Abdurrahman Dilipak: Tekasürle Övünmek

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

Surenin adı çoklukla övünmek. Surenin meali şöyle: “Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle. 1- O çokluk kuruntusu sizleri oyaladı, 2- Ta kabirlere kadar gidip ziyaret edişinize kadar! 3- Öyle değil, ileride bileceksiniz! 4- Sonra yine öyle değil, ileride bileceksiniz! 5- Öyle değil, kesin olarak bilseniz, 6- Andolsun ki, cehennemi mutlaka göreceksiniz! 7- Sonra yine andolsun ki, onu yakın gözüyle göreceksiniz! 8- Sonra andolsun ki, o gün her nimetten sorgulanacaksınız!”

Sahi, kim doğduğu anne-babayı kendi seçti. Ya da doğduğu toprağı, derisinin rengini ya da cinsiyetini. İnsanlar bundan dolayı övünüp-dövünemez. Ötekileri aşağılayamaz ya da yüceltemez. Bu Allah’ın takdiridir. “Fikri kavmiyyeti tel’in ediyor peygamber.” Üstünlük ancak takva iledir. Kuşkusuz insanlar yakınlarını sevmekle kınanamaz. Allah bizi kabileler halinde yarattı ki, tearüf edelim diye.

Allah bizi uyarır: “Bir kavme olan düşmanlığınız, sizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmesin” diye. Biz Hz. Ali’nin deyişiyle “ya dinde kardeşiz, ya da yaratılışta bir eş’iz”.

Tekasür suresi, Allah’ın gazab ayetlerinden biridir. Arkası arkasına insanları tehdit eder. İlk ayet neydi: “O çokluk kuruntusu sizleri oyaladı”. Allah buyurmadı mı, sizleri mallarınız, canlarınız, sevdiklerinizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edeceğim. 2. Ayet, atalarının yaptıkları ile övünenleri kınar. Babanız peygamber olsa, Hz. Nuh misali siz gemiye binmemişseniz ne yazar. Ne sayınızın, ne toprağınızın, ne servetinizin, ne gücünüzün, ne saltanatınızın uzunluğu ile övünebilirsiniz. Bunlar bir imtihan ve şükür vesilesidir.

Hz. Adem de 930 yıl yaşamıştı. Hz. Muhammed ise 63 yıl yaşadı. Peygamberler içinde en uzun ömürlüsü Hz. Nûh'tur. 350 yaşında peygamber oldu, kavmini 950 yıl Hakka davet etti davetle geçirdi, toplamda 1300 yıl yaşadı. Ama onun davetine uyup ancak 80 kişi gemiye bindi. Hanımını ve oğlunu bile gemiye binmeye ikna edemedi.

Öte yandan Ruhul Kuds, Mesih, yaratışı bir Mucize olan Hz. İsa sadece 33 yıl yıl yaşadı. Bir rivayete göre kendine ilk vahiy 30 yaşında geldi. 3 yıl boyunca insanları Hakka çağırsa da ona sadece 12 kişi iman etti. Biz o 12 kişiye ''Havari'' diyoruz. Sonra ne olduğunu biliyorsunuzdur.

Gelmiş-geçmiş bütün zamanların en zengin kişisi, Hz. Davud’un oğlu, Hz. Süleyman 52 yaşında vefat etti. Arkasından soyu da gelmedi ve serveti gibi, yaptırdığı muhteşem mabed de yerle bir edildi. Oysa o mabedin minberinde melekler tarafından korunan vahiy sandığı da bulunuyordu.

Hz. Eyyüb 93 yıl yaşadı. Zamanının en zengin kişisi idi, sonra en yoksulu oldu, ardından tekrar eski zenginliğinin iki katı bir zenginlikle mükâfatlandırıldı.

Hz. Muhammed'e gelelim. Peygamberimizin toplamda Mekke ve Medine dönemi 23 yıl sürdü.. 13 yıl Mekke, 10 yıl ise Medine insanları Hakka çağırdı.. 40 Yaşında peygamber oldu. Evlendiklerinde Hz. Muhammed 25, Hz. Hatice ise 40 yaşlarında idi. 63 yaşında vefat etti.

4 halife dönemi 632 - 661 yıllarını kapsar. Toplam 29 yıl. Sonraki dönem 4 halife dönemi: Hz. Ebu Bekir (632-634) 2 yıl, Hz. Ömer ibni Hattab (634–644) 10 yıl, Hz. Osman bin Affan (644–656) 12 yıl, Hz. Ali bin Ebu Talib (656–661) 5 yıl . Toplam 29 yıl. Ardından Kerbela 10 Ekim 680 ve “Isırıcı melikler” dönemi başladı. Kerbelâ Olayı veya Kerbelâ Savaşı ya da Kerbelâ katliamı, 10 Ekim 680'de, bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbelâ şehrinde, Hz. Muhammed'in torunu Hz.Hüseyin’e bağlı küçük bir birlik ile Emevi halifesi 1. Yezid'in ordusu arasında cereyan etti. Hz. Hüseyin ve kafilesindeki herkes öldürülmüştür. Ve bir dönem kapandı. Hz. Muhammedin kurduğu devlet yıkıldı ama İslam devam etti.

Ne Türklük, ne Arablık kalacak kalacak aç gözünü / Dinle peygamberin ilahi sözünü” “Fikri kavmiyyeti tel’in ediyor peygamber” Allah kimseyi devletsiz bırakmasın. Allah kimsenin devletini kendi başına bela etmesin, ona bela gerekmez. Kimsenin halkını da devletinin başına bela etmesin.

Hz. İbrahim’den sonra, Hz. İsa’ya kadar 1000 yıl Peygamberler krallarla savaştılar. Lut kavmi, devletlerinin başına bela oldu, Firavun düzeni de halkının başına bela oldu. Adil devlet de var, Kerim devlet de. Ama zalim devlet de var, haydut devlet da. Kimi devletler zaman zaman zulme sapar, sonra geri döner.. Bu anlamda devletin zengin ya da uzun ömürlü olması değil, adil olması önemli. Modern batı 550 yıla yakın zamandır, bunun 350 yılını dünyanın en güçlü ve zengin ülkeleri olarak geçirdi. Ama bunun faturası insanlığa çok ağır oldu. Kızılderililer yok edildi, kara derililer köleleştirildi, sarı ırk sömürgeleştirildi. Kendi aralarında 80, 100, 30 yıl savaşları yaşandı. O yetmedi, 2 dünya savaşı, bir de soğuk savaş. Bu cinayetleri işlerken ağızlarında sakın gibi, “İnsan Hakları, Barış, özgrlük, Demokrasi” sakızını çiğniyorlardı. Gerçekte terör örgütlerinin , darbelerin arkasında kendileri vardı. Bizim darbeciler de Demokrasi’yi rayına oturtmak için, Atatürkçülük adına, irticaya karşı yapmıyorlar mı idi darbelerini.. “Medeniyet denilen maskara mahlûku görün / Tükürün maskeli vicdanına asrın tükürünKomunizm’in, Faşizm’in, Kapitalizm’in, Siyonizm’in dünyaya faturasını düşünün.

Bakın, çokluk, büyüklükle övünmeyin, ezel ve ebed iddiasına kalkmayın. Umduklarınızdan mahrum bırakılırsınız. Allah azları çoğalttığı gibi çokları da azaltır. Zayıfları güçlendirdiği gibi, güçlüleri zayıflatıp zelil eder, ölümsüzlük iddiasında olanların ömrünün bereketini yokeder ve onları zelil eder. Güçlülere yaltaklanmayın, zayıfları hor görmeyin, onları alaya almayın.

Allah’ın imkan, nimet ve güç verdikten sonra azıtanlar gibi olmayın. Kemal noktasındaki zirve zevalin başlangıcıdır, unutmayın. Gecenin en koyu anı da aydınlığa en yakın olduğu zamandır.

Hatırlayın: Allah İsrailoğulları’nı Firavun’un zulmünden mucizevi bir şekilde kurtardı. Deniz yarıldı, Kudret helvası, bıldırcın kebabı, kayadan çıkan tatlı suyla açlıkları giderildi. Başlarında Hz. Musa, Hz. Harun, Hz. Yuşa vardı. Önlerinde emanet sandığı ve onu koruyan melekler. Bunlar oldu da, sonra ne oldu. O kavmin önemli bir kısmı denizi geçtikten 40 gün sonra lanetlendiler. Daha bitmedi, 10 günlük yolu 40 yılda geçtiler. Daha bitmedi, o denizi geçenlerin çok büyük bir kısmı Kudüs’ü görmedi. 20. Yıla geldiklerinde, geri kalanların bir çoğunun arz-ı mev’uda girmesine izin verilmedi. Yolda doğan, sâlih gençlerden oluşan genç bir topluluk o topraklara girebildi. Ve onlar da bugünlere geldiler. Hz. Harun yolda vefat etti ve Asa’nın sahibi, Denizin önünde eğildiği adam,“Yed-i Beyza” ve Evamir-i Aşere ile müjdelenen, Firavunu dize getiren, Kahinleri ve Sihirbazları yenilgiye uğratan,, Emanet sandığının koruyucusu, Vahyin muhatabı, Nil’in çocuğu, Hz.Asiye’nin büyüttüğü Hz. Musa Kudüs’ü göremedi. Hz. Musa ile birlikte Tur-u Sina’ya çıkan, Hızır’la yolculuğun başlangıcında Hızır’la tanışan Genç Yuşa, 40 yıl sonra gördü Kudüs’ü, yaşlı biri olarak.

Sina’da puta tapıp irtidat edenlerden 3000 kişi Levililer tarafından ölümle cezalandırıldı. Kalanların çok büyük bir kısmı da, 40 yıllık yolculuğun yarısında, Hz. Musa ile hemen her konuda tartıştıkları için cezalandırıldılar ve o yolda hayatlarını kaybettiler!

Evet, evet! Nimet verildikten sonra sapıtan ve mahrum bırakılanlardan olmayalım diye, selam ve dua ile.

Medya-Makale Haberleri

Mücahit Gültekin: Suriye Tartışmaları, "Kökü Dışarıda Olmak" Söylemi ve Politik Hafıza Üzerine
Abdurrahman Dilipak: Suriye İsrail’le karşı karşıya gelirse!
Abdurrahman Dilipak: Suriye’deki halk devrimine nasıl bakıyorum
Abdurrahman Dilipak: Allah’a ve ahiret gününe inanmak!
Abdurrahman Dilipak: Suriye bizim göz aydınlığımız olsun!