli traktör yapmıştık hani. Ya hu madem bu otomobili yapacaktınız niye eş zamanlı şarj istasyonlarını, tamir-bakım, servis istasyonlarını kurmadınız. Ayda 1000 otomobil üreterek piyasada söz sahibi olamazsınız. Türkiye’de geçen yıl, bir yılda 800.000’e yakın otomobil satılmış. TOGG’un tıpkısının aynısını Çin, Türkiye’de daha ucuza satmak için hazırlık yapıyor. Hadi diyelim, Çin’in iç piyasada rakip olmasını engellediniz, siz bu fiyatla dış ülkelerde Çin’le nasıl rekabet edeceksiniz? Pahalı olsun, bizim olsun diye mi düşünüyorsunuz. Ya hu, dizaynı yabancı, hammaddesi yabancı, montaj bandı ithal. Bari birkaç ülke birlikte yapsaydınız da, o ülkelerde de pazarınız olsaydı. “Ben yaptım oldu” diyerek olmuyor bu işler.
Köprü yaptınız, Hastane yaptınız, ya hu ödediğiniz, ödeyeceğiniz paranın hesabını yaptınız mı? Bu hastanelerde yazılan ilaçlara ödeyeceğiniz para için bu hastanelerin yatırım maliyetinin önemli bir kısmı İlaç firmaları size Hibe verirdi.!? Bir gün, bir “Molla Kasım çıkar, sorar bunun hesabını” diye hiç düşünmediniz mi? 25 yıl bekleyeceğiz bu tesislerin devri için. O zamana kim öle, kim kala.

Bu Global Reset senaryosuna göre “tarihin sonu” 2045... NATO’nun stratejik eylem planı da öyle değil mi? TransHumanizm senaryosuna göre de zaten bu kadar “biyolojik insan” da kalmayacak dünyada. Endüstri 4’de, Humonoidler, Klonoidler ve Avatarlar çalışacak, büyük ölçüde..

Bizim Rabiamız” da mutasyona uğramıştı biliyorsunuz, piyasadaki adı FAİZ olan RİBA’nın NAS ile yasaklandığını da unuttuk galiba REELPOLİTİK mevsimde, “Tahrir meydanı” ve “Rabiatül Adeviye”nin unutulduğu gibi.
2021’de “Bizim Rabiamız” AK Parti tüzüğüne de girmişti. Bu 4’lemeye göre “Tek Millet, Tek bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet” olacaktı da, peki GlobalResetçilerin “Tek toplum, Tek para (CBDC), Tek ordu, Tek devlet” 4’lemesi ne olacaktı?
LGBT’ye karşıydık (AMA) son “Biyolojik İnsan” nesli GENDER diye tanımlanarak BİREY’e dönüştürülecekti, tabi biyolojik cinsiyetinde, din, ahlak ve gelenekten bağımsız olarak. Yeni teslis: “İnsan 2, Endüstri 4, Toplum 5” şeklinde tanımlanıyor. Şeytanın kutsanması (Kutsal!? Nefs), Şeytan’ın üçlemesinde 3’ün 1’i, (Baba), Diğer 2’i Tanrılar tanrısı olan Tanrılaşan İnsan ve diğer tanrılaşma yolunda evrimleşecek olan Titanlar ve diğerleri yani Tanrının oğulları..

Bakın, Alçak irtifa uyduları, 5G ve Humanoidlerden sonra, nano chiplerle üretilecek yapay zeka, nano lambalı tüplerle üretilecek Yapay bilinçten sonra, bırakın İHA-SİHA’ları, savaş uçaklarına, tanklara, toplara, radarlara, füzelere de gerek kalmayacak. Dünyada, Allah korusun, böyle giderse, ne öldürecek asker, ne de öldürülecek adam kalacak! Tabi onların bir planı varsa Allah’ın da bir hükmü var.
Ama Allah’ın ipini bırakacak olanlar için ufukta bir ışık göremiyorum ben!
Daha yazacak çok şey var, ama onları da daha sonra.

Selam ve dua ile.

Medya-Makale Haberleri

Mücahit Gültekin: Suriye Tartışmaları, "Kökü Dışarıda Olmak" Söylemi ve Politik Hafıza Üzerine
Abdurrahman Dilipak: Suriye İsrail’le karşı karşıya gelirse!
Abdurrahman Dilipak: Suriye’deki halk devrimine nasıl bakıyorum
Abdurrahman Dilipak: Allah’a ve ahiret gününe inanmak!
Abdurrahman Dilipak: Suriye bizim göz aydınlığımız olsun!