Washington'da Century Foundation tarafından düzenlenen panelde konuşan bazı Arap İslami hareketlerin temsilcileri, AK Parti örneğinden çok şey öğrenmek ve takdir etmekle beraber kendi ülkeleri için tam anlamıyla model görmediklerini belirtti. Temsilciler, AK Parti'nin kapatılmasının ise El Kaide'nin işine geleceği uyarısında bulundular.
Mısır Müslüman Kardeşler örgütünden İbrahim El-Houdaiby, Cezayir Barış Toplumu hareketinden Abderrazzak Makri ve Fas Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Mohamed Yatim'in konuştuğu toplantıda AK Parti'nin analizini ise Zaman Gazetesi Genel Yayın Editörü Abdülhamit Bilici yaptı.
Makri, AK Parti tecrübesinden çok şey öğrendiklerini; ancak tıpatıp model olarak almalarının beklenemeyeceğini belirterek, Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki farklılıklara dikkat çekti. Makri'ye göre, Türk anayasası devletin laik olduğunu belirtiyor. Arap ülkelerinde ise anayasada devletin dini İslam olarak yer alıyor. Türk ordusunun bazı 'aşırı laik' uygulamalarına rağmen 'demokratik süreci ve siyasi oyunu kısmen benimsediği'ni belirten Makri, Arap ülkelerinde ise ordunun bu kadarına dahi izin vermemesinden yakındı. Asıl anti-demokratik güçlerin ise laik partiler olduğunu savundu.
AK Parti'nin zekasını, sabırlılığını, orduyla, uluslararası güçlerle karşı karşıya gelmemesini, özgür bir sistem ve iyi bir ekonomi kurmasını, dini konularla insan hakları perspektifinden ilgilenmesini takdir eden Makri, kapatılmasının tüm Arap ülkelerine olumsuz mesaj vereceğini belirterek, "Bundan El Kaide ve benzeri aşırı hareketler yararlanır." dedi.
AK Parti'yi demokrasinin İslam dünyasıyla bağdaşmasını 'yaşayan bir örnek' olarak gösteren Faslı Mohamed Yatim ise, İslami hareketlerin demokratik ortamda kendilerini daha iyi geliştirdiğini ve bazı aşırılıklardan arındığını belirterek, şöyle konuştu: "AK Parti'nin kapatılması Müslüman hareketler için büyük hayal kırıklığı olur. İslami hareketlere bir gelecekleri olmadığını gösterir. Batı toplumundan bunu engellemesini bekliyoruz."
AK Parti'nin 'kendi bağlamında' iyi bir model olduğunu belirten Mısırlı El-Houdaiby de Mısır ile Türkiye rejimlerinin sağladığı ortamlar arasındaki farklara dikkat çekti. Mısır rejiminin baskıcı olduğunu, tüm bağımsız grupların üstüne gittiğini, etrafından dolaşmanın mümkün olmadığını, Türkiye'de ise bir sivil toplumun bulunduğunu kaydetti.
AK Parti provokasyona gelmedi
El-Houdaiby, AK Parti'nin sorumlu, rasyonel ve sakin davrandığını belirterek, Başbakan Erdoğan ile Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan arasındaki farklara dikkat çekti. "Erbakan, AK Parti'ye oy verenler cehenneme gidecek dediğinde şok oldum." diyen El-Houdaiby, AK Parti'nin ulusal birliğe verdiği öneme ve provokasyonlara gelmemesine dikkat çekerken şunları söyledi: "Mesela geçen yılki mitinglerden sonra insanları sokaklara dökmediler. Onun yerine seçimlere gittiler. Bu manzarayı Lübnan'dakiyle karşılaştırın. Lübnan'da insanlar sokaklara döküldü ve bugün ülke iç savaşın eşiğinde."
AK Parti'yi doğuran sosyal, ekonomik ve politik şartları anlatan Abdülhamit Bilici, "Türkiye AK Parti'nin ürünü değildir. AK Parti, Türkiye'nin ürünüdür." dedi. Özellikle Özal döneminde başlatılan reformlarla Türkiye'de bir değişim ve dönüşüm süreci yaşandığını, AK Parti'nin de Özal'ın görüşlerinden çok faydalandığını kaydeden Bilici, "Ancak değişmeyen bazı şeyler de var. Hâlâ askerler tarafından yazılmış bir anayasamız mevcut. Yönetici bürokratik elit ve asker-sivil ilişkilerinin yapısı hâlâ pek değişmedi." dedi. Erdoğan'ın Anglo-Sakson tipi inançlara saygılı laiklik istemesinin kapatma davası iddianamesinde delil olarak kullanıldığını hatırlatan Bilici, 2003'teki darbe planlarından ve Ergenekon örgütünden bahsederek Türkiye'de askerî müdahalelerin genelde halkın büyük kesimlerince desteklenen muhafazakar partilere yapıldığını anlattı. Son olarak AK Parti örneğinde olduğu gibi halkın bunlara cevabı sandıkta verdiğini kaydetti.
ZAMAN