"Aslında Recep Tayyip Erdoğan’ın 1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandığı ’yüz yüze iletişim’ stratejisine dönülüyor. CHP’de de önemli yenilikler var. AK Parti de İstanbul seçimleriyle ilgili olarak Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz ile tanıtım ve medyadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal’ı yetkili kıldı. AK Parti’nin seçim kampanyasının önemli ölçüde değişmesi bekleniyor. Öncelikli olarak propaganda dilinin değişeceği söyleniyor. Kutuplaştırıcı bir dil ve beka söylemi yerine, kucaklayıcı ve tüm kesimlerin ittifakını esas alan bir söylemin kullanılacağı ifade ediliyor. AK Parti’nin seçim stratejisinin ilk ipuçlarını paylaşmakta yarar var.
1- Yüz yüze iletişim esas alınacak. Seçmenle birebir ilişki kurulacak.
2- Sandığa gitmeyen seçmenler tek tek ziyaret edilecek. Sandığa gitmeyen 1 milyon 700 bin seçmenin yüzde 70’inin AK Parti seçmeni olduğu düşünülüyor.
3- Daha önce AK Parti’ye oy vermiş ancak 31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti’ye oy vermeyen seçmenler belirlenip ziyaret edilecek.
4- Geçersiz oy veren 290 bin 276 seçmenle görüşülecek. Gönüllere girilecek.
5- İstanbul’un demografik haritası çıkarılacak. Hemşeri grupları üzerinde illerin milletvekillerinin de katılımı ile özel bir çalışma yürütülecek.
6- İstanbul seçimlerinde belirleyici olan Kürtlere yönelik ayrı bir çalışma yapılacak. 31 Mart seçimlerinde HDP’yi hedef alan ’Yallah Kürdistan’a’ ve ’terörist’ifadeleri nedeniyle AK Parti’ye oy vermeyen muhafazakâr Kürtleri kazanmak için yeni bir dil kullanılacak.
7- AK Parti’ye mesafeli duran muhafazakâr entelektüelleri ikna süreci başlatılacak.
CHP’NİN STRATEJİSİ
CHP’de ise seçim stratejisini belirlemek üzere genel başkan yardımcıları Seyit Torun ve Oğuz Kaan Salıcı ile İstanbul büyükşehir belediye başkan adayı Ekrem İmamoğlu ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’ndan oluşan 4 kişilik bir ekip oluşturuldu. Bunlar reklam şirketleri ve kamuoyu araştırma kuruluşları ile birlikte çalışacaklar. Önümüzdeki hafta ise Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında toplanıp İstanbul stratejisine son şekli verilecek. CHP’nin başarılı reklamcısı Ateş İlyas Başsoy’un da katkısı sağlanacak.
YSK’nın iptal kararı siyasi fay hatlarını yerinden oynattı. CHP yetkilileriyle görüşmemde YSK kararıyla oluşan ’mağduriyeti’ kampanyaya yansıtmayı planladıkları izlenimi edindim. CHP bu seçimde vicdanlara seslenmeyi planlıyor. Seçimlerin iptal süreci anlatılıp seçmenlere ’Vicdanlarınıza emanet ediyoruz’denilecek. Bu ’mağdur edebiyatı’ ile yapılmayacak. Tam aksine vicdan vurgusunun ardından ’cesaret çağrısı’ gelecek. YSK kararının çıktığı gece sanatçılara ve işadamlarına yapılan ’Konuşun’ çağrısında olduğu gibi. Bunu yıkıcı bir tarzda değil, tam aksine bir pozitif bir havada yapmayı planlıyorlar, ’konuşmak ve gülmek’ gibi.
Geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de kentli modern muhafazakârlar ile muhafazakâr kent yoksulları da CHP’nin hedef kitlesi olma özelliğini koruyor.
CHP, 31 Mart’ta İstanbul seçimlerini ’yerel seçim’ havasında tutmaya özen gösteriyordu. Kılıçdaroğlu, ’Yerel seçim ağırlıklı olacak dedi’ama bu kez ’Bu seçim sadece İstanbul’un seçimi değil, Türkiye’nin seçimi’ denilecek.
CHP’de seçim kampanyası Ekrem İmamoğlu’nun üzerine inşa edilecek."