Aralarında Mazlumder Gaziantep şubesinin de bulunduğu Gaziantep Gönüllü Kuruluşların organize ettiği konferansa Ortadoğu Uzmanı Gazeteci-Yazar Ahmet Varol katıldı.
Ortadoğu'da yaşanan hareketli günleri değerlendiren Varol, Arap devrimlerini
'mucizeye' benzetti.
Varol, tarihi olayların beklenmedik bir şekilde geliştiğini vurguladı.
"Arap Devrimi veya devrimleri derinleşerek ve genleşerek yoluna devam ediyor ve edecek" diyen Varol, "Kaddafi henüz devrilmedi ama göstericiler Yeşil Kitap maketini yıktılar bile. Arapların deyimiyle bu olsa olsa 'evvelü'l gays' yani rahmet, medet ve bereketin öncüsü olmalıdır. Sahte devrimlere karşı gerçek devrimlerin vakti gelmiş olmalı ki, hızına yetişilmiyor" dedi.
Varol, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kaddafi devrim kıvılcımının Libya'ya atlamaması için çok çaba sarf etmiş ve Bin Ali'ye sahip çıkmış ve Tunus halkını da sabırsızlıkla suçlamıştı. Tunus'dan sonra devrim dalgası Mısır'ı sarınca Kaddafi'nin etekleri tutuşmuştu. Zira, Libya'nın 'iki devrim arasında bidevrim' olarak kalması pek de eşyanın tabiatına uygunluk arz etmiyor. Domino taşları Bin Ali ve Mübarek'i devirmişken Kaddafi'ye de uğraması pek muhtemeldir. Kaddafi ülkeyi doğrudan demokrasi ile yönettiğini savunsa da halkın ilk olarak saldırdığı mekanlar Halk Komiteleri ve rejimin hassas noktaları oldu."
Kaddafi devrime katılacak gençlerin sorumluluğunu da kabilelere yükledi ve bilahare olaylar yatıştığında kalkışmaya katılanlarla ilgili mensup oldukları kabilelerden hesap soracağına dikkati çektiğini belirten Varol, "Görgü tanıkları yine telefonlar aracılığıyla bağlandıkları dış dünyaya korkunç bilgiler aktarıyorlar. Bu aktarılan bilgilere göre, paralı askerler Beyza şehri gibi şehirlerde katliamlar irtikap ediyorlar. Besbelli ki, Kaddafi kendi halkının bağlılığına ve sadakatine güvenmediği için halkını sindirmek üzere Afrika kökenli paralı askerleri istihdam ediyor. Kaddafi 'ben de devrimciyim' diye ön almaya ve devrimcilerin önünü almaya ve yönünü değiştirmeye çalışsa da bunda pek başarılı olamamıştır, olamayacaktır"diye konuştu.