Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı/Habervakti.com
Trump, aslında bir Hristiyan Siyonist. Kendine göre bir anlayışa sahip. “Tanrı’nın kırallığı”(!?) için Mesih’in geri dönüşünün yolunu açmaya çalışıyor. Onun için “Tanrıyı kıyamete zorlamak” adına, her türlü savaş kışkırtıcılığını yapmaktan geri adım atmayacak. Herkesi savaştıracak ama kendisi doğrudan savaşa katılmayacak. 1. Dünya savaşında da, 2. Dünya savaşında da kendi topraklarında savaşmadı. Vietnam’da boyunun ölçüsünü aldı. BrettonWoods dolandırıcılığı ile ekonomisini batmaktan kurtardı. Japonya’da kaybediyordu, Atom bombası ile yakasını kurtardı. Irakta, Afganistan’da ise nasıl savaştığını biliyoruz. 3. Bir dünya savaşı olan soğuk savaşta kendi elini ateşe uzatmadı, herkesi birbirine kırdırdı.
Rusya’ya karşı Avrupa’ya destek için çok geç kaldı. Hep kaçak güreşti.
Amerikan tarihi utançlarla doludur. Uygarlığının arkasında kan, gözyaşı ve çalınan alın terleri, dolandırılan insanların ah ve inleyişleri’leri vardır.
Amerikan uygarlığı HolyWood yapımı bir film gibidir. Bir çok şey sanal gerçeklikten, algıdan ibarettir. Medya yalanı ve propaganda ürünü’dür. Tamamen gasbedilen bir servetin satın aldığı bir zafer söz konusudur.
Bugün uluslararası sistem tamamen güce dayalı. Kimi parasına, kimi askeri gücüne, kimi nüfusuna, kimi toprağının genişliğine güveniyor. Hakka güvenen yok. Güç onda ise herkese karşı İlahlık ve Rab’lik taslıyor, tehdit ediyor. Her şey, bana göre, benim için, benim tarafımdan diyor sanki. Bu sadece tepedekinin aşağıdakilere karşı tavrı değil, herkes bulunduğu yerden aşağıdakilere karşı aynı tavır içinde. Böylece o “Şeytani pramid” bir şekilde oluşuyor.
Trump Tanrı’nın yeryüzüne dönüşü için şartları oluştururken, aslında aynı zamanda Yahudilerin Meşiah beklentisi, Hristiyanların Mesih’in dönüşünün aynı kapıya çıktığını göstermek istiyor. Ve bunu başaran kişi olarak Mesih’in kendine kendini yardımcı ilan edeceğini, Aziz ilan edeceğini düşünüyor.
Aslında Trump yeni bir Saul olmak istiyor bu anlamda ve Papalığın sonunu getirmek istiyor. Evengelik inancı bu anlamda, onun için tek Mesihi hareket olacak.
Bu anlamda Trump’un sadece Kudüs’e değil, Şam’a, Hatay’a, İznik’e, İstanbul’a ihtiyacı var.. Doğu Roma’da, batı Roma da onun olmalı.
Ne yazık ki, Ankara “Dostumuz Trump”un bu TeoPolitik rüyaları hakkında çok bilgi sahibi değil. Bu senaryoda CHABAT, AGARTHA, Hazara, Karay, Nuhi yasalar, Davud Koridoru, İbrahim Koridoru, Arz-ı Mev’ud ne anlama geliyor pek bilmiyor gibi sanki.
Biz alemlere rahmet olarak gönderilen ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz ama, buna dayalı bir tefekkür dünyasına sahip değiliz. Bir kavme olan düşmanlığımız bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevketmeyecekti. Yeryüzünde adalet, barış, hürriyet için Cihad edecektik, herkesin malları, canları, sevdikleri, namusları, akılları, inançları ve nesilleri güvende olsun diye, karşılığını yalnız Allahtan bekleyecektik. Yüzümüz HAK’ka dönük olacaktı. HAK’dan aldığımızı HALK’a ikram edecektik HAK namına. Bütün insanlığın hayrına olmayan bir çözüm önerisi bizim önerimiz olmayacaktı. Ne oldu! Peki bu politik kavgalar, Türk-Kürt inatlaşması neyin nesi! Ne oluyoruz, nereye gidiyoruz.
Tabii biz Allah’ın ipini bırakıp, yeni dostları edinip, dünyevi ihtiraslarla, “Uluslararası sistemin” peşine takılınca, Allah da bizim ipimizi bıraktı ve olan oldu.
Geldiğimiz nokta neresi biliyorsunuz. Adalet de, ekonomi de, aile de, gençlik de dibe vurdu! Ve bırakın ötekilerin Hak ve hukukunu savunmayı, kendi Hak ve Hukukumuzu bile savunamaz hale geldik. Aksa’yı ya da Gazze’yi bile savunamıyoruz. Ama Trump Şeytanında aldığı güçle Gazze’ye meydan okumasını sürdürüyor.
Şeytan Biden çetesi’ni de, Trump çetesini de Allah’la aldatıyor! Onlar yeryüzünde bir cennet vaadi ile yeryüzünü cehenneme çevirmek istiyorlar. “Tanrı’nın Kırallığı”için değil, “Şeytan’ın kırallığı” için savaşıyorlar. Zaten değil mi ki, Allah (cc) bütün zamanların kadir-i mutlak gücüne sahiptir ve herkesin, herkesin iradesi O’nun iradesine bağlıdır. Bizimkiler de ne yazık ki aynı şeytanın yalanlarına kandılar ve kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar.
ABD Kongresi, Netanyahu'nun tutuklaması için emir veren Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yaptırım uygulanacağını açıkladı.. Ve Trump eş zamanlı olarak Gazze’ye tehdidini yineledi. Trump bu çıkışı ile dünyaya ve insanlığa meydan okuyor.. O ZAMAN GAZZE'NİN YANINDA OLAN ÜLKELER TRUMP'UN YEMİN TÖRENİNİ BOYKOT ederek KARŞI DURUŞLARINI GÖSTEREBİLİRLER. Bakalım göreceğiz, Trump kimleri davet etti, yanında kimler boy gösterecek, kimler boykot edecek bu töreni.
Trump’ın yakın çevresi zafer sarhoşluğu içinde. “Tanrının krallığı” lobisinden birileri “İstesek Grönland'ı kesinlikle alabiliriz ve hiçbir Avrupa gücü bizi durduramaz. Biz Batı Yarım küre'nin efendileriyiz ve hiçbir efemine Avrupalı fahişenin bize mahallemizde ne yapabileceğimizi söyleme hakkı veya gücü yoktur. Küresel bedava yolculuk dönemi sona erdi ve fatura ödeme zamanı geldi. Amerikan şirketlerine güç sağlamak için toprağı, petrolü ve nadir toprak elementlerini kullanacağız. Herkes bunu kabul etmeli. Ya bizdensiniz, ya da bize karşısınız, o zaman bunun sonucuna katlanmak zorundasınız”
Aslında Trump’un Gazze ve UCM kararının “Türkçesi” bu. Bu tavır yarın Türkiye için de aynen böyle olacak.. Ve bu meydan okumaya ancak Allaha dayanarak hayır diyebilirsiniz. Bugün işte herkes için bir imtihan günü söz konusu. Gerçekten iman edenler ve etmeyenler belli olacak. Dil ile ikrar ettiklerini kalpleri ile tasdik edenler ve etmeyenler bugün bu sınavda belli olacak Halk nazarında. Hak nazarında zaten o ezeli bir bilgidir.
Tabii bu arada NATO konusunda da Trump ortaksak herkes kendi payını ödesin diyor. Ya da herkes kendi yoluna diyecek. Eğer ödeme yapmak istemiyorsanız, o zaman kararı ben veririm sizde, nakdi ödeme yapmıyorsanız, ayni olarak askerinizle bizim safımızda savaşırsınız demeye getiriyor.
Ggz Kt Ph W Y A Av J T R
Sahi, DSÖ konusunda esip-gürlüyordu! Ne yapacağını göreceğiz. BM, ve diğer sosyal ağlar, FED, CIA, MOSSAD, FBI, FDI, Pentagon herkes payını alacaktır. Çünkü bu çıkışı ile Trump diğer ülkelere, kendi ülke halklarına, “dost ve müttefikleri”ne bu vesile ile bir mesaj veriyor ve uyarıda bulunuyor. UCM ve NATO’nun başına gelecekler, sizin de başınıza gelebilir diyor. Yani “ne Adalet tanırım, ne askeri güç, herkes ayağını denk alsın” diyor. Bu mesaj aynı zamanda Rusya’ya, Çine, Hindistan’a, AB’ye, İngiltere’ye verilen bir mesajdır.
Kanada’dan bir politikacı ise, daha iyi bir sosyal sağlık programından yararlanmak için sınır bölgesindeki 3 ABD eyaletini Kanada’ya katılmaya çağırdı.
Dünyada ilginç şeyler oluyor. Burada sadece olaylara seyirci olmak değil, Barış yapıcı, kurucu bir irade ile tarih sahnesine çıkmak gerekiyor, başkalarını tehdit ederek değil, hep birlikte, ortak bir kelimeyle, insanlığı kucaklamak için Selam ve dua ile.