HSYK'nın kararı hukuki mi? Bu karar hukukun siyasallaştığının göstergesi mi? Yargı bağımsızlığı için ne yapmalı? Hükümet nasıl bir adım atmalı?
Tüm bu sorular ve daha fazlası Erhan Çelik'le İskele Sancak'ta tartışıldı.
Akşam Gazetesi Genel yayın Yönetmeni İsmail Küçükkaya, Zaman Gazetesi Yazarı Ali Bulaç, Eski DGM Savcısı Mete Göktürk, Cumhuriyet Savcısı Gültekin Avcı'nın konuk olarak katıldı.
DGM eski savcısı Mete Göktürk, 'Yargı bağımsız değil' sözünden dolayı başına çok işler geldiğini ancak hakkında açılan davaların hepsinden beraat ettiğini söyledi.
İsmail Küçükkaya, 27 Nisan süreci öncesinde yaşananları hatırlatarak bugün benzer olayların yaşandığını, Ak Parti'nin iktidara gelmesiyle başlayan süreçte iktidarı paylaşmak istemeyen bir kesimin olduğunu bu tartışmanın devam edeceğini söyledi. Küçükkaya, AK Parti dışında iktidara gelen Çiller ve Yılmaz gibi liderlerin sistemle barıştığını uyum sağladığını ancak AK parti'nin farklı tavır yüzünden bu olayların yaşandığını söyledi.
Ali Bulaç, Türkiye'de demokrasi geleneğinin 1946 yılında başladığını ancak 1960 sonrasında darbeci yapılanmanın yönetime hakim olduğunu söyledi. Ali Bulaç, toplumun büyük bir değişim geçirdiğini, insanların gelişmeden daha fazla pay almak istediğini, buna karşın belli bir kesimin paylaşıma karşı çıktığını söyledi.
ERZURUM SAVCISININ YASAYA AYKIRI TAVRI YOK
Mete Göktürk, Türkiye'de normal yargının bağımız olmasının aksine çok fazla bağımlı olduğunu, bunun başında yürütme olarak Adalet Bakanı'na bağlı olduklarını, bunun ötesinde HSYK'nın denetiminde olduğunu dile getirdi. HSYK'nın kararlarının yargı denetimine bağlı olmadığını söyledi. HSYK'nın kararları anayasal olarak denetim dışı kalmıştır. Ferhat Sarıkaya neden olduğu belli olmayan bir şekilde tamamen yargı dışına atılmıştır. Sarıkaya'nın iddianamesi kabul edilirken HSYK tarafından meslekten atılmış ve o arkadaşımızın nerede nasıl yaşadığı bilinmez bir hal almıştır. Yargı denetiminden geçmeyen bir kurul meleklerden oluşsa dahi mutlaka hata yapacaktır. Son olay HSYK'nın kendi yetkileri dahilinde bir olaydır. Yer değişitirme açığa alma görevden el çektirme ve bütün özlük işleri HSYK'ya tanınmış yetkilerdir. Ancak bu yetkiler idari yetkilerdir. Ancak bu olayda idari yetkinin kullanılması söz konusu değildir. Kimsenin elinde soruşturma yok hakkında açılan bir dava yok. Bir gün önce ortaya çıkan bir olay yüzünden hemen görevden alınıyor. Kişinin uluslüzlük ve yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle bu işlem yapılsaydı belki kabul edilebilirdir. Başsavcıyı sorguladı diye görevden almanın hukuki mantığı yoktur. Savcının talebi üzerine başsavcı tutuklanıyor. Ama mahkeme hakkında hiçbir işlem yapılmıyor.
ERZİNCAN SAVCISININ FARKI NE
Gültekin Avcı, Cumhuriyet savcısı Osman Şanal, ve Erzurum'da savcıların yaptığı işlemler oldu. Görevden almalardan sonra, yeni göreve gelecek savcılar, bu yapılanların yetki aşımı olduğunu görecek ve adımlarını ona göre atacaktır. Savcılar bu konuda daha da hassastır. Gültekin Avcı, Atatürk'ün de Fethi Okyar'a kendinden sonraki dönemin istibdat şeklinde olacağından yakındığını dile getirdi. Avcı, bugün demokrasi yanlıları ve devletçilerin mücadelesinin yaşandığını söyledi. Avcı, İzmirde Cumhuriyet savcısı Asım Korkut'un özel yetkili savcılar tarafından sorgulandığını, Yargıtay'ın da bu konuda kararı bulunduğunu ancak bugün tam tersi bir durum doğduğunu gördüklerini belirterek "Acaba korumak istedikleri biri mi var" sorusu akla geliyor. HSYK, yetki aşımını basından öğrenip ona göre karar veriyor. Böyle bir veri ile bunun yapılmasını anlamak mümkün değil.
İsmail Küçükkaya, Erzincan ile Erzurum savcılarının birbirleri arasında husumet doğduğunu, iki savcının da çok önemli davaları yürüttüğünü ikisi arasındaki gerginliği önlemeye yönelik önceden adım atılmadığını belirterek, bugünkü süreçte Türkiye'de yeni bir anayasa tartışmasının geride kaldığını söyledi. Küçükkaya, bundan önce Habur tartışması yaşanırken bunun tamamen unutulduğunu sihirli bir elin Türkiye'nin gündemini belirlediğini söyledi.
Gültekin Avcı, Türkiye'de generallerin başsavcıların yargılanmayacağı diye bir yasa mı var. Herkes yargılanabiliyor ama yargı bu kesime gelince bir anda dengeler bozuluyor. Bugüne kadar böyle bir yargılama yoksa şimdi oluyorsa yargı mesafe almış demektir. Erzurum'daki olay bana göre Org. Saldıray Berk'ten kaynaklanıyor. İfade vermeye vakit bulamayan Org. Ankara'da çıkıyor. Olayı bu yönden görmeden olay anlaşılmaz.
TÜRKİYE'DE KRİZLERİN KAYNAĞINDAKİ ASIL NEDEN
Mete Göktürk, iktidara gelenlerin her zaman muktedir oldukları söylenemez. Türkiye'de silah kimdeyse iktidar o olmuştur. Yargı da bu gerçeği kabul etmiş ve ona göre uygulamalar yapmıştır. Bugüne kadar iktidara gelenler kendilerine bahane aramasın dengeler gözetilerek çözüme ulaşmaları imkansızdır. Yasal düzenlemeler yapılmadığı sürece bu böyle gidecektir. Seçim kanunu, baraj ve anayasa değişmediği sürece bu böyle devam edecektir. Bunları iktidara gelen partilerin değiştirme imkanı var ancak gereği yapılmadığı için Türkiye partiler mezarlığı olmaktan kurtulamıyor. Bugün bir savcı kalkıp parti kapatmaktan söz edebiliyor. Bugün samimi bir iktidar gerekli düzenlemeleri yaptığı takdirde ülke kurtulabilir. aksi takdirde sorun çözülmez.
TEK ÇÖZÜM BAYKAL'IN KÖŞK'E ÇIKMASI
Program konuklarından Ali Bulaç, Türkiye'nin bugünkü kriz sürecinden çıkabilmek için Türkiye gerçeğinin iyi tespit edilmesi gerektiğini belirterek, Ak Parti hükümetinin bugüne kadar Meclis'te tartışmadan geçirdiği yasaların tamamında CHP'nin onayı olan yasalar olduğunu söyledi. Bulaç, Türkiye'de alevi çalıştaylarından kürt sorununa veya işsizliğe kadar tüm sorunların gelip yeni bir anayasaya dayandığına dikkat çekerek CHP'nin de içinde olduğu bir siyasi sistemin tüm krizleri çözeceğine dikkat çekti. Bulaç bunun için de hükümetin Baykal'a giderek kendisini Cumhurbaşkanı adaylığı için teklif götürmesini ve Baykal'dan buna karşı hazırlanacak uluslararası standartlara sahip bir anayasaya onay vermesi taahhüdünün alınmasıyla mümkün olacağını söyledi.
Programda erken seçim olmalımı şeklinde düzenlenen ankete katılanlardan yüzde 85'i hayır olmamalı derken, yüzde 8'lik bir kısım ise seçim olmalı dedi.
Eski DGM savcısı Mete Göktürk Türkiye'de gerçek gücü kimin nasıl temsil ettiğini böyle anlattı
ALİ BULAÇ TÜRKİYE'Yİ KRİZDEN ÇIKARACAK FORMÜL İÇİN ŞUNLARI SÖYLEDİ
HABER7