“AKP’nin Papatyaları” davası üzerine

Abdurrahman Dilipak

Hatırlamayabilirsiniz, çünkü çok oldu. 27 Temmuz 2020’de hani şu “AK Parti içindeki, FETÖ’nün zihniyet ikizi AKP’liler ve AKP’nin Papatyaları” diye başlayan bir yazım vardır ve AK Parti Genel Merkezi, 81 il başkanı ve KADEM hakkımda suç duyurusunda bulunmuş, AK Parti Genel Başkanlığı da aleyhimde bir tazminat davası açmıştı.

Bu iki davanın da duruşmaları Kasım ayında yapılacak. (17 Kasım 2021, K.Çekmece/İstanbul, 2 Asliye Ceza – Ankara 12 Asliye Hukuk)

Hatırlatayım istedim, 81 il başkanı ve diğer müştekiler, dava için “Müdahillik” talebinde bulunmaları gerekiyor. O kadar zahmet edip savcılığa suç duyurusunda bulundular, Kadın Kolları İl Yönetim Kurulu üyeleri parti teşkilatları önünde toplu basın açıklamaları yaptılar. Anlamadığım birkaç nokta var: Genel Merkez bir dava açtı ise illere ne gerek vardı. İller böyle bir açıklama yaptı, suç duyurusu yaptı ise ilçeler neden yapmadı?

Bu suç duyurularını parti teşkilatları kendi irade ve rızaları ile mi yaptılar? Bu açıklamalar parti teşkilatlarında ve yönetim kurulu üyeleri tarafından yapıldı da, teşkilat adına mı yapıldı, başkanların kendi adlarına mı? Teşkilatlar adına değil ise, neden parti adı kullanıldı. Teşkilat adına ise teşkilat talimat mı verdi, yönetim kurulu konuyu görüşüp bir karar aldı mı? Tek tip suç duyurusu dilekçesi ile örgütlü şekilde yapılmış bu iş. İl başkanları suç duyurusunda, il yönetim kurulu olarak birlikte hareket ediyorlar ama, sadece il başkanları, partiyi adres göstererek il başkan sıfatı ile ama kendi adına başvuruda bulunuyor!?

Bu arada kongreler yapıldı ve bazı illerde başkanlıklar el değişti, kimi görevden alındı. Peki, şimdi davayı kim takip edecek, yeni başkan mı, teşkilat mı, eski başkan mı? Ya da buna kim karar verecek. Bunu genel merkeze mi soracaksınız, Kadın Kolları Genel Başkanlığı mı bu konuda bir karar verecek, il yöneticileri mi..

Belki bir kolaylık olsun diye, bütün müştekiler, 312 General davasında olduğu gibi, daha ucuz ve kolay bir çözüm olarak tek avukata vekâlet verebilirler. Bakalım o avukat parti avukatı mı olacak, kişisel vekâlet verilen farklı avukatlar mı olacaklar. Avukat o ifadelerden kendilerinin kastedildiğini nasıl açıklayacak. LGBT’ye pozitif ayırımcılık uygulayacaklarını açıklayan 3 holding ile “Yeşil Sermaye” tanımlaması ile ironik bir gönderme yaptığım MÜSİAD arasındaki kesimle ilgili “siz bu konuda ne yapıyorsunuz?” şeklindeki bir sorgulamadan nasıl kendilerine yönelik “edepsizce” diye niteledikleri bir yorum çıkarttıklarını da bu vesile ile açıklarlar inşallah!

Biliyorsunuz LGBT dediğinizde uluslararası sözleşmeler, AB Hukuku ve bizdeki yasalar açısından “Toplumsal cinsiyet” açısından, hatta nüfus cüzdanı ve pasaportlarımızda yazılan şekli ile “Gender” kimliğinin tahtında müstetir “Pozitif ayırımcılık” uygulanan, ama İngilizce olarak LGBT’nin her harfinin ifade ettiği anlam, pozitif ayırımcılık konusu edilirken, bu kelimelerin Türkçe karşılığının ve kutsal kitaplardaki ifade ve karşılığının telaffuzunun “edepsizlik” olarak tanımlandığı bir ülkede yaşıyoruz. Böyle bir ülkede, böyle bir durumda kim, kime, neyi, nasıl anlatacak göreceğiz! Küçük bir hatırlatma: Dikkat; söyleyeceğiniz her söz aleyhinize delil olarak kullanılabilir.

Küçük bir ayrıntı daha. Ben o zaman MÜSİAD’ın “Yüksek İstişare Kurulu Üyesi” idim. Ve zaten yazımın sonunda MÜSİAD kurucu genel başkanının mesajı da vardı. İlginçtir, KADEM suçlamasında bu bölümdeki alıntı, KADEM’in suç duyurusunda benim ifademmiş gibi not edilmişti.

Tekrar söylüyorum. Zaman çabuk geçiyor. Ekim’in başındayız. Ekim’den sonra Kasım. Geliyor musunuz, gelmiyor musunuz kararınızı verin. Gelecekseniz, belki duruşma Küçükçekmece’de değil Silivri’de yapılır.

81 ilden müştekisi olan bir dava, beni savunmak için gelecek avukatlar var. Mahkeme de zorda kalmasın.Belki birileri, kendilerinin müşteki olup olmadığını da unutmuştur. İsimlerini de yazayım bari.

Eğer merak ederlerse, benim savcılıktaki ifadem, ya da mahkemeye sunulan dilekçelerimi www.dilipak.com internet sitesinde “Tüm kategoriler”den “Dava Dosyaları”na girerseniz görebilirsiniz! Merak edenler de, neyle suçlanıyorum ve kendimi nasıl savunuyorum orada detaylı olarak var. Müşteki avukatları ya da bilmek isteyen hukukçular da bu sayfaya bakabilirler. Bu arada fikrini değiştiren varsa bilmek isterim. Ya da bu işe nasıl dahil oldu, belki bu konuda bilgi vermek isteyenler olabilir. Merak ettikleri, bilmek istedikleri sorular varsa onu da bana sorabilirler.

1- AK PARTİ GENEL BAŞKANLIĞI; 2- KADEM; 3- SALİHA OKUR GÜMRÜKÇÜOĞLU, (KADEM BAŞKANI); 4- LÜTFİYE SELVA ÇAM, ANKARA; 5- MELAHAT YALÇIN, YALOVA; 6-MÜNEVVER ERTUŞ, HAKKARİ; 7- NESLİHAN KAYA, KASTAMONU; 8- PERİHAN GÜMÜŞ, ADIYAMAN; 9- SEDA GÖREN BÖLÜK, İSTANBUL; 10- ARZU POLAT, SİVAS; 11-AYNİL YAVAŞ, MANİSA; 12- AYSEL MAVİOĞLU ÖNER, MERSİN; 13-AYŞE BAYSAL, ORDU; 14- AYŞE BİLGİÇ, NEVŞEHİR; 15- AYŞE EKİNCİ, SİİRT; 16- AYŞE ERBAY, ZONGULDAK; 17- AYŞE GÖKMEN, BİTLİS; 18- AYŞE KEYİK, ANTALYA; 19- AYŞE DENİZ ÇELİK, ERZURUM; 20- BERRİN AYDIN, GİRESUN; 21- CEYDA ÇETİN ERENLER, KÜTAHYA; 22- ÇİĞDEM KONCAGÜL, TEKİRDAĞ; 23- DİLEK YILDIZ, İZMİR; 24-DUYGU GÖĞDE, AYDIN; 25- ELİF GEZEN, MUŞ; 26- EMEL GÖZÜKARA DURMAZ, BURSA; 27- EMİNE TİMOÇİN, KAYSERİ; 28-ESENGÜL AYDIN SANCAR, MARDİN; 29- ESRA ERTEM ŞİPAL, BAYBURT; 30- EVREN AYVAZ, BARTIN; 31- FATMA ERCAN, BİLECİK 32- FERAY YILMAZ, GAZİANTEP; 33- FERDA ERTÜRK, AFYONKARAHİSAR; 34-FERHAN POLAT, AKSARAY; 35- GÖNÜL ASUK, DÜZCE; 36- GÖNÜL ÖZTİN, KİLİS; 37-GÜL ÇİTİL OKUR, K.MARAŞ; 38- GÜLERSEM ÇOPUR, ELAZIĞ; 39- GÜLSER GÜRAY, ARTVİN; 40- GÜLSÜM TEMUR, NİĞDE; 41-GÜLSÜM ÜSTÜN, İSTANBUL; 42- HANİFE BÜYÜKYEĞEN, KIRKLARELİ 43- HATİCE ATAN, SIRNAK 44- HAVVA DURAN, VAN 45-HAVVA SABUNCUOĞLU, TOKAT; 46- HİCRAN ÇAĞALI, BOLU; 47- HİLAL SABANCI, UŞAK; 48- İLKNUR TAŞTAN, AĞRI; 49- İLKNUR ÜNAL, YOZGAT; 50- JÜLİDE İSKENDEROĞLU, CANAKKALE; 51- KİBAR ASLAN, MALATYA; 52- MELEK MANKAN KÜTAHYA; 53- MELİKE ÇİLHAN, ÇANKIRI; 54- MERAL CENGİZ, BALIKESİR; 55- MERYEM DEMİR, ÇORUM; 56- MERYEM DÜĞER, KIRŞEHİR; 57-MERYEM SÜRMEN, TRABZON; 58- MESUDİYE ALTUN GÜRLEVİK, AMASYA; 59- MEVLÜDE BİLİCİ, BATMAN; 60- MUALLA VAROL, ANKARA; 61- MUZEYYEN KAYA, DİYARBAKIR; 62- MÜNİRE ŞEYHOĞLU, GÜMÜŞHANE; 63- NADİRE ZEHRA HATİPOĞLU, SAKARYA; 64- NEBAHAT ERKÖK, KIRIKKALE; 65- NERGİZ İNCE, EDİRNE; 66- NİHAL KÖŞDERE, TEKİRDAĞ; 67- NURCAN DALBUDAK, DENİZLİ; 68-NURGÜL GÜNEŞ, IĞDIR; 69- ÖZLEM YALÇIN, ESKİŞEHİR; 70- RABİA BAYKESER, SAMSUN; 71- RABİA İLHAN, İSTANBUL; 72- RAHŞAN KÜLÜNK, ERZİNCAN; 73- REMZİYE EDA ÖZVİN, ESKİŞEHİR; 74- SAİME ÖKSÜZOĞLU, KARABÜK; 75- DEMET SAATÇI GÜVEN, ŞANLIURFA; 76- SELDA KILIÇ, ARDAHAN; 77-SEMA YAĞCITEKİN, RİZE; 78- SEMİHA EKİNCİ, SİVAS; 79- SERPİL KAVRAK, İSTANBUL; 80- SERPİL YURDAIŞIK, KONYA; 81- SEVİL CAN, ADANA; 82- SEVİM ARSLANOĞLU, KARS; 83- ŞERİFE SEVİM KÖSE, ISPARTA; 84- TUĞBA VAROLGÜNEŞ GÜRSU BİNGÖL; 85- ÜMMÜHAN TOKSÖZ, MUĞLA; 86- YASEMİN ÖZDEMİR, KOCAELİ; 87- YILDIZ GÜNGÖR, TUNCELİ; 88- ZAHİDE HIDIR, KARAMAN; 89- ZEHRA EREN, HATAY; 90- ZELİHA BAĞCI, BURDUR.

Kimi “Melek sokak”ta oturuyor, kiminin adı “Zahide”, kimi “Marziye”.

Rabia” da var.

Ben “Rabia’nın sözcüsü”ydüm, ama artık “Rabia” benim sözcüm değil(!?).

Ne hayallerle konulmuş isimler ve bugünkü halimiz. Dava arkadaşları ile davalı/davacı olduk. En son Uşak Valisi de davacı oldu hakkımda.

Sahi bu arada ben aynı ifadeleri 40 kez yazdım, başkaları yazdı, kimseden bir eleştiri gelmedi.

Neden acaba.

Ya da savcılık dostane çözüm teklif etmişti, neden kabul etmediler, onu da bilmiyorum. Müştekilerden bir tane bile evet gelmedi. Kim tuttu ellerini, insan merak ediyor.

Selam ve dua ile.