DİYARBAKIR. Dicle Üniversitesi'nde 'Ahlak ve Karakter Abidesi Mehmet Akif' adlı konferans düzenlendi. Dicle Üniversitesi Fuar ve Kongre Merkezi'nde saat 14.45'te gerçekleştirilen konferansa Araştırmacı Yazar Vehbi Vakkasoğlu konuşmacı olarak katıldı. Konferansa lise öğrencilerinin katılımının yoğun olduğu gözlendi.
"Dost İnsanın En Büyük Zenginliğidir"
Mehmet Akif Ersoy'un dostluk yönüne verdiği önemi kaydeden Vehbi Vakkasoğlu, " Akif dede, eşittir dostluk demektir. Akif dedenin beğendiği ve tekrarladığı sözlerin her biri, bir kitap değerindedir. Akif dede diyor ki, dost kazan dost. Akif dedenin yüreği sadece dostlarına değil, bütün vatandaşlarını dost yüreğiyle bağlandığı sağlam bir gönüle sahipti. Dost peşine mahalle değiştiren adamdı. Akif dedeye göre Fatih Semti, İstanbul'un kalbi demekti. Akif dede buna rağmen bu semti değiştirip, Anadolu tarafına Üsküdar'a yerleşti. Bunun nedeni sorulduğunda ise Akif dede dedi ki, bir dostum buraya taşındı. Her sabah uyandığımda gözümü açar açmaz o dostumu görmezsem nefes alamıyorum. Güneş aydınlatmıyor beni. Dost peşine ben de artık Üsküdarlı oldum.
Sevgili gençler arkadaşlığı, dostluğa dönüştürmenin mevsimi şimdidir. Birden bire dost olunmaz. Turşu kurma gibi değildir, uzun sürelidir. Arkadaşlıklara emek vere vere, fedakarlık yapa yapa, samimiyeti derinleştire derinleştire yıllar içinde olur bu. Bunun için bir dost insanın en büyük zenginliğidir. Var mı bir dostunuz, varsa o zaman dünyanın en zengin insanısınız. Akif dede yüreğiniz varsa, dostunuz bir tane olmaz."ifadelerini kullandı.
Haksızlığa Taviz Vermeyen Bir isim
Mehmet Akif Ersoy'un haksızlık karşısında taviz vermeyen bir ahlaka sahip olduğunu belirten Vakkasoğlu,"Mesleğiniz ne olursa olsun bir eğitimci duruş sergileyin. Mutlaka kendinizdeki paylaşacak bir hocalık yapın. Akif dede Baytar İşleri Genel Müdürlüğünde göreve başladı. Her şey çok iyiydi ve sevdiği bir işti. 'Başarı ve mutluluk arzu ettiğiniz yerde elinize geçmediyse içinde bulunduğunuz durumdan bir başarı ve mutluluk yakalamaya bakın. Saç baş yolmanın oturup ağlamanın hiçbir faydası yoktur.'sözü Akif dedeye aittir. İşte Akif dede bu kadar mutluydu. Mesleğini benimsemişti.
Ama istifa dilekçesini genel müdürün önüne koydu. Nedeni sorulduğunda bu kurumdan haksız yere bir memur atıldı. Kim bu memur diye sorulduğunda, Akif dede bu memurun adını bile bilmiyordu. Ama bildiği tek bir şey var bu memura haksızlık yapılmıştır. Bir kurumda kimden kime nasıl bir haksızlık yapılmış olursa olsun o haksızlık bana yapılmıştır. Ben bu kurumda çalışamam deyip istifa dilekçesini sundu. Akif dedeyi bir türlü istifadan vazgeçiremediler. Ancak haksız yere görevinden atılan memuru tekrar vazifesine alıp getirdiler. Akif dede o şartla istifa dilekçesini yırttı. İşte böyle davransak haksızlık yapmaya kim cesaret edebilir. Haksızlığın galiba önüne geçmenin yolu bu. Şimdi İnsan Hakları Haftası içerisindeyiz. Onun için bu haftanın da hakkını verebilmek için yüreklerimize bir Akif mayası çalmak lazım." şeklinde konuştu.
O Güzel Gönlü de Efendimize (Sav) Çok Benziyordu
Akif Ersoy'un derin bir tevazuya sahip olduğunu ifade eden Araştırmacı Yazar Vehbi Vakkasoğlu,"Akif dedenin örneği kimdir. Tabi ki ilk örneği babasıdır. Ama babasının da açık söyleyelim örneği güzeller güzeli efendimiz Hz. Muhammet'tir(sav). Akif dede 63 yaşında son hastalığında arkadaşlarına diyor ki; üzülmeyin, bu yaşta ölürsem ben üzülmeyeceğim. Neden, kendisine çok benzemek istediğim Efendimiz'e (sav) hiçbir konuda benzeyemedim. Bu yıl ölürsem bari öldüğüm yaş benzeyecek, bir konuda bari benzemiş olayım, dedi. Dilekler dualaşır, dualar gerçekleşir, Akif dede o sene vefat etti. Ama bu derin bir tevazu idi. Akif dede sadece yaşı değil O güzel gönlü de efendimize (sav) çok benziyordu. "dedi.(Ayetullah Turgut, Emrullah Araz-İLKHA)