CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın telefonunu açık unuttuğunun ortaya çıkmasının ardından Vakit Gazetesi'ne yönelik ağır ifadeler kullanan Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan Coşkun özür diledi.
Vakit'e yine söylemedik laf bırakmayan Ahmet Hakan, nerede hata yaptığını da madde madde sıraladı.
'Önder Sav'ın dinlenmesi olayıyla ilgili yazıp çizdiklerimden dolayı özür diliyorum' diyen Ahmet Hakan, hatasını şöyle sıraladı:
Ben nerede hata yaptım
- Deniz Baykal'ın "Kükremiş sel gibi bendini çiğneyip aşması" karşısında, "Yarım asırlık deneyime sahip koskoca siyasetçi... Herhalde elinde sağlam veri olmadan böyle aşıp taşmaz" diye düşünerek hata yaptım...
- Teknoloji özürlü, bankamatiğe kartını kaptırma potansiyeli taşıyan, telefonun "No" tuşuna basmaktan aciz birinin "CHP Genel Sekreterliği" makamını işgal edebileceğine zerre kadar prim vermeyerek hata yaptım...
- CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, "Bak Önder! İyi düşün! Vakit denilen gazeteden seni aradılar mı? Cep telefonunu yanlışlıkla açmış olabilir misin?" diye sıkıştırıcı soruları sormuş olacağını ve Önder Sav'ın da "Teessüf ederim... Ben cezai ehliyeti olmayan biri miyim?" diye yanıt vermiş olacağını sanarak hata yaptım...
- "Telefonun no tuşuna basmadı, biz de dinledik" şeklindeki gerekçenin, "Gazozuna ilaç attılar, o da ne yaptığını bilmeden kız çocuğuna sarkıntılık etti" gerekçesi kadar komik olduğunu düşünerek, yani Önder Sav'ı fazla ciddiye alarak hata yaptım...
- Güzel ve yalnız Türkiye'mizin bir "uzun kulaklar ülkesi" olduğuna dair dinlediğim sayısız öykünün gazına gelerek hata yaptım...
- Vakit adı verilen gazetenin her türlü dolabı çevirmeye, her türlü odağın maşası olmaya müsait yapısına aldanarak hata yaptım...
- Vakit Gazetesi'nin Ankara Temsilcisi olan "meczup kişi"nin, önce "Dini bütün CHP'li bize kaset getirdi" deyip, ardından da "Yes tuşu / No tuşu" olayına girmesindeki çelişkiye kafayı takarak, yani bir meczubun açıklamalarında tutarlılık arayarak hata yaptım...