Ahmedinejad'ın Hizbullah Mitingi Konuşması

Beyrut'ta Hizbullah mitingine katılan Ahmedinejad “Yapılan her kötülük Siyonist rejimin ömrünü kısaltacak ve korsan İsrail’i mezara bir adım daha yaklaştıracaktır, onu bu bölgeye yerleştirenler bunu iyi bilsinler!” dedi..

Beyrut'ta Hizbullah mitingine katılan Ahmedinejad "Yapılan her kötülük Siyonist rejimin ömrünü kısaltacak ve korsan İsrail'i mezara bir adım daha yaklaştıracaktır, onu bu bölgeye yerleştirenler bunu iyi bilsinler!" dedi..

Rasthaber'in aktardığı geniş özet konuşmada "Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad dün sabah uçakla Beyrut'a geldi." Denilmekte ve şöyle eklenmekte:
Ahmedinejad ziyaretinin ilk günü akşamı, Güney Beyrut'ta bulunan er Raye stadındaki Hizbullah mitingine katıldı. Seyyid Hasan Nasrullah'ın video konferans şeklinde yaptığı konuşmanın ardından, tekbirler ve yoğun sevgi tezahüratlarıyla konuşma yapacağı yere gelen Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, Lübnan halkının bu cana yakın sevgi gösterileri nedeniyle suikast ve saldırılara karşı konulmuş olan kurşungeçirmez cam fanusun ardından konuşma yapmaya yanaşmadı ve yandaki açık alandan Lübnan halkına seslendi.

Ahmedinejad konuşmasına; "Allah'a sonsuz şükürler olsun ki; sizlerle mülakat ve görüşme fırsatı buldum." diyerek başladı ve sözlerine şöyle devam etti;

"Lübnan'a olan bu yolculuğum, yetkililer ve halkla olan diyalogum sanki tatlı bir rüyadaymışım hissetmeme neden oldu. Geldim ve sizlere İran halkının ve İslam İnkılâbı rehberinin en içten, en samimane selamlarını getirdim. Allah'ın selamı Lübnan halkı, gençleri ve uleması üzerine olsun."

Dr. Mahmud Ahmedinejad sözlerine dünyada vukuu bulan olayları kısaca tahlil ederek devam etti: "Bugün dünya yeni bir değişim sürecinin eşiğindedir ve bu değişimin başlangıç noktası da bizim yaşadığımız topraklar olan Orta doğudur. Bilindiği gibi zorba güçler, yıllardır para ve silah gücüyle bu bölge üzerinde hâkimiyetlerini pekiştirmek için hep hareket etmişlerdir. Onların tek hedefleri, tüm bölgeye ve dünyaya hâkim olmaktan başka bir şey değildir. Her zaman başkalarını borçlu, kendilerini alacaklı olarak görmüşlerdir. Milletlerin can, mal, haysiyet ve kültürleri ve özellikle de biz Müslüman halklarınki onların gözünde değeri olmayan olgulardan ibarettir. Onlara göre adalet peşinde koşan her Müslüman, her Mesihi ve her Yahudi, onlara düşmandır. Onların hal ve hareketleri tamamen ilahi yaratılış ilkelerine ve insanlığa terstir. Aynı karanlık ve cahilliğin, nur ve ilmin karşısında durması gibidir.
Sevgili kardeşlerim, işin aslını söylemek gerekirse; zamanın köle tacirleri ve sömürge devletleri artık halkların iradesi karşısında yenilgiye uğradıklarını iyice kavramışlardır ama bu sefer de yeni bir çehre ve yeni sloganlarla eski hedeflerine tekrar ulaşmak arzusundadırlar.
Önceden hazırladıkları ve her an fırsatını kolladıkları planlarını bölge halkının gaflette olduğu bir dönemde yani Dünya savaşında icra ederek, Filistin'de o dönem içinde binlerce insanı katledip, milyonlarca insanı göçe zorlayarak meşru olmayan bir rejimi bu bölgeye yerleştirdiler. Hayatta kaldığı müddetçe bir büyük tehlike unsurunu var ettiler. Bu bölgede nerede istedilerse artık bu rejim sayesinde ellerini kana buladılar ve onun yaptıklarını görmezlikten geldiler. Şöyle bir geçmişe bakın; İsrail'in, cinayetlerden başka geride bıraktığı gözle görülen bir şey var mı?"

Ahmedinejad peşi sıra işlenen Siyonist rejim cinayetlerine değinerek konuşmasın şöyle sürdürdü:

" Korsan ve katil terör devleti İsrail'in Filistin ve Lübnan'da işlediği savaş suçları öyle bir hale getirildi ki; bu artık onlar için normal karşılanır oldu. Hatta Siyonistler kendileri için, diğer milletler adına geçerli olan insan haklarına dair tüm her şeyden ayrıldılar. Bunu kendileri için bir cevaz olarak gördüler. Güçler bu rejimi kendileri için birlikte hareket etme ve dünyayı kontrol altında tutma olarak görüyorlar. Bu işgalci rejim savunucuları, Allah'a, Kutsal kitaplara ve insanlığa dair tüm mukaddesatların aşağılanmasına göz yumarken, zulüm ve zorbalığın mihveri olan Siyonist rejime karşı yapılan en ufak bir direnişi bağışlanamaz bir günah olarak addediyorlar. Elbette o ülkelerin halklarının durumu tamamen farklıdır. Batı halkı artık bu olaylardan ve Siyonist rejimin bu tutumlarından oldukça rahatsız ve baskılar olmasa seslerini de daha çok duyuracaklardır. Allah'ın lütfüyle ve bölge halkının direniş ve çabalarıyla, bugün onların yüzündeki maske düşmüştür. Artık bu rejim aleyhine bir insanlık eylemi başlamış, dalga dalga yayılmıştır. Gerçekten Allah'a iman etmiş olanlar O'nun etrafına toplanmış ve bencillik yapıp kendine tapanlar da Şeytan'ın etrafına doluşmuştur."

Bölgede huzur istemeyen ve hep kargaşa olmasını arzulayan güçler

"Lübnan'da bir dostumuzu ve vatanına sevgi besleyen bir şahsiyeti namertçe terör ettiler ve hemen akabinde yalan haberlerle ve diğer yöntemlerle diğer dostlarımızı suçladılar. Neredeyse yüzyıllardır barış içerisinde yaşamış birçok mezhep ve dinlerden oluşan bu ülkeyi ateşe attılar. Onların amacı sıkı ve samimi iki komşu olan Suriye ve Lübnan'ın arasını bozmaktan başka bir şey değildi. Şuna dikkatinizi çekerim: Bugün İsla ve insanlık düşmanları her ülkeyi bir şekilde ele geçirmiş ya da hedef almışlardır. Halklar arasında din, dil ve milliyet ayrımını hep körüklemeye çalışmışlardır. Bu şekilde ülkeler içinde var olan huzuru yok edip, ihtilaflar yaratabilirler. Bunun için yüklü sermayeler koymakta ve harcamalar da yapmaktalar. Ama ne mutlu ki onların bu yüzleri artık millet ve halklar için daha bir belirgin hale geldi.
Düşmanlar hiçbir zaman bu bölgenin sükûna ermesi taraftarı olmadılar ve olmayacaklardır. Onlar bu bölgede başına buyruk, güçlü ve direniş sergileyen bir ülke istemiyorlar. Bölge halkının kurtuluşunun bir tek yolu var o da birliktelik ve vahdetten geçmektedir." dedi.

11 Eylül olayları

"Haince planlanmış bir 11 Eylül olayından sonra ellerinde bir bahane ile Afganistan'a ardından da huzursuzluğu düzeltmek amacıyla Irak'a girdiler ve son dönemlerde de Pakistan'a göz diktiler. Sonuç; on binlerce ölü ve ekonomisi ve altyapısı çökmüş ülkeler. Amaç; bu bölgeye iyice konuşlanmak. Sömürgeciliğe devam etmek. Eğer 11 Eylül saldırılarının karakutusu açılırsa, şüphesiz tüm her şey alenen ortaya çıkacaktır. İşgal güçlerine bir nasihatım olacak; Irak ve Afganistan'da yaptıklarınızı cübran edin ve oraları en kısa zamanda terk edin. Eğer bu nasihatlere kulak asmazlarsa işte o zaman bölge hakları onları zelil bir şekilde kovacaklardır."

Kaçırılan dört İranlı diplomat

"Seyyid Muhsin Musevi, Ahmedi Mutevessiliyan, Taki Rastkarimukadem ve Kazımi İhvan bunlar barış yanlısı ve bilgin insanlardır. Bize gelen istihbarati bilgilere göre bu dört diplomatımız hayattalar ve şu anda kanunsuz bir biçimde Siyonist hapishanelerinde gözetim altında tutulmaktadırlar. Sağlık ve hayatlarından sorumlu olan yalnızca İsrail'dir ve en kısa zamanda Kızılhaç yetkililerinin onları tedavi ve kontrol etmesine izin vermelidirler."

Siyonist İsrail bir terör çetesidir ve cezalandırılmalıdır

"Bugün tüm dünyanın gözleri önünde cereyan eden olaylardan herkes haberdar ve bu şekilde müstekbir devletler günbegün rezil, rüsva olmaktalar. 1982 senesinde hatta Lübnan'a kadar ilerleyen Siyonist devlet bugün 33 gün süren bir savaşın ardından bozguna uğratılmış ve son zamanlarda da Lübnan ordusunun cesur kararıyla bir kez daha geri püskürtülmüştür. 22 günlük Gazze kuşatmasında İsrail'in izlediği yollar, onların artık ne denli acizleştiğinin somur birer kanıtıdır. Siyonist İsrail bir terör çetesidir ve cezalandırılmalıdır Dikkat edin bu kültürsüz Siyonistler kendilerini tehlikede hissettiklerinde, yeni yeni kötülüklere el atacaklardır ve Her yeni yapılan kötülük Siyonist rejimin ömrünü anbean kısaltacaktır. Siyonist rejimi kuranlar ve bu bölgeye yerleştirenler önce bu fitneyi yok etmeli, alıp götürmeli daha sonra da bölge halkından özür dilemelidir."

Birleşmiş Milletler İsrail'e mi çalışıyor?

"Artık bunca Siyonist devlete ve yandaşlarına verilmiş toleranslara bir son verilmelidir. Bırakın Birleşmiş Milletler birkaç ülkenin değil tüm milletlerin ortak paydası olsun."

İsrail'i kimse kurtaramayacak!

Buradan bütün insanlığa, var gücümle haykırıyorum; İsrail'in görevi Nil'den Fırat'a zulüm ve kan dökmekti ve bunu da şimdiye kadar yaptı, ama bugün artık bunu yapamayacağını anladı ve korkudan kendini çektiği duvarların arkasına hapsetti. Filistin, Lübnan, Suriye, Türkiye, Irak ve İran mukavemet cephesi olarak şekillendiler. Ve tekrar haykırıyorum; artık İsrail yok olmanın eşiğinde ve onu kurtaracak hiçbir güç de olmayacak."

Cumhurbaşkanı Dr. Mahmud Ahmedinejad kendisini ayakta alkışlayan Lübnan halkına karşı yaptığı konuşmasını "Gelecek bizlerindir ve yarınlarımızda düşmanın yeri olmayacaktır!"
sözleriyle bitirdi.

İran Haberleri

İsrail Golani Tugayı Komutanı Artık Yatalak
Hamaney: Netahyahu için tutuklama değil idam cezası gerekli
Muhammed Cevad Zarif'ten dünya Yahudilerine mesaj
Siyonist rejim çevrenin en büyük düşmanı
Pezeşkiyan: Nükleer Silah Konusunda Rehberin Fetvasına Bağlıyız