Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Yüksek Hakimi Nina Vajic, Türkiye'nin AİHM'deki dava sayısı açısından Rusya'dan sonra 2. sırada bulunduğunu belirterek, ''Türkiye ile ilgili 9 bin kadar dava halen karar bekliyor'' dedi. Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesince, üniversitenin Cibali Yerleşkesinde ''İnsan Hakları Mahkemesi Önünde Türkiye'nin 20 Yılı'' konulu panel düzenlendi.
Panelin açılışında konuşan Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Deniz Bayrakdar, insan hakları konusunun, ülkenin en önemli sorunlarının başında geldiğini kaydetti. Bayrakdar, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına olan inancın daha da pekişmesi için her alanda olduğu gibi hukuk alanında da iyileştirici ve ortak standartlarda buluşulacak bir hukuk düzeninin oluşturulması için düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Güzel de AİHM'in, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini denetleyen, bireyin uluslararası hukukta hak sahibi olma hakkını yaşama geçiren uluslararası bir yargı organı olduğunu söyledi. Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Komisyonuna başvuru hakkını 1987 yılında, AİHM'in zorunlu yargı yetkisini ise 1990 yılında kabul ettiğine dikkati çeken Güzel, şöyle dedi:"Bugün artık hiçbir hukukçu, hiçbir ülke, hangi siyasal görüşten olursa olsun hiçbir dünya vatandaşı, AİHM'in her geçen gün artan etkisini ve insan haklarının gelişmesine olan katkısını bilmemezlikten gelemez. Bugün artık AİHM, temel insan haklarının ihlâl edildiğini iddia eden bir insanın yazgısını değiştirebildiği gibi devletleri de insan haklarına saygı göstermeye davet eder ve en ağır yaptırımları kararlaştırabilen bir yargı organı niteliğindedir.''
TÜRKİYE, DÂVÂ
SAYISINDA 2. SIRADA
Panel bölümünde konuşan AİHM Yüksek Hakimi Nina Vajic de AİHM'in kendine has, 47 ülkede 800 milyon kişinin doğrudan erişebileceği bir organ olduğunu ifade etti. Mahkemenin aldığı kararların, devletlerin iç hukukunda da bağlayıcı olduğunu belirten Vajic, her ülkenin, mahkemenin yer aldığı Strasbourg'a hakim gönderme hakkı bulunduğunu ve bu hakimin görev süresinin 6 yıl olduğunu anlattı. AİHM'de şu an karar bekleyen 85 bin dâvâ olduğunu, Türkiye'nin de aralarında yer aldığı 10 ülkenin, bu davaların yüzde 70-77'sini oluşturduğunu kaydeden Vajic, ''Türkiye, AİHM'deki dava sayısı açısından Rusya'dan sonra 2. sırada. Türkiye ile ilgili 9 bin kadar dava halen karar bekliyor'' dedi. Vajic, son yıllardaki hukuksal reformlardan sonra Türkiye ile ilgili açılan davaların sayısında bir düşüş görüldüğünü söyledi. AİHM Sekretaryasında hukukçu olan Hasan Bakırcı da Türkiye'nin bireysel başvuru hakkını tanıdığı 28 Ocak 1987'den bu yana AİHM'in, Türk halkını ve Türk Hükümetini etkileyecek çok önemli kararlara imza attığını belirterek, ''Bu kararların icrası Türkiye'de önemli yasal ve idari değişikliklere yol açtığı gibi, Türk halkını da çok yakından etkiledi'' diye konuştu.
4 ANA BAŞLIKTAKİ SORUNLAR
AİHM önüne gelen Türkiye ile ilgili davalarda, sorunların 4 ana başlık altında toplanabileceğini kaydeden Bakırcı, bunların, ''demokratik bir devlet olmanın gereğinin zaman zaman yerine getirilmemiş olmasından kaynaklanan sorunlar, terörle mücadeleden kaynaklanan sorunlar, devletin laik yapısını korumak amacıyla alınan önlemlerden kaynaklanan sorunlar ve Kıbrıs sorunu'' olduğunu söyledi. Bakırcı, şu an Türkiye ile ilgili açılmış 9 bine yakın dâvâda bu sorunların halen devam ettiğinin görüldüğünü ifade ederek, 2003-2004'te AB'ye girmek için yapılan reformların bir ölçüde faydasının görüldüğünü, özellikle kayıp ve işkenceye ilişkin dava sayında önemli azalmalar olduğunu kaydetti.