Derin Gerçekler
Bu seçimlerde, ister beğenin, ister beğenmeyin kilit seçmen kitlesi Kürtlerdir.
Kürtlerin yoğun olduğu bölgelerde etkili iki parti var: HDP ve HÜDAPAR..
Kürtler genelde dindar insanlardır. Buradan bakınca Kürt oyların HÜDAPAR’a gitmesi gerek.
Aslında ülkemizde Kürt sorunu yok. Öyle bir sorun varsa bu aynı zamanda Türk sorunu, Arap sorunu, Çerkez sorunu, Arnavut sorunu, Boşnak sorunu, Çingene sorunu var demektir potansiyel anlamda. Ermeni, Rum, Süryani sorun olur pencereden bakarsanız. Etnik kimlik ya da aidiyet sorun oluyorsa, din de sorun olur, mezhep de, tarikat da sorun kaynağı olur!
Türkiye’de her şeyi sorun haline getiren ve herşeyden sorun üreten derin bir yapı var. Bu soğuk savaş taktiği hala ülkemizde geçerli. Biri bu aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerinden kendilerine servet ve iktidar üretiyorlar.
Bütün bu farklılıkları bir imkan, zenginlik olarak göremez miyiz?
Kürt’lere, Derisim’lilere, Cumhuriyet’in ilk yıllarından beri yapılan haksızlıklar yok mu?
Peki bunun çözümü, ABD ile, AB, NATO ile beraber olmak mı? PKK mı çözüm olacak, DHKP-C mi?
Uğur Mumcu katledilmeden 17 gün önce 07.01.1993 günlü köşe yazısında soruyor: "Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD'ın Kürtler arasında? Yoksa CIA ve MOSSAD, anti-emperyalist savaş yapıyorlar da dünya bu savaşın farkında mı değil?" Bakın haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana zalime karşı olmadıkça bu kavga gitmez. Tüm taraflar için söylüyorum: Bir topluluğa olan öfkemiz bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmemeli bu kirli oyun bitsin.
Devletin içine sızmış hainlerle, Türklerin ve Kürtlerin içine sızmış hainler aslına aynı kaynaktan besleniyor, destekleniyorlar.
Eroin-Kokain piyasasını ele geçirmeye çalışan Türk ve Kürt mafiasi zihniyet ikizidir. Kem alat ile kemalat olmaz. Bunlar üzerinden barışa gidilmez. Birileri bu çatışmayı sürdürmeli ki, aynı ülkenin çocuklarının kanları ve gözyaşları üzerinden birileri kendilerine iktidar ve servet üretmeye devam etsinler. Apo kim, PKK nasıl kuruldu?. Komkar ve Rızgari’ye ne oldu? Apo kim tarafından, niçin ve nasıl teslim edildi. Anti emperyalist, demokratik, insan haklarına dayalı bir özgürlük mücadelesi, sırtını emperyalistlere dayayarak verilebilir mi?
Eşref Bitlisi, Uğur Mumcu’yu, Cem Ersever’i kim niçin öldürdü?. Kısmetim vapuru hikayesi, Bulgaristan’daki İmpex ve uyuşturu-silah borsası üzerinden dönen çark anlaşılmadan Şehid nutukları ile bu işlerin üstesinden gelemeyiz.
Bakın, bu gün gelinen noktada Kürdün Kürde, Türk’ün Türk’e güveni kalmadı. İnsanlar kime, neye inanıp inanmayacağı, güvenip güveneceği konusunda derin bir şüphe yaşıyorlar. Ahir zaman ftnesi bu. Genelde ölen niye öldüğünü, öldüren niçin öldürüldüğünü bilmiyor.
İki Müslüman halk, yarım asrı bulan süre içinde kendi arasındaki ihtilafı çözemedi ki, kime ne vadedeceksiniz.
Kürtler yarın İran, Irak’ta da herhangi bir yerde kendi aralarında Din, laiklik, feodolite sorununu çözebilir mi! Sanmam! Peki Türkler kendi başlarına kalsalar, kendi aralarındaki sorunu çözebilir mi? Güldürmeyin beni, Bir başörtüsü sorununu bile çözememişken neyi nasıl çözeceksiniz. Meclisteki İstanbul sözleşmesi oylamasında gördük, grubu olan partiler ancak Avrupa’dan gelen talepler konusunda birbirlerine itiraz etmiyorlar. Oy birliği batılı değerler temelinde sağlanıyor. Sağcı, solcu, liberal, milliyetçi farketmiyor!
Sorun üreten bu kafa, çözüm üretemez. Bir iş dini, ahlaki ve hukuki bir temele oturmuyorsa, salt ideolojik ve politik iddialarla barışçı bir şekilde çözülemez.
Irkçılık, şeytani bir ideolojidir. İlk haram ırkçılıktır. Şeytan “Ben” diye başladı ve lanetlendi. O “Ben” tek kendi başına kalana kadar devam eder. Yusuf’u kim kuyuya attı?. Kerbela’da ne oldu? Fatih kardeşleri ile geçinebildi mi? Alparslan’ın büyük zaferi niye o kadar gecikti! Türkleri sadece Türklerle başbaşa bırakın yine sorun çıkar. Kürt’lerde öyle, Sorani’ler, Gurmanço’lar, Zazalar, Ezdi’leri ne yapacaksınız. O bölgelerdeki Ermeni’ler, Süryaniler. Kavga bitmez. Zaten biz hepimiz Hz. Adem’in çocukları değil miyiz? Hz. Nuh’un gemideki ashabından değil miyiz. Din’de kardeşlik, tende kardeşlikten önce gelmez mi. Evet evet, ah şunu bir anlayabilsek, birbirimize karşı kazanacak bir zaferimiz yok, birlikte kazanacak tek zaferimiz var. 2-Birbirimize dünyayı cehennem etmek kolay, bu toprağı cennete çevirmek için bir olmak gerek, emek gerek, sevgi gerek, merhamet gerek. Tefrika girmeden bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”
PKK dindar bir halka, LGBT üzerinden Laikçi bir söylemle, Ümmet anlayışı ile bağdaşmayan bir ideoloji ile nasıl Kürtlerin birliğini sağlayacak, bunun cevabı yok. Bakarsınız birbirlerine karşı daha acıması olurlar. Bunca akrabalık ilişkileri, ortaklıklar, coğrafi içiçelik ortada iken ayrılık nasıl olabilir.
Bu ülkede Kürtlerden başka kimse zulüm görmedi değil. Memlekette zulmetmedik ahali kalmadı. Kurtuluş savaşı ve sonrası, İstiklal Mahkemesi ya da doğrudan halk hareketlerini bastırmak için harcanan para, zaman, seferber edilen insan sayısı ve can kaybı, toplamda resmi güçler tarafından verilen kurtuluş savaşındaki toplamdan daha fazladır.
Bana kalırsa herkesin biz nerede yanlış yaptık diye kendine sormalı. Kürtler içinde HUDAPAR bunu yapabilir mi? Türkiye’de Devlet buna hazır değil. Biz daha 28 Şubat ve 15 Temmuz’un derin gerçekleri ile yüzleşemedik. Özal bunu yapmak istiyordu fırsat vermediler. Bu kadar partivar, birilerinin çıkıp, resmi ideoloji ve resmi tarih söylemini dışında işin hakikatını sorgulaması gerek..
Düşünsenize CHP gibi bir parti, pragmatik olarak sadece seçim kaygısı ile HDP ile dirsek teması kuruyor. Aynı teması daha önce AK Parti yapmıştı.
Kürtler artık sorgulamaya başladılar. Fehriye Erdal’ın NATO karargahının bulunduğu Belçika’da ne işi var. Yani başı sıkışan neden ya ABD, ya da bir diğer NATO ülkesine gidiyor. FETÖ de başı sıkışınca oraya gidiyor.
Bu soğuk savaş cinnetinden ne zaman kurtulacağız?.
Sorunun çözümü, aslında herkes için adalet, herkes için barış, herkes için özgürlük. Katılımcı, çoğulcu, şeffaf, herkesin inandığı gibi yaşadığı, düşündüğünü özgürce ifade edebildiği, malları, canları, namusları, akıl ve inançları güvende olan bir ülke.
Şunu görelim, birbirimize karşı kazanacak bir zaferimiz yok, birlikte kazanacağımız tek bir zafer var. Bu dünyayı birbirimize zehir etmek çok kolay, cennete çevirmek için anlaşma, çaba, bilgi, cesaret, emek gerekiyor. Allah bizi tearüf edelim diye kabileler halinde yarattı, kavga edelim diye değil. Gelin kendi aramızda ortak bir kelimede buluşalım, içimize sızan şeytani unsurlardan yakamızı kurtaralım. “Fikri kavmiyyeti tel’in ediyor peygamber”.
Oyun büyük! Çatışan taraflar İslanbul sözleşmesi, TransHumanizm, GlobalReset konusunda nasıl bu kadar kolay anlaşabiliyorlar. Onun dışındaki tumturaklı, meydan okuyan açıklamalar işin kandırmacası.