Ergün, ''Erken seçime gideriz, kadrolarımızı değiştiririz, buna lider dahil'' dedi. Ergün, TBMM'de gazetecilerle düzenlediği sohbet toplantısında, anamuhalefet partisi CHP'nin, oylarını artıramayınca, ''vatandaş benim kıymetimi bilmedi, nankör millet'' diye düşündüğünü ileri sürdü.
Partilerin oy kaybettiği ya da oyunu artıramadığı zaman kabahati kendisinde araması gerektiğini ifade eden Ergün, oy kayıplarının olması durumunda, suçu kendilerinde arayacaklarını, bir puan bile oy kaybetmeleri halinde, ''Acaba nerede yanlış yaptık, niye kaybettik?'' diye düşünüp, bunu, vatandaşın ikazı sayacaklarını söyledi.
''ANLAMLI BİR OY KAYBI OLURSA''
Ergün, şöyle konuştu:
''Siz, gene açık farkla 1. partisinizdir ama daha anlamlı bir oy kaybı olursa... Bu, ne demektir? 'Siz iktidar olmaya devam edin ama kimseye iktidar şansı vermiyorum henüz. Ön plana çıkardığım bir parti yok. Öbür partiler ya yerinde sayıyordur ya da gerilemiştir. Siz de bir miktar oy kaybetmişsinizdir, 3-5 puan...' Bu anlamlı bir uyarı olur. Dersiniz ki 'biz iktidara devam edeceğiz ama demek ki politikalarımızı biraz gözden geçirmemiz lazım.'
Daha sert bir uyarı olursa, daha anlamlı bir oy kaybı olursa... Gene iktidarınızı sürdürürsünüz. Yüzde 47 oy almışsınız. 10 puanlık bir dalgalanma oldu. Yüzde 37... Bu sert bir uyarı olur. Bu sert uyarı sonrasında politikaları, kadroları çok ciddi manada gözden geçirmeniz gerekir. Ama hala size yaklaşan bir parti de yoktur. Biz, toplumun bu sert uyarısını dikkate alırız. 'Toplum bize bu sert uyarıyı neden yaptı' deriz? Olsun ya boşver, ne olacak... Olur mu böyle bir şey?
Ama siyasette öyle bir şey olabilir ki Özal'a oldu mesela 1989'de. 2. parti durumuna düştü ve elindeki bütün belediyeleri kaybetti. Yüzde 36'dan yüzde 21,75'e geriledi. Özal, iktidarını devam ettirdi hatta Cumhurbaşkanı oldu. Cumhurbaşkanlığında asla rahat etmedi. Neden? Çünkü, arkasında halk desteği kalmamıştı. SHP, 1. parti haline gelmişti. Özal'ın orada yapması gereken şey, derhal seçime gitmekti. Ama yapmadı ve sonrasında da Anavatan Partisi gittikçe küçüldü. Özal, 'benden sonrası tufan' dedi ve tufan da oldu zaten.
Genel başkanımız, başbakanımız açıkladı; '2. parti olalım bir gün durmam, bırakırım.' Neden? Çünkü, bunun faturasını birisinin ödemesi, milli iradenin yenilenmesi lazım. Kadro olarak da bizim her şeyi gözden geçirmemiz lazım. Parti programı, çalışma yöntemi, kadrolar, lider... Hepsini gözden geçiren bir sonuç doğurur. Biz, burada açığız. Karşımıza ne çıkarsa, nasıl tavır takınırız? 2. parti konumuna düştüğümüz gün, takınacağımız tavır bellidir. Erken seçime gideriz, kadrolarımızı değiştiririz, buna lider dahil. Tavrımız açık.''
''BÖYLE BİR BİLİM YOK''
Ergün, bu tavrı muhalefet partilerinde göremediklerini belirterek, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, ''Siz iktidardasınız, bunun size 5 puanlık avantajı var, bilimsel olarak yüzde 52 olmalı oyunuz'' dediğini anımsattı.
''Böyle bir bilim yok'' diyen Ergün, ''Yüzde 45 olursak bizi başarırız sayacak. Tamam kabul. Biz 5 seçim üst üste, yüzde 45'ler civarında oy alalım, oyumuz artmasın. Türkiye ve uluslararası çevreler, 'yazıklar olsun AK Parti'ye iktidarda oylarını bir puan bile artıramadı mı der?' 5 seçim üst üste yüzde 45 oy almak, devamlı iktidar olmak demektir. Muhalefet partisi CHP, 5 seçim üst üste yüzde 20 oy alsa, bütün dünya ona, 'helal olsun CHP'ye, oylarını muhafaza etti' mi der? Eğer, 5 seçim üst üste yüzde 45 oy almak bizim için başarısızlıksa, biz bu başarısızlığa razıyız kardeşim. 5 seçim üst üste yüzde 20 alıp muhalefette kalmak başarıysa, bu başarı da sana hayırlı olsun.''