Abdurrahman Dilipak: Federal Cumhurbaşkanı Steinmeier diyor ki!

Haberevakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak: Federal Cumhurbaşkanı Steinmeier diyor ki! Habervakti.com

Federal Cumhurbaşkanı Dr. Frank-Walter Steinmeier 11.6.2023’de Berlin’de, Kuruluş amacı, “doğadaki gizli güçlerin anlaşılması ve insan egemenliğinin mümkün olan sınırlarına kadar genişletilmesidir" olan Pour le mérite Bilim ve Sanat Nişanı üyelerine hitap etti.
Steinmeier konuşmasında Francis Bacon'ın 400 yıl önce yayımlanan ütopya’sı "Yeni Atlantis"den söz ederken gizli güçler, olağanüstü şeylere gönderme yapar.

Kurgusal bir evren olarak, MetaVerse’yi hatırlatan The Space Odyssey isimli sanal kentteki adı ile HAL 9000, filmdeki uzay aracının öğrenebilir yapay zekâya sahip bilgisayarıdır. Adı, "Heuristically programmed ALgorithmic computer" sözcüklerinin baş harflerinden türetilmiştir.

HAL 9000, konuşmaları anlayabilmekte, yüzleri tanıyabilmekte, bir insan gibi konuşabilmekte, dudak okuyabilmekte, mimikleri değerlendirebilmekte ve hatta sanat eserleri hakkında fikir bile yürütebilmektedir. HAL 9000 aynı zamanda iyi sayılabilecek bir satranç oyuncusudur. HALL12 Ocak 1992 tarihinde çalışmaya başladı. Bu aslında bi uzay destanının hikayesi idi.


Pygmalion'u, Homunkulus'u, Frankenstein'i hatırlatan Steinmeier gelecek ile ilgili Neo mitolojik bir çağdan söz ediyordu adeta ve şu soruyu soruyor: modern masallar, bilim kurgu. Ama bugün, generatif yapay zeka ile geldiğimiz noktada, ciddi bir şekilde tartışmamız gereken bir noktadayız: Bir makinenin insan zihinsel yeteneklerimize ne kadar yaklaşabileceği ve yaklaşması gerektiği. Ve hatta, bu insan yeteneklerini ne kadar aşabilir?

Sahi, madem “Nesnelerarası iletişim”den söz ediyoruz, neden bizde “İnsan ve makine arasındaki ilişki”yi sorgulamıyoruz? Alman Cumhurbaşkanı “Bir algoritmanın bize her şeyi açıkladığı bir dönemde bilgi ne anlama geliyor? Yapay Zeka olduğunda çocuklarımız, öğrencilerimiz neden öğrenmeli, yeni bilgilere neden ulaşmalı? Gelecekte bilimsel makale ve çalışmaların yaratıcısı kim olacak: AI mı, AI'yi sorgulayan ve kullanandan mı yoksa AI'yi programlayandan mı? Yazılarda ve makalelerde gerçek bir başarı olduğunu, bilginin ve gerekli yeteneklerin gerçekten içselleştirildiğini nasıl bilebileceğiz? Bir yapay zeka ne kadar yaratıcı olabilir, bir yapay zeka tarafından oluşturulan bir sanat eseri ne zaman gerçekten sanat olur ve nerede sadece teknoloji olur? Yani sanatçıların ve bilim insanlarının kendilik algısı nasıl değişecek?'' Diye soruyor. Ve ekliyor: AI, şüphesiz ki hayatımızı derinden etkileyecek, geleneksel bir çok şeyi bozucu bir teknolojidir. AI'nin muhakkak ki tıp gibi belli alanlarda sahip olduğu büyük olumlu potansiyeli yanına kişisel etkililik veya insan otonomisini tehlikeye atma konularında da büyük bir risk taşıdığını görmemiz gerek.''


Ona göre burada özellikle endişelenmemiz gereken insana karşı bir meydan okuma var. Bu meydan okuma demokrasimiz için tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Başka bir deyişle, yapay zeka bize gerçeklikle hiç ilgisi olmayan görüntüler sunarak, yüksek bir olasılıkla, yüksek bir hızla yayarak bizi tehlikeli sonuçlara sürükleyebilir?

Evet artık Deep Fakeler var. Artırılmış sanal geçeklikler var. Başkanın şu uyarıları önemli: Bu durumdabir olayı nasıl tartışabilir ve karar verebiliriz? AI bizler için her türlü kararları almalı mıdır. Mesela hükümetler için siyasi kararlar almalı mıdır. Şunu görelim: Ne yapay zeka ne de onu işleten şirketler demokratik olarak seçilmiştir. Bir algoritma belki iyi veya hatta adil kararlar sunabilir, ancak bir özne değildir. Bu kararları kendisi sorumlu tutamaz ve asla meşrulaştıramaz. Bu, insanlara ve büyük kamusal sorunlarda açık ve özgür bir toplumun demokratik kurumlarına aittir, diyorum. Ancak dışarıdaki dünyaya baktığımızda, sınırlayıcı bir şekilde eklemem gerekiyor: Biz bunu böyle görüyoruz, liberal demokrasiler olarak. Ancak hepimiz otoriter ve liberter-teknokratik güçlerin olduğunu ve bunu tamamen farklı gördüklerini biliyoruz. Bu nedenle tutumumuzun net olması hayati derecede önemlidir. Dünün verileri ve kalıpları, gelecekteki siyasi kararlar için tek başına temel olarak kullanılamaz. Bir demokraside, kararların yeniden üretilmesi ve otomatik hale getirilmesi değil, toplumsal uzlaşma, bilgi edinme, değiştirme ve iyileştirme, farklı görüşlerin entegrasyonu, uyumlu tartışma ve umarım ortak çözümle ilgilidir. Normatif soruların muhtemelen matematiksel veya yalnızca veriye dayalı olarak çözülmesi mümkün değildir. Bu nedenle, AI'nin demokrasimizin sonu veya "minimal devlet"i getireceğini düşünmüyorum.


Devlet başkanı devam ediyor: “Gerçekten de tehlikeler var: AI manipülatif ve kötü niyetli olarak kullanılabilir. Hatırlarsınız: Yakın zamanda Pentagon'da bir patlama görüntüsü, ciddi bir haber gibi kılındı ve binlerce kez izlendi, yüzlerce kez paylaşıldı. İlgili itfaiye ve ABD Savunma Bakanlığı sözcüsü bunu yalanladı. Sahte resim ortaya çıkarıldı, ancak bu sahte, finansal piyasalarda yeni bir gerçeklik yaratmış, borsa fiyatları düşmüştü. Açıklama her zaman bu kadar hızlı ve nadiren bu kadar net olmaz, ve daha da önemlisi: Haberi gören ve tekrar yayılmasına neden olan herkes bu açıklamaya ulaşamaz.”
Sakın CoVID, mRNA, İkiz Kuleler, Ay’a yolculuk da böyle bir yalan olmasın!?

Steinmeier Almanya'da da sahte resimlerin sıkça dolaşmasından şikayetçi. Yalan haberlerle korku yaymadan da şikayetçi. Aİ bunlara da hizmet (!?) veriyor. Tek tıkla dakikalar içinde tıpkısının aynı sahte belgeler üretmek, fotoğrafları dönüştürmek mümkün. Sahte bir belgenin sahte olduğunu ispatlamak zaman alabilir ama sahte bir resim ya da evrak anında viral olabilir.


Ve sahtecilikler her geçen gün daha da iyileşmektedir. "Sahte fotoğraf" diye arama yaptığınızda, arama motoru önce "sahte fotoğraf oluştur"u önerir, ardından "sahte fotoğrafı nasıl tanırız" gelir. Tam da bu sırayla. Bir kez sahte bir şey dünyada yayıldığında, bununla uğraşan herkes zaten deneyimlemiştir, geri almak zordur. Başkan bu konuda şöyle diyor: Demokratik siyaseti ve gerçeklere dayalı kararları geçersiz kılan, bilimsel çalışmaları bile itibarsızlaştıran ve piyasaları bile bozan hızla artan ve her geçen gün daha da aldatıcı hale gelen yanlış bilgilendirmelerle nasıl başa çıkacağız?

Bu konuda kolay bir çözüm yok. Bu teknoloji bu konuda bize yol göstermekte yetersiz kalabilir. Diijital dünyayı daha yakında tanımak için daha fazla bilgi, hukuk, ahlak, felsefi derinlik ve fütiristik bir bakış açısı ile öngürülerde bulunmak gerek. Steinmeier “AI'nın cevaplarını kontrol etmeyi öğrenmeliyiz,” diyor. Sadece AI'nın olasılıklarına güvenmek yerine. Etkili standartlara ve kontrol mekanizmalarına sahip bir etik ve yasal çerçeve gerektiğini söylüyor.. AI'nın kontrol edilebilmesi gerek. AI'nın kötü niyetli bir şekilde yanıltıcı olarak kullanıldığını tespit edebilmeliyiz. Araştırma yaparken AI'nın kullanımına bağımlı hale gelmeyen medya gerekiyor. Ve belki de AI içerik ürettiğinde görünür hale gelecek bir tür filigranın zamanı gelmiştir. Ve buna ek olarak, AI geliştiricileri, işin insani boyutuna daha fazla dikkat etmeleri gerekecek bundan sonrası için.

Steinmeier ilginç bir tesbitte daha bulunuyor: “Ancak önemli olan, potansiyel olarak kontrol edilemeyen risklerin hızla bize doğru geldiğini artık görmemiz gerek. Şu anda ödüllerini verdiğim yeni üyeleri arasında ChatGPT bulunmamaktadır, ancak David Chipperfield, Peter Gülke, Peter Schäfer ve Michael Tomasello gibi yoğun doğal zekâya sahiptirler. Jürgen Habermas’ı evinde ziyaret edip onunla bu konuları konuştum. ChatGPT'ye, insanların sahip olduğunuz gibi bir mükemmelliğe ulaşabileceğine inanıp inanmadığını sordum. Cevabı şöyle oldu: "İlginç bir soru, henüz o seviyeye gelmedim - ama o kadar hızlı ve çok öğreniyorum ki, belirli alanlarda insanın mükemmelliğin bazı yönlerini aşabilirim." Bu AI'nın kendi değerlendirmesine karşı şunu söylemek istiyorum: En azından şu ana kadar, o -hala- ortalama bir durumda”


Ve tabi yarın ne olacağını kim bilebilir.
Yapay zeka, Nesnelerarası iletişim ve yapay bilinç? TransHumanizm, NeuraLink, Starlik, 5G, İnsan 2, Endüstri 4, Toplum 5 ve peki daha sonrası?

Biz bunları konuşurken, kimi avukatlar, yazarlar bizi komploculukla suçluyorlar.
Zaman kimin haklı olacağını gösterecek. Bu dünyada tartışıp durduğumuz şeylerin hakikatinin bize gösterileceği bir gün var.
Steinmeier’e bu konuşmasından dolayı teşekkür ediyorum.
Putin’i LGBT konusundaki tavrından dolayı kutluyorum, Papayı kınıyorum, İtalyan başbakanını da destekliyorum.

Selam ve dua ile..

Medya-Makale Haberleri

Mücahit Gültekin: Suriye Tartışmaları, "Kökü Dışarıda Olmak" Söylemi ve Politik Hafıza Üzerine
Abdurrahman Dilipak: Suriye İsrail’le karşı karşıya gelirse!
Abdurrahman Dilipak: Suriye’deki halk devrimine nasıl bakıyorum
Abdurrahman Dilipak: Allah’a ve ahiret gününe inanmak!
Abdurrahman Dilipak: Suriye bizim göz aydınlığımız olsun!