Abdurrahman Dilipak: Medeniyet denilen maskara mahluku görün

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

Batılı olmak, onların bizi. Aralarına kabul etmeleri için 3 çeyrek asırdır kapılarında bekliyoruz.

Onların, dünyanda yaşayan dört ırktan biri olan Kızılderilileri yok ettikleri, Kara derilileri köleleştirdiklerini, sarı ırkı sömürgeleştirdikleri, Beyaz’lar kendi aralarında sömürü mirasını paylaşmak için kendi aralarında nasıl 100 yıl savaştıklarını filan görmezden geldik. 2 dünya savaşını niçin çıkarttıklarını, soğuk savaş denilen sivil savaşta aynı ülkenin çocuklarını nasıl birbirlerine kırdırdıklarını, onların kanları ve gözyaşları, çalınan alın terleri üzerine kendilerine nasıl bir servet ve iktidar ürettiklerini de görmezden geldik.

10 yılda bir yapılan darbeler de cabası.

Gel dediler, bakmayın Gazze’ye gidemediğimize , taaa Kore’ye gittik, “Ucuz asker” olarak.

Biri demiş ki, “Türk vatandaşı; İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemeleri usulü yasasına göre yargılanan, Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir”. Mizahi bir dille halimiz ancak böyle güzel anlatılabilirdi. Biliyorsunuz Turhan’ın da Cumhuriyette çıkan yavrularını emziren anaç domuzu emmek için domuz ağılının kapısında bekleyen bir koyun karikatürü vardı.

Laiklik olacak dediler, Hilafet makamını lağvettik. Cumhuriyet olacak dediler, 600 yıl süren bir Osmanlıyı bir kalemde silip attık. Muhalefet olmasın işler hızlı görülsün diye, tek parti kurdular. Seçim dedikleri “açık oy gizli tasnif” Adayı tek adam belirliyor. Oy kullanacak olanlar parti üyeleri. Sandığın başında Jandarma bekliyor. Bir de arkasında süngülü bir jandarma bekliyor. Bu düzene itiraz ederseniz, kendinizi İstiklal Mahkemesinde bulursunuz. Bu mahkemeler yasaya göre karar vermiyor, kararı yasa kabul ediliyor. Avukatı yok, savcısı yok, temyizi yok.

Türkçe’yi Agop Dilaçar’dan öğreniyorsunuz, Türklüğü, kod adı “Tekinalp” olan Moiz Kohen’den. Türk Ocağı’nın arkasındaki isim Lazaro Franco. Ellerinden gelse “Dinde Reform” yapacaklardı. Kur’an-ı kerim ahkam ayetlerini çıkartıp, yerine Nutuktan parçalar eklemeyi teklif eden de vardı. İslam İrtica, Müslüman Mürteci idi.

Bir başkadır benim memleketim.

Rol modelimiz batı Avrupa ve Amerika idi. Küçük Amerika olma hayali ile altı ay bir güz gittik, işte geldiğimiz nokta.

Bu arada meğer bize anlatılan Avrupa ile gerçek Avrupa aynı değilmiş. Yeni yeni uyanıyoruz. Onları, Afganistan’da, Irakta gördük. Şimdi Gazze’de görüyoruz: Medeniyet denilen maskara mahluku, tek dişi kalmış canavarı görün ve tükürün maskeli vicdanına asrın tükürün.

Onları kısa süre önce New York’ta, bir Havranın bodrum katından açılan tünellerde görmüştük. Meğer bunlar Pedefolik, Satanist, Siyonist’miş..

Bunlar bize İnsan Haklarından söz ederken dünyadaki bir çok terör örgütünün, insan haklarını ihlal eden hükümetler ve örgütlerin arkasında bunlar varmış.

Çevreci görünüyorlardı, meğer çevreyi en çok kirletenler bunlarmış.

Ya hu, Aile yapımıza eğitimize, sağlığımıza, yedik içtiklerimize el attılar, ne istedilerse yaptık. Ne istediler de vermedik ki! İçimizden birileri ayartıp kimine “Cemaat” dediler, kimine “Batı Çalışma Grubu” dediler, gıkımız çıkmadı. En son da kimlik kartımızda, din, mezhep hanesini çıkarttıkları yetmiyormuş gibi din, ahlak, gelenekten ve hatta biyolojik cinsiyetten bağımsız, Nesneler arası İletişimin nesnesi olarak Trans Hümanizmin radikal bir uygulaması olan GENDER yazdılar ve bizi GENOM bir BİREY olarak tanımladılar. Yine gıkımız çıkmadı.

Liberalizm, Demokrasi, insan haklarından söz ediyorlardı, şu Amerikan seçimleri sürecinde onları daha yakından gördük. Göçmenler konusunda nasıl acımasız olduklarını da biliyoruz. Nasıl savaş kışkırtıcılığı yaptıklarını da biliyoruz. İsrail’i suçlu bulan UCM kararına karşı Beyaz Sarayın ve Amerikan Kongresinin nasıl tepki verdiğini de biliyoruz.

ABD’si AB’si, İngiltere’si, hatta Vatikan’ı yok bunların, söz konusu olan. Çıkarları ise dostluklarını, ilkelerini bir anda ayakları altına alabiliyorlar.

ABD’de son. Seçim sürecinde yaşananlara bakın. Trump’a Suikast, Biden’in akıbeti, Kamala Harisin. Ne olacağı. Kadın, Epstein’in dişi versiyonu.

Zaten bunların gerçek kimlikleri, CoVID sürecinde ortaya çıkmıştı da birileri görmek istememişti. Çünkü ezberleri bozulacaktı. Ama artık bir çok Amerikalı, Avrupalı, oynanmakta olan kirli ve kanlı oyunu görüyor. Aslında Aya gitme hikayesi de yalandı, 11 Eylül saldırıları da. Dolar ve LIBOR gerçeği, Uluslararası Finans sistemin nasıl bir Finansal tetikçilik olduğunu artık bir çok kişi biliyor.

ABD'de halen post modern bir darbe süreci yaşanıyor. ABD'de Biden'ın danışmanı kendine, X'te yayınlanan dijital imzalı mektubu haber verene kadar istifa ettiğini bilmiyormuş.. ABD'de Demokrasi tıkır tıkır işliyor.(!?) Demokrasilerde çara tükenmez.!? Görünen o ki, ABD'de Derin devlet içinde örtülü bir iç savaş yaşanıyor. Bakalım bu savaşın dünyadaki etkisi ne olacak..

JOE BİDEN’nın KIZI çıkıyor, "Babam Joe Biden 30 Mart 2019'da Öldü" diyor. Peki Biden diye bize gösterilen bu kişi kimdi ve bu sır bu güne kadar nasıl saklandı. Biri de çıkıyor, Biden’ın 2 ayrı dublörü olduğunu söylüyor ve isim veriyor. Halen BİDEN ÖLDÜ MÜ, Öldürüldü mü, yaşıyor mu bilmiyoruz. İddia o ki, Biden bir şekilde ölecek ya da öldürülecek. Kamala Harris fiilen Cumhurbaşkanı olacak. Kendine yeni bir yardımcı seçecek. Mültecilere oy kullanma hakkı tanıyacak. Trump hakkında, istihbari, idari, hukuki operasyonlar yapılacak ve Kamala, alavere, dalavere başkan yapılacak.

Ha bu arada Elon Musk'ın oğlu da ölmüş. Elon Musk, oğlunun “ergenlik engelleyicileri” kullandıktan sonra “uyanık zihin virüsü “nedeniyle "öldüğünü" söylüyor ve "bundan sonra "uyanık zihin virüsünü yok edeceğine" söz veriyor.

Trump suikastı ile ilgili olarak Gizli Servis Direktörü Kimberly Cheatle, Temsilci Shiela Jackson'ın Gizli Servis'in Gözetiminde yer aldığını doğruladı. Ve dün Gizli Servis Direktörü Cheatle resmen istifa etti. Temsilci Jackson da Donald Trump'a düzenlenen suikast girişiminden 6 gün sonra vefat etti. Bu yılın en tuhaf tesadüflerinden biri.

İngiltere’de Fransa’da ya da Vatikan’da olanlar da ABD’de olanlardan farklı değil.

ABD’de, Batıda bunlar oluyorsa bu ülkeleri örnek alan ülkelerde kim bilir neler oluyordur. Selam ve dua ile.

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Pizza sever misiniz?
Abdurrahman Dilipak: Siyonistler suçüstü oldu!
Abdurrahman Dilipak: Kurbağa haşlaması sever misiniz?
Abdurrahman Dilipak: Bize yalan Söylediler
Mücahit Gültekin: Suriye Tartışmaları, "Kökü Dışarıda Olmak" Söylemi ve Politik Hafıza Üzerine