Çok hareketli günler yaşıyoruz... Hem dünyada, hem Türkiye"de gündem yoğun... İşte, biz de hem "gündemin gerisinde kalmamak", hem de "gündem içinde boğulmamak" için büyük çaba harcıyoruz... Amacımız; sizleri, hem "günün gelişmeleri"nden haberdar etmek, hem de "gündem oluşturan" bir gazete hazırlamak.
AĞCA RÖPORTAJININ YANKILARI
Geçen hafta Ankara Temsilcimiz Yener Dönmez ve muhabirimiz Fatih Akkaya"nın M. Ali Ağca ile yaptığı röportaj, hem "okuyucularımız", hem de "medya dünyası"nda geniş yankı uyandırdı... Röportaj, elbette çok tartışıldı... "Ağca gibi bir adamla niye röportaj yaptığımız" çok sorgulandı... Ama, bu sorgulamayı yapanlar, şunu kabul etmek zorundadır:
"Ağca"nın peşinde kendileri de çok koştular... Öyle ricalarda bulundular ki; röportaj yapacakları mekânı ve sorulacak soruları bile Ağca"nın belirlemesine razı olduklarını söylediler!"
Bunun "belge"lerini de inşallah en yakın zamanda yayınlayacağız... Sadece "röportaj ricasının belgeleri"ni değil, nasıl bir "çifte standartçı" olduklarını da gözler önüne sereceğiz!..
Uzun lâfın kısası, olay şudur:
"Kedi, ulaşamadığı ciğere mundar dermiş" ya, Akit"in "Ağca ile röportaj" yapmış olması da, işte böyle bir "kıskançlık krizi"ne yol açmıştır!..
Öyle ya;
Bütün "güç" ve "imkân"larına rağmen "kendilerinin yapamadığı" bir röportajı Akit nasıl yapabilir?!?..
Kim, ne derse desin;
TRT"den sonra, Akit"in gerçekleştirdiği bu röportaj, bir "gazetecilik olayı"dır!..
Kıskananlar çatlasın!..
Ya da, şöyle söyleyelim;
"Akit"e kızmayın, ne olur;
Çalışın, sizin de olur!"
Gündem oluşturan röportajlarından dolayı Yener Dönmez ve Fatih Akkaya"yı bir defa daha tebrik ediyor, kendilerine başarılar diliyoruz.
LÜBNAN"A KRİTİK ZİYARET!
Akit, bazılarının "saldırı"larına ve "kıskançlık krizi"ne girmelerine rağmen, "Türkiye"yi sarsan gelişmeler"in içinde yer almaya devam ediyor.
Malûmlarınız olduğu üzre;
Geçen hafta Çarşamba ve Perşembe günleri Başbakan Tayyip Erdoğan"la birlikte Lübnan"daydık... 10 gazeteci ile birlikte, "Erdoğan"ın yoğun programını" izledik... Başbakan ve kurmayları ile birlikte; TİKA tarafından yaptırılan "okul, hastane ve su dağıtım şebekesinin açılış törenleri"ne katıldık... Arap Bankalar Birliği"nin 35. Toplantısı"nı, Erdoğan"a verilen "2010 Liderlik Ödülü" törenini takip ettik ve "Lübnan sınırında görev yapan askerlerimizle birlikte yemek yedik."
Erdoğan"ın Lübnan"da çok sevildiğini, bütün yolların "Erdoğan posterleri" ile doldurulduğunu, daha önceki haber ve yazılarımızda aktarmıştık.
Ama, dün de ifade ettiğimiz gibi; gezinin asıl amacı; "Lübnan"da siyasî istikrarı korumaya" matuftu...
Erdoğan; Başbakan Saad Hariri başta olmak üzere, Lübnan"daki bütün siyasî liderler ve gruplar tarafından bir "ağabey" olarak görüldüğü için; çizeceği "rota" ve göstereceği "istikamet", hepsi için önemliydi.
Lübnan, yine bir "iç savaşın arefesinde"ydi ve Erdoğan"ın ziyareti, bu açıdan çok çok önemliydi.
Yapılan ikili görüşmelerden sonra, dileriz ki; en azından seçime kadar "kriz" çıkmaz, "istikrar" devam eder!..
SINIRDA İSRAİL"E MESAJ
Çünkü, Lübnan"daki bir iç karışıklık, en çok İsrail"i sevindirir... İşte bunun içindir ki, Erdoğan; "Lübnan-Suriye-İsrail üçgeni"nde bulunan Akkar Bölgesi"ndeki "okul açılışı"nda İsrail"e önemli uyarılarda bulundu:
"Sen, en modern silahlarınla, füzelerinle, misket bombalarınla, fosfor bombalarınla Gazze"ye gireceksin, okuldaki, oyun bahçesindeki, çilek tarlalarındaki çocukları katledeceksin, ondan sonra da bizden susmamızı bekleyeceksin. Susmayacağız. Var gücümüzle gerçekleri, var gücümüzle hakkı, hukuku haykıracak ve savunacağız. Biz, katile katil demeye devam edeceğiz!.. Biz bölgede korsanlık değil, adalet egemen olsun, barış egemen olsun, refah ve istikrar hakim olsun istiyoruz... Türkiye"nin olduğu bir yerde, bize kimse inanmadığımız bir şeyi yaptıramaz."
MONŞER ESKİLERİ NE YAPTI?
Lübnan ve bölge ülkelerinin televizyonları tarafından "canlı" olarak yayınlanan bu ziyaret ve konuşmalar, İsrail"i elbette rahatsız etti... Tabiî, sadece İsrail"i değil, aynı zamanda "Türkiye"deki İsrail lobisi"ni de rahatsız etmiş olmalı ki, televizyon ekranlarına çıkan bazı "monşer eskileri", Erdoğan için açılan pankartlarda yazılan "Hoş geldiniz sultanım" ifadesini küçümsemeye ve alaya almaya çalıştılar!
Neymiş, Başbakan Tayyip Erdoğan, ancak "Arapların sultanı olabilir"miş!..
Peki, siz ne yaptınız şimdiye kadar?..
Nerede "varlık" gösterdiniz, nerede "heyecan" uyandırdınız, nerede böyle bir "sevgi ve hürmet" gördünüz?..
Sizler, taktığınız "papyon kravat"larınız ve giydiğiniz "smokin"lerle "içki" içmek ve "dans etmek"ten başka ne yaptınız?..
Yarın, birileri de kalkar, size bu "resepsiyon" ve "balo"ları hatırlatıp; "Kadeh kralları" veya "Dansların sultanları" derse, ne cevap vereceksiniz?..
Unutmayın ki;
Sadece "Arap dünyası"nda değil; Asya"da, Afrika"da, Uzakdoğu"da ve hatta Avrupa"da bile "sözü dinlenen bir Başbakan" var karşınızda!..
Ve o Başbakan;
Sadece dünyada değil, Türkiye"de de "geniş bir halk desteği" olan bir lider!..
Ve yine unutmayın ki;
Erdoğan"ı bir "dünya lideri" yapan; sadece "kendi başarısı" değil, aynı zamanda "sizin beceriksizlikleriniz"dir!..
Sizler, katıldığınız davetlerde "kadeh kaldırmak" veya "kadınları dansa kaldırmak" yerine, Erdoğan gibi "vizeleri kaldırmayı" düşünseydiniz, bugünkü "dostluk"lar, taa o zaman kurulur, "düşmanlık"lar çoktaan biterdi...
Biraz önce söyledik ya;
"Kedi, ulaşamadığı ciğere mundar dermiş!"
"Monşer eskileri"nin yaptığı da bu!..
"Yapamadıklarından" dolayı yüzleri kızarıp utanacakları yerde, Erdoğan"ı aşağılamaya çalışıyorlar... Bu durum, "aşağılık kompleksinin dışa vurumu"ndan başka bir şey değildir!..
Hep böyle değil midir;
"Kıskançlık", her şeyi yaptırır insana!..
Bazen de, hasedinden çatlatır!..
GÜNDEM OLUŞTURAN AÇIKLAMALAR
Başbakan Tayyip Erdoğan; sadece "Lübnan ziyareti"nde yaptıklarıyla değil, dönüş yolunda "ANA uçağı"nda söylediği sözlerle de "gündemin ilk sırası"na oturdu.
Bizler, "gündem oluşturan" o sözlere bizzat tanıklık ettik ve bunları, Cumartesi günkü manşetimizde de yansıttık.
"Erdoğan"ın mesajları" özetle şunlardı:
¥ "Millî Savunma Bakanımız ve İçişleri Bakanımız tarafından açığa alınan 3 general, sivil iradeyi aşıp terfi almaya çalışırsa, biz de yasamaya gider, gerekirse yeni bir yasa çıkartırız."
¥ "Askerî Yargı-Sivil Yargı ayrımına son verme konusunu, seçimden sonraki yeni Anayasa"da değerlendireceğiz."
¥ "Başörtülü vekil, niye olmasın?.. Siyasette her şey olabilir."
¥ "Haziran ayında yapılacak seçimde, mevcut milletvekillerinden epey elenen olacaktır... Şu 4 yıllık performans, çok açık göstergedir... Devamsızlık yapanlar elenecektir... Meclis"te 336 kişi olacaksınız ama, yeri gelecek Meclis"te toplantı yeter sayısı olmayacak... Bize bu acıyı çektirenlerle yola devam edemeyiz."
¥ "Terör örgütü silah bıraksın, dağdan insin... Sorunu çözeceksek, devlet her yerle görüşür... Tarihte hep böyle oldu."
"BAHÇELİ, BİZİ ÇOK YARALADI"
Erdoğan"ın daha başka mesajları da vardı ama şu "5 mesaj" bile, gündeme bomba gibi düştü... Gerek "Balyoz sanığı 3 general"le, gerek "başörtülü vekil"lerle ilgili sözleri, özellikle "muhalefet partileri"nde geniş bir yankı yaptı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli"nin "Erdoğan"a tepki" gösterirken, "3 generale sahip çıkan" açıklamaları, özellikle "şehit aileleri"ni derinden yaraladı.
Ki, bugünkü manşetimizde, "Bahçeli"ye sitem" eden bir şehit ailesinin duygularını yansıttık... Tabiî, "iki başlı yargıya son" verecek düzenlemeye "CHP"nin vereceği desteği" de yansıttık.
İLGİ VE DESTEĞE TEŞEKKÜR
Özetleyecek olursak;
Hemen her hafta olduğu gibi, geçtiğimiz hafta da; hem "gündemden kopmamaya", hem de "gündem oluşturmaya" çalıştık... Ve yine; nerede "olay" varsa, orada olmaya gayret ettik.
Yaptığımız gazeteciliğin, siz okurlarımız tarafından "ilgi ve takdir"le karşılanması, bizleri son derece memnun ediyor...
Bu ilgi ve takdiriniz, "tiraj rakamları"na da yansıyor... Akit, bazılarının "kıskançlık krizi"ne girmesine rağmen, adım adım ilerliyor, basamak basamak yukarılara çıkıyor... "İlgi, takdir ve destek"lerinizden dolayı, hepinize ayrı ayrı "teşekkür" ediyor, "Akit ailesi"ne yeni katılan okurlarımıza da "hoş geldiniz" diyoruz.
Selâm ve saygılarımızla...
yeni akit