Abdurrahman Dilipak: Ve bugün ABD'de seçim var!/Habervakti.com
Seçimi kim kazanırsa kasansın Siyonist, Pedefolik Satanistler kazanacak. Trump gelirse, Tanrı’yı kıyamete zorlayacak. Tek devlet kalacak, o da ABD olacak!. İsrail ABD’nin deniz aşırı kutsal eyaleti olacak herhalde. Diğer devletleri, savaş, terör, darbe, ekonomik kriz ve siyasi krizler, toplumsal olaylarla boyun eğmeye zorlayacak. Kamala gelirse, GlobalResetçilerin dediği olacak. Devlet olmayacak. Merkezi olmayan tek bir dünya devleti olarak: Tek dünya, tek aile, tek gelecek! TransHumanizm projesi kapsamında, StarLink, NeuraLink, 5G, Nesnelerarası iletişim ile Din, ahlak, gelenek, biyolojik cinsiyetten bağımsız, Siborg diye tanımlanan GENDER BİREY’lere dönüştürüleceğiz!?.
ABD öyle büyük bir bela ki, yıkılırsa insanlığın üzerine yıkılacak. Yıkılmazsa insanlığın başına bela olacak. Düşünsenize ABD yıkılacak olursa, Dolar çöp. Ülkeler, şirketler, kişiler, bir anda yoksullaşacak. Birçok teknoloji çöp olacak. Cebinde, kasasında Dolar olanlar, Çalıp çırpıp bankalara yatıranlar, konteynerlerle villalarının bodrumunda gizli kasalar oluşturanların paraları bir anda çöpe dönüşecek.
ABD seçimlerinin ardından sadece ABD halkı değil, dünya milletleri, ölümlerden ölüm beğenecekler. İnsanların servetleri ile birlikte dinleri, devletleri, insanların kendileri, aile, gençlik, herşey büyük bir tehditle karşı karşıya kalacak. Peki, biz böyle bir geleceğe ne kadar hazırız? Biz alemlere rahmet olarak gönderilen ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz değil mi? Gazze’de yaşanan katliam karşısında bile ne yapacağını bilmeyen bir ümmetten söz ediyoruz!
Daha öncesi kamuoyu araştırmalarına göre, Trump %65.8, Kamala %34.2 dediler. Daha sonra %58.9 / %40.8 dediler. En son Kamala’yı öne geçirdiler %43’le. Trump’un Epstein’le videosu çıkınca, rüzgâr tersine döndü. Kimine göre de Oy sayısında Harris; eyalet sayısında Trump önde. Secim sisteminin sağladığı avantajla Trump başkan seçiliyor. Tabi bu sonuçları Kamuoyu nasıl algılayacak ve Borsa nasıl karşılayacak. Trump bir devri sabık oluşturacak mı? Göçmen politikası ne olacak? İsrail’e verdiği sözü tutacak mı? LGBT lobisi ile başı derde girecek mi? Global Reset çetesi ve Epstein çetesi ile savaşacak mı, el mi sıkışacak. Sonuçta, sanki, bu seçimin galibi, iki taraftaki Stanistlerin birleşik gücü olacak.
Washington, Oregon, Kaliforniya, Colarado, New Meksika, Minesota, İllionis, Virjinya, Newyork, Maryland, Deleware, NewJersey, Connecticut, Rhode Island, Massachusetts, New Hempshere, maine, Vermont, Hawaii.. 51 Eyaletten 19’u Demokratları destekliyormuş gibi gözüküyor. Karşı tarafta 31 Eyalet var. Bunların 10’u çok küçük eyaletler. Demokratlar, 2 okyanus sahilinde kümelenmiş gibi gözüküyor. Daha doğrusu ülkenin Kuzey doğusu ve batı sahil şeridi. Seçim sonuçlarına itiraz olması sürpriz olmayacak. Bu itirazlar nasıl sonuçlanır o belli değil. Çok sayıda ihtimal var. Seçimler yenilenebilir, darbe olur. İç savaş çıkar, ülke bölünür. Sonuç ne olursa olsun, bu seçim Amerikan yüzyılının sonu. Sonuç ne olursa olsun, GlobalReset lobisi BrettonWoods’u gündeme getirecek. Sonuç ne olursa olsun Göçmen konusu, Ukrayna konusu, Filistin konusu ana gündem maddesi olacak.
Tabii NATO, Rusya ve Çin’le ilişkiler de gündeme gelecek. Ve Amerikan seçim sonuçlar tüm dünyada ekonomik ve siyasi anlamda yeni dalgalanmaları beraberinde getirecek. Mesela DSÖ ne yapacak? Çünkü Trump BM’yi de tartışmaya açacak. İklim yasası da gündemde olacak.. Bill Gates ABD’den ayrılabilir, Obama, Bill Clinton filan da.. Epstein dosyasındaki isimler için zor bir dönem olacak Trump dönemi. LGBT lobisi ile de Trump karşı karşıya gelecek.. Tabii bunlar, hemen olacak şeyler değil, ama seçim sonuçları açıklansa bile, zaten görev devir teslimi için Ocak 2025’i beklemek gerek. Atamalar filan Ocak sonunu bulur. Aynı zamanda bu süreçte CIA, FBI, Pentagon, FED ve Finans Lobisi ne yapacak onu da görmek gerek.
ABD’de birileri, Siyonist Pedefolik, kan içici Satanistlerin ülkeyi kana buladıktan sonra kaçacaklarını, kendileri için daha önceden hazırladıkları, yeraltındaki güvenli mekanlarına kaçıp, orada kimlik değiştirdikten sonra yeniden ortaya çıkmak gibi planları olduğunu söylüyorlar.
Trump son hafta sonu öncesi mesai saatlerinde bir Tweet attı ve bu tweet bir günde 35 milyon görüntüleme aldı. Trump kendini bir “Mesih” gibi ya da Mesih’in gelişi için yollarını açan kişi görüyor herhalde! “Ben Amerika'yı kurtarmak için çözümler ararken Kamala Harris nefret kampanyası yürütüyor” diyor. Biden Trump taraftarlarına "çöp", “pislik” diyor. Trump’un ona cevabı ise “Amerikan Halkını sevmiyorsanız Amerika'yı yönetemezsiniz”. Trump’un yükselişinde Elon Musk’un katkısını gözardı etmemek gerek. Musk aslında Globalist ve Siyonist lobi ile yakın ve sıcak bir teması var. StarLink, NeuraLink, Humanoid, akıllı şehirler ve Akıllı otonom sistemler GlobalReset’in olmazsa olmazı konular. Trump Global Reset içinde, tek gerçek devlet ABD olsun istiyor. Ötekiler, devlet yok diyor. Merkeziyetsiz bir dünyayı savunuyorlar. Trump, tek devlet ABD olsun derken, onun da başı kendisi olsun istiyor. Sonunda o da Epstein cemaatından Siyonist biri. Kendine misyon olarak Mesih’in gelişini kolaylaştırmak. Bunun için Mescid-i aksa’yı yıkıp yerine Süleyman Mabedi’nin yeniden inşası gerekiyor. Arzı Mev’ud coğrafyasını ele geçirmesi gerekiyor. Çünkü kıyamet savaşı orada gerçekleşecek. Sonra Yecüc-Mecüc koridoru’nu kontrol etmesi gerekiyor. Orada yolları “Karay” ve “Hazara” senaryosu dolayısı ile CHABAT ile kesişiyor.
Trump kendine böyle “kutsal bir misyon” tayin ettiği için karşısına çıkan herkes, onun gözünde “AntiChirist” yani, onların dilinde “Deccal olacaktır. Ve Müslümanları birbirine karşı kışkırtmak için Şii ve Sünni iki ayrı Mehdi çıkartabilir. Bu arada Dahlan/Kushner senaryosunu yeniden ısıtıp gündeme getirebilir. Cumhuriyetçiler kendilerinin “Amerikan tarihinin en büyük, en geniş ve en önemli siyasi koalisyonuna liderlik ettiklerini” düşünüyorlar. Trump “partimiz Latin, Afrikalı Amerikalı, Asyalı ve her ırktan, dinden, renkten ve ideolojiden yurttaşın umudu oldu.. Bu anlamda tüm insanların Başkanı olmak istiyorum” diyor. Tabii ABD ile aramızda ciddi bir zaman farkı var. Ve Amerikan seçimleri tüm dünyada aynı zamanda Amerikan büyükelçiliklerinde de yapılabiliyor. Posta ile sandığa gitmeden de oy kullanılabiliyor. Sandık sonuçları açıklanmadan kamuoyu araştırma şirketleri kesine yakın tahminlerde bulunuyor. Amerikan başkanlık seçimleri, iki dereceli seçimler olduğu için önce seçiciler seçiliyor, sonra onlar toplanıp başkanı seçiyorlar. Ancak işin başında seçicilerin zaten hangi partinin adayı olduğu belli. Bu seçim sisteminde hangi eyalette, hangi parti hangi oranda oy aldı, o da ayrıca önem taşıyor. Bu seçimde aldıkları oy kadar bir önceki seçimde aldıkları oy oranlarındaki farklılık da ayrı bir anlam ve değer taşıyor. Görünen o ki, rekabetin şiddeti seçime katılımı önemli ölçüde artıracak.
Bu seçimde seçim hilesi kadar oy kullanacak göçmenler ve o göçmenlerin yoğun olarak bulundukları bölgelerde alınan oylar da ayrı bir değer taşıyor. Yani Amerikan seçimleri, sadece kimin başkan olacağını değil, bundan sonraki sürecin nasıl olacağını da gösterecek. Siyahiler, yoksullar, zengin bölgeler, büyük şehirler, kırsal alan, sanayi bölgeleri, Üniversite çevreleri, dini ve mezhebi yerleşim bölgelerinin politik tercihleri ve değişimin yönü ABD’nin geleceğini ön görmek açısından çok büyük bir kamuoyu araştırması değeri taşıyacaktır. Herhalde bu seçimler, dünyada sonuçları itibarı ile en çok merak edilen Amerikan seçimi olacaktır.
Eğer tahmin edildiği kadar büyük bir oy farkı ile bir seçim kazanılırsa, unutmamak gerekir ki, hayalin kışkırttığı talepleri hiçbir gerçek karşılayamaz. Bu da büyük bir sukutu hayale dönebilir. Ya da seçimler tamamlandıktan sonra, Trump ötekilerden hesap sormaya kalkarsa işler daha da karışabilir. İntiharlar, suikastlar, faili meçhuller, kontrolden çıkan şiddet olayları, terör, her şey mümkün.
ABD’de bugün seçim var. Amerikalılar mevcut oylama sisteminin meşru olup olmadığını konuşuyor, geldikleri noktada. Bugün, siyahi Obamalar’ın, Beyaz Clinton’lar’ın desteklediği Hintli esmer Satanist, Pedefolik bir kadından medet uman bir Amerika var. ABD’de her yıl 300.000 çocuk kayboluyormuş. 400. Günün eşiğinde Gazze’de can kaybı 45.000 civarında. ABD’de çocuk kaybı, Gazze’deki can kaybının 7 katı aynı zaman diliminde. ABD’den yeni bir haber Maui itfaiye şefi çocuk istismarından tutuklanmış. Şehirde polis kayıplarına geçen 500 çocuk var. Hollywood ve siyasi elitler Trump'ın ve Kamala’nın, rakipleri ile ilgili PizzaGate, Epstein listesini ve Diddy videolarını yayınlamasından, kirli çamaşırların ortaya dökülmesinden korkuyorlar. Bu arada Eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, 5 Kasım'daki ABD başkanlık seçimlerini Demokrat partinin adayı Kamala Harris'in kazanması durumunda, Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump'ın bu sonuçları kabul etmeyeceğini söyledi. Bir çok kişi seçimlere hile karıştırılmasından endişeli. Kimine göre Trump’un göçmen takıntısı geri tepecek. Zaten Amerikalıların hemen hepsi göçmen değil mi? Politikacılar her yerde aynı.. İnandıkları şeyi değil, seçmenin oyunu almak için onların duymak istedikleri şeyleri söylüyor ve aynı sözleri tekrarlayıp duruyorlar. “Enflasyonu durduracağım, Amerikan rüyasını geri getireceğim, ülkemizin istilasını durduracağım”. Diyor, Aslında halkın kaderini değiştirmekten, rızgını artırmaktan, yeryüzünde bir cennet inşa etmekten söz ediyorlar aslında. Her biri bir İlah ve Rab ya (!?). Son akılda kalacak şeyler ise kıyas üzerine kurulu. Konut Kredisi Trump döneminde %2.77’ymiş şimdi 7.75; Kredi kartı ödemelerinde icra takibi Daha önce %11 gerilemiş, Biden Harris döneminde %50 artmış. Çalışanların geliri %8.2 artmış, Biden döneminde %3.9 azalmış Çalışanların tasarrufları %385 artarken Biden döneminde %73 azalmış. ABD’de bir yandan Pedefoliye özgürlük kampanyaları devam ederken, öte yandan çocuklara tecavüz edenlere idam cezası verilmesi tartışılıyor.
Bu süreçte Robert F. Kennedy Jr., “kampanya içinde kampanya” yürütüyor. Ve diyor ki, CovID 'aşı”sı dedikleri “aşı” değil, bir “biyolojik silah”!? Bu “askeri bir proje” olarak planlandı. Ortaya çıktı ki, aşılar “Moderna ve Pfizer” tarafından değil, “Ulusal Sağlık Enstitüleri” tarafından geliştirildi. Bu firmalar taşeron olarak kullanıldı! sahipler. Patentlerin %50'si NIH'ye aittir. Bunlar “Pfizer veya Moderna” tarafından da üretilmedi. Bunlar o askeri planın taşeronlarıydı sadece.." Sahi o zaman “Türeciler” kimdi, onlara destek veren gazeteciler, akademisyenler, politikacılar kimin elemanıydı? Allah (cc) bizim ellerimizle İns’in şeytanlarına dönüşen bu zalimlerin ve onlara destek verenlerin cezasını versin.
Ne olacağını görmek için biraz beklemek yetecek. Bizim için ise, bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde hayır olabilir. Görünen köyün hikayesini sorarsanız, ikisi de başımızın belası, ama Trump biraz daha saldırgan, aşağılayan, parmak sallayan biri. Kamala’nın hayalleri, ihtirasları belki daha büyük, daha Şeytani ama gücü daha sınırlı. Selam ve dua ile.