Milliyet gazetesi yazarı Mehmet Tezkan, başkanlık sistemi tartışmalarını bugünkü köşesine taşıdı. Mehmet Tezkan, "Gidişat başkanlık değil partili Cumhurbaşkanı" diyerik şunları kaleme aldı.
"Yarın partilerin grup toplantıları var.. Ağırlıklı konu belli.. Başkanlık sistemi.. Başbakan hararetle savunacak.. CHP lideri karşı çıkacak.. HDP eş başkanı ağır dille eleştirecek.. MHP genel başkanı ortadan konuşacak..
Niye ortadan konuşsun ki diyeceksiniz?.
Başkanlık işini ısıtan kendisi..
‘Fiili durum devam etmez.. AKP başkanlık sistemindeki inadını sürdürecekse Anayasa değişikliğini Meclis’e getirsinler, ya 367’yi aşarak kanunlaşacaktır ya da 330’u aşarak referandum yoluyla halkın kararına sunulacaktır’ diyen o değil mi?
330’un altında kalma olasılığından söz etmedi bile..
Bunun anlamı gayet açık ve net..
MHP başkanlık modeline evet oyu verecek.. Yanlış mı?
O halde neden ortadan konuşsun ki.. Geçen salı olduğu gibi bu salı da çağrısını yineler, desteğini sürdürür..
Şu sebeple ortadan konuşacak diyorum..
Önceki gün gazeteciler; ‘İktidarın başkanlığı referanduma taşıması için destek verecek misiniz?’ diye sordu..
MHP lideri bu sistemin böyle gitmeyeceğini tekrarladı.. Referandumun hayırlı olacağını söyledi ama ‘Metni görmemiz lazım’ diyerek de bu kez topu ortada bıraktı...
Daha doğrusu ayağında tuttu.. Pas atmadı..
Belli ki yarın da pas atmayacak; yine topu ayağında tutacak.. Anayasa üzerine iktidar partisiyle sıkı pazarlığa oturacak..
O pazarlıktan başkanlık sistemi çıkmaz mı? İktidarın düşündüğü manada çıkmaz.. Her türlü atamayı yapacak, yasa çıkaracak güce sahip başkanlık modeli çıkmaz..
Ne çıkar?
Partili Cumhurbaşkanı modeli çıkar.. Başından beri gidişin bu yönde olduğunu savunuyorum.. Bu konuda çeşitli yazılar kaleme aldım..
Cumhurbaşkanı geçen yıl kasım ayında muhtarlarla yaptığı konuşma da ‘Başkanlık sistemi de olur partili Cumhurbaşkanı da olur’ diyerek rotayı çizmişti..
Başkanlık zor olacağı için..
Partili Cumhurbaşkanı modeli seçilecektir.. Hem halka anlatması da kolay..
Atatürk gibi..
İsmet İnönü gibi..
Celal Bayar gibi.. dedin mi; bitti..
Cumhurbaşkanı, AKP genel başkanı olacağı için Başbakan’ın üzerindeki otorite olacak.. Başbakan, Cumhurbaşkanı’nın resmen yardımcısı olacak..
İstediği zaman değiştirebilecek..
Kısaca, fiili durum yasal zırha kavuşacak..
Başkanlık maliyetli partili kolay
İktidar sözcüleri parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçmeyi basit bir işmiş gibi sunuyorlar ama öyle değil..
Kolay iş değil.. Yasamadan yürütmeye, yargıdan bürokrasiye, bağımsız kurumlardan siyasal yapıya kadar her şeyin yeniden yapılandırılması gerekiyor..
İyi kötü 200 yıllık geleneğe son verilecek..
Her şey sıfırlanacak.. İlk defa denenecek bir sisteme geçilecek..
Üç beş anayasa maddesi, üç beş yasa değişikliğiyle olacak iş değil..
Zaman ister..
Geçiş sürecide bir sürü aksaklıklar çıkacak..
Onların giderilmesi gerekecek.. Zihniyet olarak tüm yapının başkanlığa uyum sağlaması gerekecek..
Çok şeyin değişmesi gerekecek..
Gerekecek de gerekecek!..
Meclis’in her şeyi bir kenara bırakıp iki yıl bu konuda çalışması lazım ki; başkanlık sistemine geçilsin..
Partili Cumhurbaşkanı bu sebepten kolay.. Anayasa’nın 101 maddesini değiştirdin mi maksat hasıl oluyor..
Cumhurbaşkanı seçilen kişinin partisiyle ilişkisi kesilir cümlesinin metinden çıkarılması yetiyor..
Fiili durum yasala dönüşüyor..