Önce Kadir gecenizi tebrik ediyorum.
Artık Ramazan’ın da sonuna geldik. Bayram bitecek sandığa gideceğiz.
Bu arada bir de askeri şûra gerçekleşecek.
Biliyorsunuz paralel yapı geçen MGK’dan sonra kırmızı kitaba “tehdit” olarak kaydedilmişti.
Son haberleri biliyorsunuz. Selam Tevhid davasında 251 kişiye takipsizlik kararı verildi. Mirzabeyoğlu tahliye oldu. Birçok ilde birden cemaatın emniyetteki üst düzey kadrosuna operasyon yapıldı. Operasyonun dalgalar halinde genişlemesi bekleniyor. Gözaltılardan sonra alınan ifadelerin ve gözaltına alınan kişilerin ev ve ofislerinde yapılan aramalarda ele geçen bilgi ve belgeler ışığında operasyonların başka alanlara genişleyebileceği belirtiliyor.
Bütün derin, kayıtdışı ekonomi ve kayıtdışı siyaset merkezlerinin media, mafia, sermaye, siyaset, bürokrasi, STK içinde uzantıları ve mutlaka dış bağlantıları vardır. Bürokrasi deyince yargı, istihbarat, diplomatik, finans, iletişim gibi stratejik alanlarda, mali, mülki idare ve teftiş gruplarının içinde vardır. Gümrükler onlar için önemli. Petrol kaçakçılığı, finans piyasası ve borsada etkindirler.
Bakalım bu yapının media, sermaye, siyaset, bürokrasi ayağı ve dış bağlantılarının üzerine gidilebilecek mi? Ya da ne kadar gidilecek. 160 ülkede örgütlü, CIA, Mossad ve Vatikanla kol kola girmiş bir örgütten söz ediyorsunuz. Dev bir bütçesi var. İddiaları çok büyük. Tahran, Yalta, Postdam gibi konferanlarla şekillenen dünyamızı bugün sınır, rejim ve yönetim biçimleri ile yeniden dizayn etmek isteyen uluslararası bir organizasyonun, Türkiye ayağından söz ediyoruz.
Gazze’de siyonist saldırılar ve direniş sürüyor. Suriye, Irak, Mısır, Libya, Yemen de kriz devam ediyor. Bayrama bu şartlarda giriyoruz.
10 Ağustos sonrası yeni, ilginç ve önemli bir süreç başlayacak. Yeni Türkiye bölgedeki olayların yönünün belli olmasında en önemli belirleyici unsurlardan biri.
Önümüzdeki dönemde paralel yapı davası yanında 28 Şubat, Balyoz, Ergenekon davası da yeniden görülecek. Muhsin Yazıcıoğlu davası da açılır umarım bu süreçte.
Aslında Balyoz ve Ergenekon davası, derin devlet içindeki bir kesime karşı başlatılmıştı. Bu davanın yeniden ve silbaştan açılması ve yine bu yapının media, mafia, sermaye, siyaset, bürokrasi, STK ve dış ayağının ek ya da yeni bir iddianame ile yargıya taşınması gerekiyor.
Adalet mülkün temelidir. Zulm ile abad olunmaz. Adalet yoksa barış teslimiyettir. Adalet ve barış yoksa özgürlükler güvencede değildir.
Yeni dönem, Anayasa değişikliğinin ardından kapsamlı bir hukuk reformu ile yüzünü adalete dönerek başlamalı. Tarihimizle yüzleşmeliyiz ve yargı yeni Türkiye’nin önündeki hukuksuzlukların üzerine giderek normalleşmeye katkı sağlamalı.
Anayasa değişikliğinin ardından zaten dini, mezhebi, ideolojik, politik, felsefi, vicdani, etnik, kültürel sorunların çoğu çözülmüş olacak.
Bugün için öncelik, def-i mazarrat. Yani derin paralel yapının tasfiyesi en acil konu.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçları şimdiden belli. Ekmel beyin hiçbir şansı yok. Bir düzine partinin desteklediği Ekmel bey sıkıntılı. Ekmel beyi öneren çevreler pişmanlık içinde. Aynı çevreler şimdi CHP, MHP ve BBP’nin geleceğini tartışıyorlar. Cemaat ise tedirgin. Ekmel bey çevresinde kopan kıyametten habersiz rutin gündemini icra ederken oğlu ile ilgili talihsiz olay Ekmel bey için can sıkıcı olsa gerek. Delikanlının daha ilk günden mediaya malzeme olması Ekmel beyin mazbut aile imajına zarar verdi.
17 Aralık’ta başlayan süreç, yerel seçim öncesi koparılan fırtına şimdi bu süreci başlatanları vurdu. Şimdi mağduriyet mesajları ile yeni bir algı operasyonu yönetiyorlar.
Balyoz, Ergenekon, KCK operasyonu, MİT operasyonu sırasında hedef kitleye karşı uyguladıkları gözaltılar, bugün kendi başlarına geldi.
Daha durun bakalım daha neler olacak!
Eee, bu dünya etme bulma dünyasıdır. Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste denmiştir. Zulm ile abad olunmaz. İşte böyle rüzgar ekenler fırtına biçerler.
Paralel yapı, olup bitenler karşısında, “biz nerede yanlış yaptık” sorusunu sormak yerine tehdit ediyor, meydan okuyor.
Görelim bakalım bu işin sonu nereye varacak. Selâm ve dua ile.
yeniakit