İsrail tehlikeli bir oyun oynuyor.. Bölgedeki karışıklığı fırsak bilerek bir emrivaki ile Mescid-i Aksa’yı yıkmak, Filistinlileri yurdundan sürmek istiyor.
İsrail’i cesaretlendiren bölgedeki Müslüman devlerin içine sürüklendikleri tefrika ve çatışma..
Batı şaşkın ördek gibi, boş gözlerle çevresine bakınıyor. Darbeye darbe, darbeciye darbeci bile diyemiyor. Gazze diyorsun, İsrail’in sivil hedeflerin zarar görmemesi için gerekli dikkati gösterdiğinden söz ediyor..
Esed’e, Sisi’ye, İsrailin siyonist yöneticilerine bir itirazı yok.
Mescid-i Aksa’nın altı oyulmuş durumda. Bir saldırı, sabotaj ya da bir depremle her an yıkılabilir.. Böyle bir şey dünya için bir felaket olur. Dünyanın neresinde olursa olsun hiç bir Yahudi bir daha gün yüzü göremez..
Dünyadaki akıl ve vicdan sahibi Yahudiler, Siyonistlerin bu saldırılarına karşı seslerini yükseltmeleri gerekir..
Mescid-i Aksa bizim için kutsal. Hem de iki kere kutsal. Hem ilk kıblemiz, hem de İsra’nın gerçekleştiği makam olarak özel bir anlamı var bizim için. Yahudiler, Zebur’un sahibi Davud Aleyhisselamı ve Süleyman mabedini inşa eden Hz. Süleyman Aleyhisselamı peygamber olarak değil, kral olarak kabul ediyorlar.
Siyonistler Süleyman mabedini kendi krallıkları, egemenliklerinin bir sembolü olarak kabul ediyorlar..
Bu olayı Meşiah’ın gelişi ile de ilişkilendiriyorlar. Onun için Tanrıyı bir bakıma kıyamete zorlama çabasındalar. Açıkça bir dünya savaşı çıkartmaya çalışıyorlar.
Müslümanlarla işlerini bitirince, kendilerini koruyan Hıristiyanlara dönecekler yüzlerini.. Önce işgal atındaki Filistin topraklarından Filistinlileri çıkartacaklar, bu arada Mescid-i Aksa’yı yıkıp yerine Süleyman mabedini inşa edecekler. Durmayacaklar, Sina’yı isteyecekler. Doğu Akdeniz’i kendi kontrolüne alıp, sonra Nil ile Fırat arasını kendi kontrollerine geçirmeye çalışacaklar..
Birilerinin Siyonistlerin bu çılgınlıklarına dur demesi gerek..
Yahudiler hem saldırıyor, hem de korkuyorlar.. Artık, Avrupa ülkelerinin de Filistin devletini tanımaya başlamalarından rahatsızlar. Gelecek günlerin, geçen günleri aratmasından korkuyorlar.. AB ülkeleri giderek güç ve saygınlıklarını yitiriyorlar. İslam dünyası giderek güçleniyor. İngiltere ve Almanya anlaşamıyor.. AB her an dağılabilir. Koskoca AB, bir Yunanistan’ı bile kurtarmaktan aciz.. ABD’de Demokratlar seçimi kaybetti.. Koca ABD, Detroit’i bile kurtaramadı.. 3 şehir iflasını verdi ve arkası geleceğe benziyor..
Komünizmden sonra kapitalizm de derin bir kriz yaşıyor. Onun için İsrail zaman kaybetmek istemiyor.. Saldırganlığı biraz da bu gerçeklerden kaynaklanıyor.. Bölgedeki ve dünyadaki krizi fırsata dönüştürmek istiyor.. Bir emrivaki politikası ile ABD ve AB’yi peşine takıp çılgınca bir şey yapmaya kalkıyor..
Bu böyle devam edemez..
Zalimlere yardım etmeyin, sonra ateş size de dokunur denmiştir. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytan olmak istemiyorsak bir şeyler yapmak zorundayız.. İsrail’in bu saldırganlığına bir dur demek ve İsrail’e destek veren Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkeleri uyarmak gerekiyor..
Bu acı gerçekler karşısından İslam dünyasının ve ümmetinin vahdet konusunu ana gündem maddesi yapması gerekiyor.. Yoksa bu tefrika bizi bitirecek..
Siyonist saldırılar karşısında seslerini kısıp, kendi aralarından var güçleri ile savaşanlara, ölen ve öldürenlere “bu gidiş nereye” diye sormak gerek.. Şii’sine, Sünni’sine, Sufi’sine, Selefi’sine sormak gerek, Türküne, Arabına, Kürdüne sormak gerek..
Eğer biz Allah’ın kıblesinin izzetini korumakta gaflete düşecek olursak, biz Allah’ın ipini bırakırsak, korkarım o zaman Allah da bizim ipimizi bırakır, işte o zaman halimiz yaman. Yoksa korkum Mescid-i Aksa’nın geleceği ile ilgili değil, kendimizle ilgili. Allah, kendi kıblesinin izzetini korumak konusunda bize muhtaç değil.. Mescid-i Aksa bize değil, biz Mescid-i Aksa’ya muhtacız. Selam ve dua ile..
yeniakit