Abdurrahman Dilipak Zombi gençlik geliyor /Habervakti.com
Son olarak Elon Musk NeuraLink denilen, kafaya takılan nano Chip uygulamasını başlattıklarını ilan etti. Tabi “Herşey insanlık için”(!?) Kafanıza o Chip’i taktıktan sonra siz artık bir NESNEsiniz.
İnsan, Hayvan, Makine eşitleniyorsunuz. Din, ahlak, gelenek ve biyolojik cinsiyetinizden bağımsız bir BİREY’e dönüştürülmüş oluyorsunuz!
Gerçekten bunu kabul ediyor musunuz? Siz İNSAN değilsiniz artık o zaman, siz SİBORG yani BİYONİK ROBOT oluyorsunuz. Hani KOMPLO idi. Ey siyasiler, hala ULUSLARARSI SİSTEMLE BİRLİKTE HAREKET’ten söz edebiliyor musunuz!
Seçim meydanların da bunu açıkça söylesenize!
Daha bu başlangıç, bu akılsızlıkla yola devam edilecek olursa, varacağınız yer, Şeytanın cennet diye pazarladığı bir siber köleler yurdudur. Allah’ın laneti şeytan ve avanelerinin üzerine olsun!
ABD daha önce zenci mahallelerinde gözüken ardından diğer azınlıklar ve göçmenlerin ve evsizlerin yaşadığı batakhaneler, bugün beyazları da yutan bir bataklığa dönüştü. Artık sadece ABD’de değiller, Avrupa, Latin Amerika, Asya, hatta İslam ülkelerini de etkisi altına almaya başladı. Obama’nın danışmanı olduğu filmde işaret edilen “Zombi Geyik”, Zombi Gençliğin ilk işareti sayılabilir.
Zombi vadisine açılan ilk kapı, “Din, ahlak, tarih ve gelenekten bağımsız, hatta biyolojik cinsiyeti de olmayan GENDER diye tanımlaman bir BİREY’den söz ediyoruz. O artık bir “GENOM”. Sadece canlı bir organizma. Şeytan’ın vadettiği “yeryüzü cenneti” ise EPSTEİN CENNETİ.. Çağdat, Modern vampirler, yani kan emiciler.
Hepimiz farkında olmadan zombileştiriliyoruz. Yediklerinize içtiklerinize dikkat etmezsiniz, tehlikenin farkına vardığınızda çok geç olacak.
Akıllı evlerde oturanlar, akıllı şehirlerde yaşayanlar, akıllı otomobilleri olanlar, Siber ofislerde çalışanlar, akıllı telefonlar kullananlar, evlerinde-işyerlerinde güçlü Wifi’leri olanlar dikkat, siz daha önce ZOMBİleşeceklerdensiniz.
Zombi dedimse, eğer gözden çıkartılanlardansanız, zaten tek TIK’lık canınız var demektir. Y
a da giderek pasiflenecek, sadece boş gözlerle çevrenize bakınacaksınız, bir hayal dünyasında bazan oturduğunuz yerden maceralar yaşayacaksınız, ya da Metaverse de bir Avatar olarak yaşayacaksınız.
Dünyada ne olup-bittiğini bile anlamayacaksınız.
Ya da evinizdeki lamba ışığı, telefon, Wifi sinyalleri ya da bir de kafanıza bir NanoChip taktıklarında, siz de bir biyonik robota döneceksiniz. O zaman istediklerinde siz onlar için ya uysal bir koyun, isterlerse bir Gladiatör olarak kullanılabileceksiniz.
Eskiden bu işleri PediHeridol gibi kimyasal ilaçlarla, hipnozla yaparlardı. Şimdi onları yine kullanıyorlar da, WiFi sonrası herşey değişti. Hele de Artırılmış sanal gerçeklik sonrası, karşınızdakiler de artık Biyolojik bir insan değil ki. Sizi Avcıyı kurgulayanlar, avını da kurguluyorlar. Herşey bir oyun gibi başlıyor ve bitiyor ve sonra da hemen unutuyor ve daha heyecan verici yeni bir oyuna başlıyorsunuz.
Lucid Dreamlar, Astrol yolculuklarla aslında, zamansız ve mekansız başka bir boyuta yönlendiriliyorsunuz. Madem her şey bir hayal, bir algı, o dünyada din, ahlak, hukuk, tören sınırı olmaksızın hazların casibesine savrulup gidebiliyorsunuz. Giderek gerçek dünya, sanal dünyanın farklı bir versiyonu gibi gelmeye başlıyor size.
Bu gün politikacılar, bürokratlar, bilim adamları, iş adamları, lobiciler, PR şirketleri, Staretejistler, adeta toplum mühendisliğine soyundular. Dini ve İdeolojik kanaat önderlerinin çoğunun da yaptığı bundan farklı bir şey değil. Kurgulanmış bir dünyada artırılmış bir sanal gerçeklik peşinde koşan insanlar için algı üretiyorsunuz. Media bunu yapıyor bugün aslında. Herkes bir şekilde bu Şeytani oyunun bir parçasına dönüşüyor.
EPSTEİN, AGARTHA, HABAT böyle bir şey değil mi? Terör örgütleri, savaşlar, darbeler böyle bir algı sonrasında hayat bulmuyor mu? Şeytan onlara yaptıkları şeyi hoş gösteriyor. İnsanların ihtirasları akıllarını ve nefislerini esir alınca olan oluyor işte.
Bakın bunlar, organ nakli için cinayeti meşrulaştırdıkları gibi, Öjenik (nüfusu azaltma) hareketi , doğum kontrolünü meşrulaştırdıkları gibi, yakında Ötenaziyi de meşrulaştıracaklar. “Ölümcül hastalak ve yaşlılar için ölüm hakkı!? Hatta nasıl öleceğine de kendi karar versin. Cesetleri ister kadavra olarak kullanılsın, ister gömülsün, ister yakılsın külü göğe savrulsun ya da Ganj'a, okyanusa atılsın, ister klonlansın, ister kompoz yapılsın.
Çalışım üretmiyorsa, kurallara uyun davranmıyorsa o zaman onun için de sosyal tecrit uygulamayı düşünüyorlar. Karbon ayak izine bakıp, çok kazansan da, tüketimine sınır getiriyorlar. Zaten hiçbir şeyin sahibi olmayacaksınız, kiracısı olacaksınız, madem siz de nesnesiniz, yapay zeka da nesne, kullandığınız alet ve araçlar da nesne olunca, size izin verilenden fazla çay maninanız size çay yapmaz, yapamaz, arabanızı çalıştıramazsınız. Yaramaz fikirleriniz tesbit edildiğiniz anda da zaten silinir.
Öfkelenemezsiniz bile, size mutluluk hormanı salgılatan bir frekansla mutluluğunu bile kontol altına alınır. Şehriniz, eviniz sizin değil artık. O şehirde nüfus limitleri arttığında, yeni şehriniz zaten önceden hazır olacak, eviniz de, arabanızın navigasyona ihtiyacı yok, sizi gitmeniz gereken yere götürecek.
“İşe yaramaz yiyiciler”, “zombi çöp adamlar” belli bölgelerde toplanarak, önce açlık ve ardından birbirilerine karşı kışkırtılarak birbirlerini öldürmelerine imkan verilecek, sonra da kontrollü bir salgınla nesilleri tüketilecek. Savaş, terör, kontrollü kısırlaştırıcı gıda ve içeceklerle dünya nüfusunun yarısı İTLAF edilmek isteniyor. Bugünkü KÖPEKLERi düşünün, KÖPEKLERİN başına gelenler, Zombilerin de başına gelecek.
KÖPEKLER de nasıl kısırlaştırılıyor, kulaklarına Chip takılıyorsa aynen öyle. Bunların da Wifi’lerden, cep telefonlarından yayılacak frekantlarla saldırganlaştırılması mümkün, hatta BioHackerler, sizin telefonlarınız üzerinden çevrenizdeki köpeklerin size saldırmasını sağlayak sinyaller bile yayınlayabilirler.
Gıda, sağlık ve içecek önemli. Tarım ve Hayvanlığı dikkat. Hava, Su, Toprağa dikkat.. Bunlar canlılar için hayat kaynağı. Zaten yıllardır bütün bunlar zehirleniyor, sınırlandırılıyor. Tohumların geni ile oynanmıyor mu? Tarih zehirleri, fenni gübreler, yemler, Chemistrailler.. Şeytani Deccaliyet komitesi uzun bir süreden beri iş başında. Ve zaman giderek daralıyor.
Bu proje, siyaset, bilim teknoloji ile çok büyük insan topluluklarının otoriter bir yönetimle nasıl kontrol altına tutulabileceklerini Çin ve Hindistan’da gördüler. Kuzey Kore bunun mikro bir laboratuvarı oldu adeta.
Artık, bu şekilde kullanılan her terörist, bildiğiniz bir terörist değildir artık. O “biyonik bir robot”tur. O bir “terminatör” de olabilir, bir “Gladiatör”de, öyle birini bir ülkeye yönetici de yapabilirsiniz, mesela DSÖ’ye başkan da yapabilirsiniz. “Trans Humanizm”de biyolojik insanın sonu hedef alınıyor. “Human 2” “Siborg” olacak, onun ruhsuz olan canlı kopyasına “Klonoid” denecek, onun sanal olanına “Avatar” denecek, onun mekanik olanı, otonom bir yapay zeka ile bütünleşik olarak çalışacak olanın adı “Humanoid” olacak.
Uluslararası sistem böyle bir geleceği dayatıyor. İslam ülkesi ve tüm dünyada yöneticilerin çoğu bu “Uluslararası sistem”le birlikte hareket ediyor. CoVİD gibi, iklim yalanı, Karbon ayak izi de bu çevrelerin yeni bir yalanı olarak önümüzde duruyor.
Onların böyle bir planı var.
Elbette Allah’ın (cc)da bir hükmü var. Galip olan Onun hükmü olacak. Ama bu Şeytani sistemin peşine takılanlar Şeytanın ayak izlerini, takip ederek Cehenneme gidecekler. Allahın ipine tutunanlara ise Allah (cc) bir kurtuluş yolu gösterecek.
Ama korkarım, insanlık çok büyük bir zayiat verecek. Hem de çok çok büyük! Bizim ise Kur’anla yüzleşim, kendi, hayatımıza bir çekidüzen vermemiz, Allah’ın dinini Allaha has kılmamız gerekiyor. Onun yolu da Vahyin ışığında, risaletin rehberliğinden geçiyor. Ey iman edenler iman ediniz. Ey insanlar aklınızı ve vicdanınızı kuşanın, dikkat edin Şeytan fıtratınızı bozmasın, fıtratı bozan şeylerden, yiyecek ve içeceklerden uzak durun. Aldatıcı Şeytan size zehiri altın tas içinde bala karıştırıp sunmasın.
Şeytan sizi-bizi Allah’la aldatmasın.
Selam ve dua ile.