Abdurrahman Dilipak: S.O.S - 2

Habervakti.com yazarı Abdurrahman Dilipak'ın yazısını iktibas ediyoruz

Abdurrahman Dilipak: S.O.S - 2/ Habervakti.com

Derin Gerçekler
DSÖ “Anayasası” için Cenevre’ye giden heyetteki Türk delegasyonu verilen talimatla ilk imza’yı attı. Yıl sonuna kadar geri çekilebileceğiz. Ancak geri çekilme kararı kendilerine bildirilene kadar bundan sonrası için karar yürürlüğe girmiş sayılacak. Bu konu sadece DSÖ ile başlayıp biten bir hadise değil.
Mesela yeni kripto para, “performans Pass.”ınızla ilişkilendirileceği için bütün iktisadi faaliyetlerinizle de bağlantılı bir konu.
İklim konusu yapay zeka tarafından kontrol edilecek ya, yapay zeka konusu hayatın bütün alanlarını ilgilendiriyor.
TransHumanizm, İnsan2, endüstri 4, Toplum5, konusunu ise kimse konuşmuyor sanki.
Bakın bu yeni DSÖ Anayasası İstanbul Sözleşmelerinden, LGBT’den bin beter!
Bugün için; ülkemiz ve insanlık adına en büyük tehdit bu DSÖ komplosu.
“GlobalReset”in senaryosunda İstanbul, Ankara, Hatay aks’ı ve İzmir’in özel özel bir yeri var. Bakın bu konu, diğer dini, ahlaki, felsefi, siyasi, ideolojik, politik, etnik tüm hassasiyetlerin üstünde bir konudur. İnsan insan olmaktan çıkacak, insan için, insanla ilgili ne varsa bir anlamı kalmıyor. Ölü ya da biyonik robotların, dini, ahlakı olmaz. Ülkenizden önce beyniniz, kalbiniz, mideniz, damarlarınız işgal ediliyor, farkına bile varmıyorsunuz. Hipnoz mu edildiniz? Bundan sonra olacak olaylara hazır olun. Hiçbir iktidar, hiçbir derin akıl ve güç, eğer Allah bize yardım etmezse bizi kurtaramaz. Türkiye yüzyılı hayallericbir yanda biz AK Parti CHP kavgası ile oyalanıyoruz. Yarın AK Parti ve CHP içinde, öteki partiler içinde de ayrışmalar yaşanacak. Politik ve ideolojik bilim çöplüğüne döndürme planlarına hız verdiler ülkemizi. Toplumlar bir süre sonra intihar topluluğuna dönüştürülecek. Ve bu gidişle kapısına cennet yazan bir cehenneme sürükleneceğiz. Şeytan bizi sanal/çakma, artırılmış gerçeklik cenneti ile aldatmasın. Hatırlayın şeytan, sonsuz bir cennet ve hayat vadediyordu.

Bilgi güvenliği yasası çıkartırken, aslında uluslararası sistem bütün bilgilere ulaşım yollarını kendine bağladı. “Özel hayat” derken; din ve ahlakı insanlığın hayatından çıkartıp, onların BİREY’leştirdi ve beynini kontrol etmek için yeni senaryolar hazırladılar.

Daha önce gen haritamızı çıkartmışlardı. Şimdi sosyal media, yapay zeka üzerinden beyin haritamızı çıkartıyorlar. Bunları yaparken gizli kapaklı yapmıyorlar, davul zurna çala çala geliyorlar. Katliam için geliyorlar, ama onları ellerinde karanfillerle karşılamaya hazırlanan bir gençlik var. Onlara övgüler diziyor bir kısım mediamız, akademimiz, siyasetçiler, bürokratlar, cemaatler...

Biz böyle gidersek yakın da gökten mehdiyi de indirirler, Mesih’i de, Deccal’i Mehdi zannederiz, bir tane yetmez, Şiilere bir Mehdi, Sünnilere bir Mehdi. 3 Mesih, biri Yahudilere, biri Hristiyanlara, biri Müslümanlar, yesinler birbirini diye. Bu arada Mehdiyet haritası da çıkartıldı, bütün cemaatlar, media, vakıf, dernek, kanaat önderlerinin hepsi GeoCode edildi. Bazı cemaatler durduk yerde nasıl çıktı? Şii mollalar, Vehhabi Mollalar, Sufi mollalar, yeni cemaatler, Radikali, Ilımlısı hepsi heryerdeler. TeoPolitik eylem planları için herşeyleri hazır. Bir çoğu sermaye ve siyasetle ilişkilendirildi, hepsi çevreden merkeze doğru ilerliyorlar. Çeçenistan’ı, Yemen’i hatırlayın... Asya’dan, Afrika’ya, Balkanlardan Kafkasya’ya aynı durum sözkonusu.

Şu WhatsApp grublarında, Telegram grublarında, İnstragram gibi sosyal media ağlarında her kesimden insanların beyinlerini sağıyorlar. Herkes uluslararası sistemin istihbarat elemanı gibi çalışıyor, aslında bunlar kendi aralarında tartışıp dururken.
Beyniniz sağılıyor. Siz/Biz kendi ara(m)nızda tartışırken oluyor bütün işler. Büyük birader (!?) sizi izliyor. Aslında akıllı sistemlerin tümü bizim beynimizi sağıyor. Büyük haberleşmeler yapay zeka tarafından izleniyor.


“İnsansız otonom akıllı sistemler” bize bir umud gibi sunuluyor. Dünya insansızlaştırılıyor. Bir çok sektörde insana gerek kalmadı, daha şimdiden. “Bilgi toplumu” da eskide kaldı. “Eğitim”e de gerek yok. Seçime de gerek yok, yasama, yürütme, yargıya da gerek yok. Hepsi otonom akıllı sistemler ya da bedensiz sanal kişiler yani avatarlar yapabilecek.

Farkında mısınız, siz yapay zekayı bedavadan kullanırken, aslında o sistem sizi tanıyor ve sizi kullanıyor. Yakında yapay zekanın insanlık için bir tehdit oluşturabileceğini söyleyecekler. Onun için bütün yapay zekalar tek bir sisteme bağlanacak. Onları da yapay bilinç yönetecek. Peki yapay bilinci kim/ne yönetecek? Onu da uluslararası sistemin yöneticileri yönetecek! Yani efendiler! Tek dünya devleti de böylece gerçekleşmiş olacak. Herşey tek bir merkezi planlamaya bağlı olacak.
Muhakkak ki, onların bir planı varsa Allah'ın da bir hükmü var. Galib olacak olan da O'nun hükmüdür. Bizim için burada önemli olan husus şu: ''Allah cahillere ve yardımlara yardım etmez. Allah'ın ipini (Hablullah) bırakanların da Allah ipini bırakır.''
İşte beni asıl endişelendiren de bu. Bir de bizler bu konuda gereken çabayı göstermezsek, ötekileri yakacak ateş bize de dokunursa ya?
Bir de düşünmemiz gereken diğer bir konu şu: “Biz ıslah edicileriz diye gelip aramıza karışan bozguncular var ya, işte onlar; içimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helak eder misin Allahım” diye düşünmemiz gerekiyor. Onların gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar kalpleri var hissetmiyorlar.


Pek farkında değiliz ama, bugün MicroChip'ler dünyasında bir şeyler yaptığımızı zannederken, yeni dünya NanoChip'leri de geçti, NVTT/NanoVacuumTubeTransistor’e yöneldiler. Yeni dünyanın mimarları eski lambalı radyoları yeniden keşfettiler ve onları nano ölçeklerde yeniden üretime soktular. Yeni yapay zeka santrallerinde bunlar kullanılacak. Quantum bilgisayarlarla tüm MicroChiplerle üretilmiş sistemlere sızabiliyorlar ve manipüle edebiliyorlar. NanoChipleri daha çok canlı organizmaları izlemek için ve yapay zeka ile yönetilen robotik sistemlerde kullanacaklar.

Bakın, bizden birilerine verdikleri Quantum bilgisayarların tüm işlemleri ana sistemin yapay zekası tarafından izleniyor ve kayıt altına alınıyor. Sizin üzerinizden onlar siz kullanmadığınız zamanda merkezdekiler tarafından sizin portunuz üzerinden izlenebiliyor. Ve bizim eski sistemler bunu algılamıyor bile. Bizim Hackerlerimiz de göremiyorlar. Zaten adamlar bu altyapıyı kullanarak BioHackerler üzerinden mRNA ve NanoTüp’leri aktifleştirip pasifleştirebiliyorar. Öldürebiliyor ya da hasta edebiliyorlar. ABD’de mRNA üzerinden işlenen cinayetlerdeki can kaybı yarım milyonu geçti, 1 milyona gidiyor. Bizde de ani kalp ölümleri patlamış vaziyette. Bu cinayetin failleri kimler, onlar soran, soruşturan yok. İtirafta da bulunan da yok.

Ülkeniz sanal orduların işgali için 5G ve akıllı şehir projeleri ile hazır hale getirilmek üzere.
Hani Kılıçdaroğlunun sözünü ettiği 300 milyar dolar var ya, onlar bize akıllı şehir, sanal orduların işgali için altyapı çalışamalarından harcanmak üzere ayrılan para. Yani oltaya taktıkları yem.
Bakalım bu yemi hangi balık yutacak?
Hele dolar 22’yi geçsin, faizler yükselsin, enflasyon patlasın, maaşları ödemek için merkez bankasının matbası çalışmaya başlasın, o zaman görürsünüz.
Şehircilik Bakanlığına gelecek zat, sağlık, gıda, İçişleri, Dışişeri, Adalet bakanlığı, Milli Eğitim ve Milli Savunma bakanlığı, MGK, MİT, Beştepe, DİB, iktidar-Muhalefet bu işin ne kadar farkında dersiniz?

Selam (menittebal Huda) ve Dua ile.

Medya-Makale Haberleri

Mücahit Gültekin: Suriye Tartışmaları, "Kökü Dışarıda Olmak" Söylemi ve Politik Hafıza Üzerine
Abdurrahman Dilipak: Suriye İsrail’le karşı karşıya gelirse!
Abdurrahman Dilipak: Suriye’deki halk devrimine nasıl bakıyorum
Abdurrahman Dilipak: Allah’a ve ahiret gününe inanmak!
Abdurrahman Dilipak: Suriye bizim göz aydınlığımız olsun!