Gezi olayları üzerinden bir yıl geçmiş. “Anlamadınız mı Gezi Gezi değil aslında” ve benzeri sloganlarla ifade edilen ve çoktan marjinalleşmiş görüşün sahipleri, yıl dönümünü adeta romantik ve heroik bir çerçeveye oturtmaya çalıştı. Çalıştı ama başaramadı. Bütün gayretlerine rağmen emeline ulaşamadı. Oysa uluslararası arenadan da destek alıyordu. CNN muhabiri İvan Watson’ın hükümet karşıtlığını kamçılamak adına kendini acındırmak için elinden geldiğince gayret gösterdiği bir Gezi yıldönümü tesadüfi midir? Düşününüz yalnız olmayacaksınız, Batı’daki ulus-devletlerin en kuvvetli güç odaklarından, medya devlerinden yardım alacaksınız ama bir türlü emelinize ulaşamayacaksınız. Ulaşılmak istenen hedef Erdoğan hükümetinin devrilmesi. Bunun için dört bir elle çalıştılar. Hala da çalışmaktalar.
Bilemiyorum bugüne kadar hangi ülkenin demokratik seçimle seçilmiş bir iktidarına karşı bu denli, dört bir yandan bir kuşatma, karalama, çarpıtma ve nefret güdüldü… Şimdi düşünüyoruz bunun asli sebebi nedir? Bu karşıtlığı besleyen kaynak aslında nerede vücut bulur?
Kimileri kendilerince Gezi’nin kutsallığını ilan edip yıldönümünü kutlarken bir başka kitle ki milyonları içinde barındıran bir insan kümesidir bu, onlar da İsrail’in Mavi Marmara katliamının yıldönümünün yasını tutuyordu. İsrail’in on masum sivili katledişini, yüzlercesini yaralayışını hatırlıyor, dört yıl önce Mavi Marmara Gemisinde yaşananları ve İsrail’in yaptığı zulmü unutmayacağız diyordu.
Ancak bu kanatta üzüntü ve sevinç gözyaşı birbirine karışmıştı. Çünkü bu hem bir anma, hatırlama ve hatırlatma hem de bir kutlama zamanı idi. İsrail, arkasını süper güç Amerika’ya dayamış olan İsrail, artık dilediği gibi at koşturamayacak hesap verecek, hesaba çekilecekti. 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Mavi Marmara davasında, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin, Hava Kuvvetleri Komutanı Avişhay Levi hakkında bu zamana kadar duruşmaya gelmedikleri uluslararası hukuk ve dış ilişkiler genel müdürlüğü aracılığıyla gönderilen davetiyelere bu güne kadar cevap verilmediği, ve dolayısıyla kaçak durumuna düştükleri belirtilerek yokluklarında tutuklanmalarına ve haklarında yakalama kararı çıkarılmasına karar verilmişti.
On yıllardır masum Filistin kadınlarına, çocuklarına, erkeklerine reva gördüğü zulmün hesabını vermenin kapısındaydı artık İsrail. Davos’taki One Minute’in yargıdaki iz düşümüydü bu ikinci One Minute. Ondandır ki CNN muhabiri Watson, “beni tutukluyorlar, bakın beni götürüyorlar!” yaygarası içinde elinden gelse kendini yerden yere atacak. Zira CNN kararını vermiş: Erdoğan gitmeli! İsrail’e diz çöktüren bu iktidar, siyonizmin dostları tarafından bir an önce “def” edilmeli! Bir de başımıza Cumhurbaşkanı veya Başkan seçilirse, artık hiç bir şekilde “kur-tu-la-ma-yız” endişesi ile kalemine, mikrofonuna sarılıyordu uluslararası faiz lobisi…
Onun için diyorum ya, olan biteni idrak etmek, ne olduğunu anlamak için roket bilimcisi olmaya gerek yok. Bir artı bir nasıl iki ediyorsa, inançlı, Müslüman kadrolarla gelen güçlü bir Türkiye, güçlü bir ümmetin de habercisidir. Rahatsız oldukları bu.
yeniakit