"Türkiye'nin Ortadoğu politikası ... ciddi bir revizyondan geçirilmek zorundadır. Bu asrın ilk çeyreğinde Ortadoğu bölgesinin en stratejik kuşaklarını kaybeden, ikinci ve üçüncü çeyrekte bölge ile genelde bir yabancılaşma süreci yaşayan, dördüncü çeyrekte ise tekrar yöneldiği bölgede inişli çıkışlı ilişkiler zinciri geliştiren Türkiye bölge ile olan ilişkilerini yeniden ve köklü bir şekilde değerlendirmek zorundadır. Özellikle AB ile yaşanan ve üyelik sürecini gittikçe imkansızlaştıran gerilimli ilişkiler ağı Ortadoğu'ya yönelik kapsamlı bir bölgesel stratejinin geliştirilmesini kaçınılmaz kılmaktadır. Aynı anda hem Avrupa'dan hem de Ortadoğu'dan kopan bir Türkiye'nin bölge ve kıta ölçekli politikalarda başarılı olabilmesi mümkün değildir.
....
Türkiye ... yakın komşuları ile yaşamakta olduğu güven bunalımını aşabilmek için geniş kapsamlı bir barış planı ile ekonomik ve kültürel ağırlıklı ilişkileri geliştirme paketini aynı anda devreye sokmalıdır. Komşu ülkelerle ilişkilerin sürekli gergin tutulması, hele hele PKK terörüne karşı bir dönem bazılarının teklif ettiği gibi bütün güney hattımızı kuşatan Suriye sınırının boydan boya elektronik aygıtlarla bir duvar gibi örülmesi türünden tekliflerin hiç bir rasyonel temeli yoktur.
Türkiye bölgede etkin olmak istiyorsa komşuları ile arasında elektronik nitelikli Berlin duvarı oluşturmaktansa var olan duvarları da aşabilen politikalar üretmelidir. Türkiye'nin yakın komşuları ile olan ilişkilerinin sürekli gergin tutulması da, bu sınırların kâh Kuzey Irak'ta olduğu gibi iç savaşla, kâh İran'la olan ilişkilerde olduğu gibi ideolojik gerekçelerle, kâh Suriye örneğinde olduğu gibi arızî bunalımların kronikleştirilmesi suretiyle istikrarsızlaştırılması da aslında dolaylı olarak Türkiye'yi sınırlarına hapsederek kontrol altında tutmaya yöneliktir. Yapılması gereken bu korkuları aşarak Türkiye'yi kendi komşuları ile rasyonel ilişkiler kurabilen, sınır ötesi ittifaklarla da bölgesel etkinliğini artırabilen bir konuma getirmektir.
Komşularımızdan kaynaklanan dış politika riskinin azaltılması için karşılıklı bağımlılık düzeyini yükseltecek adımlar atılması belli bir hareket alanı sağlayacaktır. Karşılıklı bağımlılık ilişkisi, dış politika projeksiyonu tutarlı olan ülkelerin lehine işleyen mekanizmalar üretir." (Stratejik Derinlik, Küre Yayınları, 2001)
* * *Çoktandır olması gereken şey nihayet oldu"
Veya, çoktandır olan şeyin adı nihayet konuldu"
Yukarıdaki satırların yazarı ve "Başbakanlık Dış Politika Baş Danışmanı, Büyükelçi" sıfatıyla uygulayıcısı Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı'na getirildi.
Bölge ve dünya siyasetinde gittikçe büyüyen Türkiye'nin ağırlığını Ahmet Davutoğlu'ndan daha iyi kim taşıyabilir?
Tam isabet.