Adaylar belli oldu. Beklendiği gibi AK Parti’de milletvekilerinin yarıya yakını listede yer almadı. Bakanların çoğu, milletvekili adayı oldu. Ve adayların çoğu ülke genelinde tanınan isimler değil. Daha genç bir grub sözkonusu. Aroması yüksek, hiper aktif karakterler listeden elenmiş gibi sanki.
Hemen söyleyeyim: Beklenti daha yüksek seviyede bir profildi. Ortaya çıkan sonuç itibarı ile diğerlerine bakınca AK Parti öncelikli tercih olacak.
Af çıksın, F. Gülen dönsün, kaldığımız yerden devam edelim diyenler İyi Parti’ye, Türkiye bölünsün, PKK ve PYD ile masaya oturulsun diyenler HDP’ye, FETÖ gitsin, BÇG gelsin diyenler CHP’ye oy versin. Bunları istemiyorsanız ya AK Parti’ye oy vereceksiniz ya da MHP’ye.
Benim tuzum kuru. Bana göre, “her topluluk layık olduğu gibi idare olunur. Biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmedikçe Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecek.” Asıl değişmesi gereken biziz! “Herkes için ancak yaptığının karşılığı vardır.” Ve dahi “Bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde Allah hayır murat etmiş olabilir..”
Kim neyi istiyorsa, oyunu ona versin. Bu şekilde kendi akıbetinin vesilesini oluştursun.
Siyaset vekalet müessesesidir. Sonuçta bu ülkeyi birileri yönetecek. Ya iyilerden en iyisini, ya da kötülerden en az kötüsünü seçeceğiz. Tercihte bulunmamak, en kötüsüne razı olmak, kafayı kuma sokmak demektir.
Ben “kurtarıcı” beklemiyorum. “Allah bizi mallarımız, canlarımız ve sevdiklerimizle, kimi zaman artırarak, kimi zaman eksilterek imtihan edecektir.” Babamız peygamber olsa gelse, bizi kurtaramaz! Peygamberler kurtarıcı değil, onlar kurtuluşa çağırırlar. Öyle Mehdi bekler gibi “Kurtarıcı lider” beklentim filan yok. Hatta bu tür işler, “Tanrıyı kıyamete zorlama”nın tersine, “Tanrıyı iktidara, kurtuluşa zorlamak” gibi başka bir anlam taşır. Kurtuluş vakti geldiğinde Allah içimizden birini bu işe vesile eder. Hatta dilerse kafirler eli ile dahi kendi iradesini gerçekleştirir. O, iradesini gerçekleştirme konusunda kimseye muhtaç değildir.
Öyle övünecek, ah-vah edecek değilim. Bana göre toplum, mevcut hali ile aday profilinden daha fazlasını hak ediyor mu, bundan emin değilim. Ben Allah’ın hükmünden razıyım, yeter ki O, benden razı olsun. O, beni “sabredenlerden, şükredenlerden ve direnenlerden bulacak.”
Ben üzerimize düşen görev gereği, “ehliyet ve liyakat konusunda daha iyi bir seçim yapabilirdik” diye düşünüyorum. Belki adayları belirlemeden önce belirleyicileri belirleme konusunda daha dikkatli davranabilseydik. En azından bundan sonrası için ha bu bize ders olsun.
Gelinen noktada en büyük kriz CHP’de yaşandı.. Listeye giremeyen CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen, “Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkan herkesin tasfiye edildiğini” söylüyor. CHP siyasi bir karikatüre döndü.
Bu arada liste dışı kalarak milletvekili aday listesine giremeyen CHP milletvekili Eren Erdem, eşi ve çocuğu ile birlikte Atatürk Havalimanı’ndan Almanya’ya gitmek isterken engellendi.Çünkü 22 yıla kadar hapsi isteniyordu ve hakkındaki iddianame kabul edilmiş ve yurtdışına çıkış yasağı konmuştu.
Skandal açıklamalarıyla gündeme gelen oyuncu Barış Atay, TİP adına, ABD’nin “Truva atı” Halkların Demokratik Partisi’nden milletvekili aday adayı oldu.
Altan Tan Saadet Partisi kontenjanından İstanbul milletvekili adayı. Cumhuriyet Halk Partisi’nden girecekti, olmadı, Ünsal ile birlikte SP’den aday oldu. Tabii SP’nin hali pür melali yürekler acısı. Temel reis intihar ediyor.
Milletvekili listesini hazırlarken ince planlar yapan Kılıçdaroğlu, eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener’i Konya’dan birinci sıraya yazdı. Ancak CHP liderinin unuttuğu bir şey vardı. CHP teşkilatı hiçbir şekilde Konya ile bağı olmayan Şener’in Konya’dan aday gösterilmesine tepki gösterdiler. CHP 2. sıradan da SP çizgisinde bir başkasını aday gösterdi. Konya’da CHP mi SP için çalışacak, SP mi CHP için çalışacak belli değil.
Abdüllatif Şener çevresinde sevilen biri değil. Çok kibirli bilinir. 2011 yılında yapılan seçimlerde memleketi Sivas’tan bağımsız aday olan Abdüllatif Şener, sadece 17 bin 92 kişiden oy alabilmişti.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP listesindeki en büyük çıkışı, Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin ekibinde yer alan 20’ye yakın milletvekilini aday göstermeyerek yaptı. İnce’nin tepkisi işe yaramadı. İnce nasıl olsa başkanlık yarışını kaybedecek ve geri dönmek istediğinde partide ekibinden kimse kalmamış olacak. “Gel Muharrem”, Kılıçdaroğlu’nunçıkışı ile “Git Muharrem” oldu.
Kılıçdaroğlu İzmir 2. bölge 1. sıradan aday olurken, eski Genel Başkan Deniz Baykal Antalya 1. sırada gösterildi. CHP’nin son kurultayı öncesi “sınıf temelli sol muhalefet” çıkışı yapan milletvekillerinden Selin Sayek Böke ve Orhan Sarıbal listede yer alırken, İlhan Cihaner, Niyazi Nefi Kara, Barış Yarkadaş, Ali Şeker, Mustafa Balbay gibi 50 vekil liste dışı kaldı. Sürpriz isimler listelerde yer aldı.
Her partiden çok kişinin kafasında şöyle bir düşünce var: Daha iyi bir liste olabilirdi. Evet, o her zaman mümkün. İyinin de iyisi var. Ama son durum bu. O zaman mevcutlar içinden bir seçim yapacağız.
Liste krizi yaşanmayan tek parti MHP oldu. İyi Parti CHP ile kıyaslandığında daha sükunetle bu işi halletti ama, İyi Parti’de toplumu heyecanlandıracak doğru düzgün kimse yok. “Meral ablanın yeri”nin sandık sonrası boyunun ölçüsünü göreceğiz.
Meral abla barajı aşacaksa, en fazla oyu HDP ve CHP’den alacak. O zaman HDP barajı geçemeyebilir ve CHP oy kaybedebilir. Ne yaparlarsa yapsınlar bu cephede dişlileri birbirini yiyecek.
Neyse olan oldu. Durum bu. Veriler üzerinde konuşmanın, tartışmanın anlamı ve gereği yok. Bugünkü tecrübeler belki Mart 2019’da yapılacak yerel yönetimler seçimi için işe yarıyabilir.
AK Parti aday profiline bakınca, en azından bakanlıklarda radikal değişiklikler olacağını söyleyebiliriz.
Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler. Selâm ve dua ile..