Abdurrahman Dilipak: Görünen o ki Trump sonrası...

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazını iktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak: Görünen o ki Trump sonrası.../Habervakti.com

Ve Trump resmen göreve başladı.. Demek ki, kaderimizde böyle bir kendini “Tanrı’nın seçtiği kişi” zanneden biri ile de imtihan olmak varmış. Evet, bizler hepimiz biricik’iz ve aslında O’nun izni ile rolümüzü biz kendimiz seçiyoruz. Şeytan da Şeytanlığı kendi seçti. Onun peşinden gidenler ve Ona karşı çıkanların tercihi de kendi tercihleri. İnsanlar Doğru-Yanlış, İyi-Kötü, Güzel-Çirkin, Hak-Batıl, tercihi her ne ise kendi seçerler. Herkes ve Her şey; Hayır da, Şer de, Melek de, Şeytan da Allah’ın iradesi içindedir. O Allah (cc) bizden Rızasını seçmemizi istemektedir. Her kişi, bu tercihi ile imtihan olur ve sonucuna da katlanır.

Anlaşıldı, bu “öfkesi aklından büyük, ağzı bozuk adamTrump yeni dönemde sınırlarını genişletmek ve dünya genelinde otoritesini artırmak istiyor. O da Siyonist, Satanist, Pedefolik biri. Yeni dünya düzeni için “ben tek başına yeterim” diyor adeta. BM’yi, NATO’yu, AB’yi, İngiltere ve Rusya’yı yanında durmaya davet ediyor. Ve törenle ilgili ilginç bir ayrıntı: Bu adamın yemin törenine hiçbir ülke yöneticisi davet edilmedi ya da gelmedi! Orada resmi olarak, Yahudi de vardı, Hristiyan da, ama Müslüman yoktu!

Eş zamanlı söylediği başka bir şey, İsrail’in varlık ve güvenliği. Gazze ve Kudüs konusunu kendi politikalarını güç kullanma tehdidi ile dayatarak çözmek. “Dostumuz Trump” aslında “Tanrıyı kıyamete zorlama” konusunda radikal bir tavra sahip bir Siyonist. Filistin konusunda da Kushner/Dahlan senaryosunda olduğu gibi CHABAT’çı biri. O, bizim de garantörü olmamızı istedikleri “Başkenti doğu Kudüs olan Filistin devleti” senaryosu Şeytani bir komplodan başka bir şey değil. Trump’un ilk işi bu Gazze konusu olacağa benziyor. İlk iş olarak İslam dünyasına sopa gösterecek! Bu tehdit aynı zamanda Türkiye’ye yönelik. Özellikle de BOP konusunda Türkiye’nin tavrı test edilecek. “Hayır” diyen bir Türkiye istemiyor. Öyle bir durumda Kürt kartını açacağı işaretini veriyor. Bir hafta önce “Türkiye Kürtlere operasyon yapacaktı, ben durdurdum” demesi boşuna söylenmiş bir söz değil. SDG+PYD koalisyonunun ABD bayrakları ile Kobani/Ayn el Arab’a geri dönüşü durduk yerde olmadı. ABD ve İsrail, “Siyonist bir Filistin” gibi “Siyonist bir Kürdistan” hayalinden vazgeçmiş değil. Bir adım sonrasında da “Karay/Nuhi yasalar” projesi ve “Hazara Federasyonu” ile aslında “Siyonist bir Türkiye”ye giden yolların taşları döşeniyor. Bunun ilk adımı Türk dünyası ve İslam dünyası Hahamlar Birliği’nin İstanbul’da kurulup ardından Beştepe’de Erdoğan’ı ziyaret etmeleri idi. “Siyonistlerin Megalo İdea”sı şu: 2025’te aslında bu konuda çok önemli bir adım daha atacaklar ve Türk vatandaşlığına alınan çok sayıda Yahudi’nin oy kullanması ile Türk Hahambaşılığı seçiminde taşıma oyla Lozan anlaşması ile BM’nin himayesindeki Uluslararası hukuka göre Özerk statüdeki Hahambaşılığı CHABAT’ın elinde, bu yeni senaryonun merkezini oluşturacak!

Trump ilk önce Ukrayna sorununa değil, Gazze ve Kudüs, Filistin konusuna el atacak. Sonra Ukrayna konusunda Putin’le anlaşmaya çalışacak. Bu konuda da önünde aşılması gereken bir İran sorunu var! Bu bölgede bir adım atabilmesi için Trump’un AB, NATO ve İngiltere ile masaya oturması anlamına geliyor. Bu arada Rusya ve Çin’in içinde olduğu BRICS konusunda bir mutabakat sağlaması gerek. Hindistan ve Çin konusu da ayrıca ele alınması gereken bir konu. Çin’i ekonomik açıdan zayıflatmak için Hindistan’ın desteklenmesi söz konusu olabilir. ABD Çin’deki yatırımlarını Hindistan’a kaydırırsa, bu Çin için yıkıcı olabilir. Trump’un hayalleri geniş. Kanada’ya benim eyaletim olun diyor. Oraya Meksika’dan göçmen taşıyıp Çin’in yerine orada başka iktisadi üs oluşturabilir? Yarın Meksika için de aynı şeyi söyleyebilir. Şimdiden İzlanda ve Grönland üzerinde hayaller kuruyor. Panama Kanalını üzerinde hak iddia ediyor.

ABD, İsrail’i kendi eyaleti gibi görüyor. Ama İsrail yönetimini biraz kontrol dışı görüyor. Trump’a göre Mesih gelecek, Musevilerde kendi Mesih’lerine tabi olacak. Yani İsrail Hristiyan dünyasına bağlanacak. Ama öte yandan Museviler, Hristiyanları putperest görüyor. 10 Emir ışığında bu mümkün değil. Bu anlamda Batı dünyası ile İsrail arasında çok derin Teolojik bir kriz var. İsrail'in İslam dünyası ile sorunu daha çok Politik. Aslında İsrail batılıları, batılılar da İsrail'i kullanıyor.

Kendi tek devlet olmak istiyor. Tek para ve tek orduya sahip ülke. Yeryüzünde Tanrı-Kıral olmak gibi bir şey bu “Tanrının kırallığı’na giden yol”da! Tanrıyla ilişkilendirilen Şeytani bir plan söz konusu. “Dostumuz Trump” İslam dünyası ile ilgili hayallerini gerçekleştirmek için bizi yanında görmek istiyor. Bizden daha önce de olduğu gibi “ucuz asker deposu”, “sıçrama tahtası”, “stratejik üs”, “ucuz iş gücü ve beyin”, Osmanlı, Doğu Roma, Hilafet misyonu ile, İslam dünyası, Türk dünyası, Ortodoks dünyası üzerindeki TeoPolitik, TeoSosyolojik, Jeo Politik ve JeoSrtatejik etki gücümüzü kullanmak istiyor. Erdoğan’dan Stratejik ortak olarak bunu kendisine sağlamasını istiyor. BOP’ta bizim için tayin edilen “Stratejik Ortaklık”ın aslında tek sebebi bu!

Ukrayna ABD’nin AB, İngiltere ve NATO siyasetinin kilit taşı. Eğer ABD ve Rusya anlaşırsa, ne AB kalır ne NATO kalır ve ne de BRICS kalır. İngiltere’de Kraliyet için bu bir son olur. LIBOR’da dağılır, Angilikan kilisesi de. Eğer Kanada ABD’ye bağlanacaksa, Avusturalya ve Yeni Zelanda için de bu konu bir yol ayırımı anlamına gelebilir. Tabii, Vatikan’ın da sonu olabilir bu süreçte.

ABD eğer, Rusya, İngiltere ve NATO üzerinde böyle bir ittifak sağlıyorsa, Aslında diğer ülkelerin çoğu Almanya ve Japonya gibi bağımlı ülkeler haline gelecek demektir. Bu anlamda Suudi kırallığı, Körfez ülkeleri gibi, dünyanın daha bir çok ülkesinin rejim, sınır ve iktidar yapıları değiştirilip, dönüştürülebilir. Almanya’nın da bu durumda tek hakimi ABD olacaktır. Kanada konusunda İngiltere ve Fransa sesini çıkartmayacaksa, Almanya konusunda niye itiraz etsinler ki.

Ya “Hayır” derlerse, o zaman ABD ve Batı Avrupa arasında ciddi bir kriz çıkacak demektir.

ABD, Suriye'nin Iraktan çekileceğini söylese de, bu bugünkü şartlarda mümkün değil. ABD’nin bölgede daha çok işi var.. İran’ın dağılması Azerbaycan ve Huzistan konusunu gündeme getirecek. Hadi diyelim Belüclistan Pakistan ve Afganistan’la yoluna devam eder, PYD Kürdistanı Irak Kürdistanı ile bütünleşir. Irak’ta asıl sorun Musul petrollerinin paylaşılması ve daha da önemli olan “Necef/Kerbela’da Kutsal Şia devleti”nin kurulması. Bunun anlamı Kayıp Mehdi’nin geri dönüşü ile ilgili. Mesihiyet konusu, kıyamet teolojisi ile ilgili bir durum bu. Bilad-ı Şam Kıyamet teolojisinin platosudur. Mısır’dan İran’a, Yemen’den Türkiye’ye bu coğrafya bu coğrafyadaki herkesi birinci dereceden ilgilendirecek bir konu bu. Tüm Müslümanları, tüm Hristiyanları ve tüm Yahudileri ilgilendiren bir konudan söz ediyorum. “Ne yapacağını bilmeyen” bir deli gitti, “ne isterse yapacağını zanneden, hayallerini gerçekleştirmek için herkese meydan okuyan”, “macera arayan”, “politikSurviver” yarışçısı rolünde bir deli geldi.

Bu arada ABD DSÖ’den çekildi. Terörist Tedrosun pabucu da dama atılmış oldu böylece. Sadece DSÖ'den çekilmediler, aynı zamanda, ulusal egemenliği baltaladıkları için Pandemi Anlaşması'ndan ve Uluslararası Sağlık Tüzüğü'nde yeni eklenen değişiklikleri de reddettiler. Onlar çekildi diye biz çekileceksek, yazık ederiz kendimize. Zaten geç kaldık, evet çekilirken, önce geçmişteki yanlışlarımızı sayalım ve hatta o yanlışı yapanlardan da hesap soralım. O Aşı-PCR vurgunu sorumlularının mallarına da el koyalım. Ve ilk adım olarak Sağlık bakanlığının o Şeytani logo’sunu değiştirelim. Evet ABD’deki yönetim değişikliği ile, bizden bir adım atan olmayınca, Allah (cc) onlardan birilerini birilerinin başına musallat etti de, mazlumlara bir yol açıldı gibi sanki.. CoVID konusunda en önemli gelişme ABD’nin DSÖ’den ayrılması oldu. Bunun bir diğer anlamı, FDI’da bu halkadan çıkacak demek.

ABD “Toplumsal cinsiyet”in yok adaleti idi, yok eşitliği idi gibi skandal, utanç verici, rezil tartışmaların bir parçası değil artık. Bakalım bu durumda bizimkiler ne yapacak? Washington DC Fosil Yakıt, İklim, Karbon ayak izi, Sıfır atık aldatmacasını da tanımıyor. Tabii, bu ABD yine eski ABD.. İsrailli rehineler konusunu devlet sorunu olarak görürken Gazze, Filistin konusunda tek kelime etmediler. Şimdi Rothchiller, Rocofellerler, WEF başkanı, Soros düşünsün ne yapacağız diye. Daha Trump NATO kartını, Ukrayna kartını açmadı. O kendine savaş açan Media’ya karşı da bir operasyon yapacaktır herhalde.

Trump’a göre “ABD, tarihinin en iyi 4 yılının başlangıcında”. Trump “Marsa kadar uzanacak hükmümüz” diyor da, bu “zamane tanrı kıralı”nın bu gidişle cehenneme kadar yolu var! Şimdi biz daha dikkatli olalım. Bize hayır gibi gelen şeylerde şer olabileceği gibi, şer gibi gelen şeylerde de Allah (cc) Hayır murat etmiş olabilir. Biz bilmeyiz Allah (cc) bilir. Görelim Mevla'm neyler, neylerse güzel eyler. Gecenin karanlığında aydınlığı sıyıp çıkarak Allah (cc) Şerrin için hayır’ı sıyırıp çıkarabilir. Onun için bir zorluk yoktur. Biz kendimize bakalım. Bunlar olurken biz nerede duruyoruz, ne yapıyoruz.

Allah (cc)ın indinde kendi makamını görmek isteyen, övünmeyi, dövünmeyi bıraksın Allah’ın kendini neyle meşgul ettiğine baksın. Allah’ın kolaylaştırdığında daha kolay, zorlaştırdığından daha zor bir iş yoktur. Liderlerimize, örgütlerimize, Şeyhlerinize değil, Allah’ın ipine tutunalım. Hasbunallah! Evet, O yeter! “Allaha dayan, sa’ye sarıl, hikmete ram ol / Yol varsa budur, bilmiyorum bir çıkar yol”. Dürüst, akıllı ve cesur olalım. Ve bilelim ki, biri geldi ya da gitti diye, rızgımızdan az ya da çok yemeyeceğiz, ecelimizden önce ya da sonra ölmeyeceğiz, kaderimizden başka kaderimiz de yok. Onun için kendini Tanrı kıral zanneden din ve devlet büyüklerinden, güç ve servet sahiplerinden uzak duralım.

Zor bir imtihana hazır olalım.. Bu zor süreçte görünen o ki, insanların çoğu büyük bir hüsran yaşayacaklar; iman edenler, iyi işler yapanlar, Sabredenler ve sabrı tavsiye edenler müstesna. Sabreden, şükreden, haksızlıklara, zulme, sömürüye karşı direnenlerden olalım. Selam ve dua ile.

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Dana'nın kuyruğu bugün kopuyor
Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Acar Medya Nifak Çetesini İfşa Etti (VİDEO)
Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz