İlahiyatçı Ali Rıza Demircan, MiratHaber'deki yazısında koronavirüs kapsamında açıklanan faizli kredi paketlerini eleştirerek ‘Bundan böyle kol kırılınca yen içinde kalmayacaktır’ dedi.
Berat Albayrak’ın Borçlanma Paketi Üzerine I
Son örneğini 2020 Haziran başında gördüğümüz hükümet onaylı faizli kredi paketi ile borçlandırma halkımıza yardım değildir. İnsanımızı, olmayan paralarının faizlerini devşiren bankacılık düzenine mahkum etmektir. Bankacılığı palazlandırmaktır. Faiz sistemini daha bir meşrulaştırmaktır. Halkımızı da borca alıştırarak manen köleleştirmektir.
Ölçülerimizle çelişen ve çatışan uygulamalarını bile hep tevil ederek yorumladığımız kardeşlerimiz, kabadayılığını arz ederken hırsızlığını söyleyen kıptî durumuna düştüklerini maalesef anlayamamaktadır. Yoksa yapılanlar bile bile mi yapılmaktadır. Artık “faize karşıyız , halktan yanayız” denilerek faize destek nitelikli uygulamaları şöyle veya böyle tevil etmeyeceğiz. Bundan böyle kol kırılınca yen içinde kalmayacaktır. İnandığımız doğruları açıklamaya çalışacağız.
Bizim inanç sistemimizde faizle borçlandırma yoktur. Zaruret hallerinde kişiler ve yönetimler olarak yardım amaçlı borç vermek vardır. Borç vereceklere de devlet garantisi verme vardır. Bu ve gelecek yazımızla borç alma ve verme konusundaki ölçülerimizi sunacak sonra da bir değerlendirme yapmaya çalışacağız.
Borçtan Sakınmak İslâmî Görevimizdir
İslâmî ölçülere göre insanın çevresine yük olmaksızın, şahsının ve bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerinin ihtiyaçlarım temin etmesi ana görevidir. Bu görev yapılırken zaman zaman çevre ile yardımlaşma zarureti duyulabilir.
Borç Verme Dünyada Erdem Âhirette Sevaptır
Bunun içindir ki İslâm Dini yardımlaşmayı emretmiştir. Yardımlaşmanın önemli bir şekli olan ödünç alıp – vermeyi de meşrulaştırmıştır.
Dinimiz, Peygamberimizin diliyle “Bir parayı-malı ödünç vermek sadaka olarak vermekten hayırlıdır; sevaplıdır.“ ölçüsünü koyarak ödünç vermeyi teşvik etmiştir. Ödünç almayı ise ancak hayatî zaruretler karşısında onaylamıştır.
Borçlanma Dünya ve Âhiret Hayatına Zarar Vermektir
Nafaka temini için iş kurma, mesken edinme ve tedavi gibi sebepler dışında borçlanma İslâm’ın öğretileri ile bağdaşmaz. Çünkü gereksiz borçlanma çevreye lüzumsuz yük olmanın ötesinde ferdin dünya ve âhiret hayatını olumsuz yönde etkileyicidir.
Bu sebeple Peygamberimiz her bir mümini muhatap kılan şu emri vermişlerdir:
«Güven içinde yaşarken borçlanarak nefislerinizi tedirgin etmeyiniz.» (1)
Borçlanma, gerçekten hayatı etkileyicidir, özellikle devrimizde borçlanma pek çok sakıncayı ihtiva etmektedir.
Borçlanma İslâmî Şahsiyetimizi Eritebilir
a – Borç, kafayı meşgul, kalbi tedirgin eder. Sürekli borçlanmalar ise kişiyi yalan söylemeye, sözünden dönmeye zorlar. Yalan ve vadinden dönme ise İslâmî şahsiyeti çiğnetir. Âhiret hayatına zarar verir.
Bunun içindir ki Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:
«(Gereksiz olarak) borç edip satın almayın… Borçlanma dindarlıktan ve şahsiyetten götürür.»
«… (Çünkü) borçlanan konuşur fakat yalan söyleyebilir. Söz verir ama cayabilir.»
«(Bunun için) borçtan sakının. Çünkü borç gündüz ezilme, gece de derttir.» (2)
Taksitçilikle Borçlanma Faize Destek Çıkmaktır
b – Günümüzde ev ve giyim eşyası gibi malları borçlanarak taksitle almak ise, israfa ve lükse düşürmenin yanı sıra kişiyi faiz sisteminin de destekçisi kılmaktadır. Taksitçiliğin faiz sistemini beslediği açık bir gerçektir. Dolaylı bir şekilde de olsa haram olan bir uygulamaya yardımcı olmak ise haramdır.
Borcu Değer Kaybıyla Ödemede Kul Hakkı Vardır
c – Ekonomisi faize dayalı toplumlarda enflasyon kaçınılmaz olduğundan para olarak alınan borç, tam olarak ödense de, değer kaybıyla ödendiği için alacaklı kişi ve kurumların hakkı gereğince ödenmemiş olur.
Bu ise Allah için borç vererek iyilik yapanı zarara uğratmaktır. Zarar vermek de haramdır.
Borcumuzu Ödeyecek Mirası Bırakmadan Ölmek
d – Borçlanmanın bir diğer önemli sonucu da ödeyememe durumudur. Zira işsizlik, hastalık, salgın ve iflas gibi sebepler borçların ödenmesini engelleyeceği gibi ansızın gelen ölüm de borçları ortada bırakabilir. Bu durum ise Ahiret felâketine sürükleyicidir.
Miras Borçların Ödenmesinden Sonra Taksim Edilebilir
Sürükleyicidir, çünkü Peygamberimizin açıklamalarına göre şehitlik üzere ölüm bile kul hakkı olan borcun sorumluluğunu düşürmez. Kişi cennetliklerden olsa bile borcu varisler tarafından ödeninceye kadar ruhu kabirde hapsedilir.(3)
Bu sebepledir ki Peygamberimiz İslâm’ın ilk yıllarında borçlu olarak ölen müminlerin cenaze namazlarını bizzat kıldırmıyorlardı. Aynı nedenle olacak İslâm, kişinin mirasının taksiminden önce borçlarının verilmesini emretmiştir. ( Nisa 4/12)
Peygamberimiz Borçtan Allah’a Sığınmıştır
Üzebildiği, haramlara düşürebildiği, batıllara destekçi kılabildiği ve sonuç olarak da Ahiret mutluluğuna engel olabildiği içindir ki Peygamberimiz dualarında borçtan ve borçlanmaya mecbur bırakacak durumlara düşmekten daima Allah’a sığınmıştır.
Bir defasında «Allahım! Kâfirlikten ve borçtan sana sığınırım» şeklinde dua edince bu duayı işiten bir sahâbî:
– Kâfirliği borca eşit mi kılıyorsunuz Ya Resûlellah! diyerek sormuştur. Peygamberimiz de:
– Evet (eşit kılıyorum), buyurarak hayatî bir zaruret olmadıkça borçlanılmaması lüzumunu ihtar etmişlerdir. (4)
Sunduğumuz dinî ölçülerden anlaşılacağı üzere nafaka, mesken ve tedavi gibi hayatî zaruretler dışında borçlanma meşru değildir. Dinî ölçülerimize göre borçlanmanın meşru olmadığı durumlarda gereksiz yük olarak Müslümanlardan veya yönetimlerden borç istemek de, meşru değildir. Çünkü Peygamberimiz « İnsanlara yük olmayınız...» buyurmuşlardır.
Ev Eşyasını Yenilemek İçin Borçlanmak Caiz Değildir
Ayrıca halı, avize, koltuk takımı, televizyon gibi ev eşyası ve özel otomobil gibi araçların borçlanarak alınması da İslâm’ın sunduğu ölçülerle bağdaştırılamaz. Çünkü bunlar hayati bir ihtiyaç değildir.
İşimizi Büyütmenin Yolu Faizli Kredi Değil Şirketleşmedir
Mevcut işimizi büyütmek için şirketleşmek gerekirken faizli kredi alarak borçlanmak ise katiyetle haramdır. Doğal görerek haramları işlemek ise cehennem azabına götürür. Borç almak darda kalanların hakkıdır.
Mümin kişi, açıkladığımız zaruri sebepler dışında borçlanmamalıdır.
Borçlandığı zaman ise mutlaka ödeme niyetiyle borçlanmalı, borcunu zamanında ve güzel bir şekilde ödemelidir. Peygamberimiz bu mevzuda şöyle buyurmuşlardır:
[«Borçlusuna ödememek niyetiyle borçlanan kişi hırsızdır.»
«Borcu olup da ödemek düşüncesinde olan ve ödemek için gayret eden kişinin Allah tarafından yardımcısı vardır, Allah onun için rızık sebepleri yaratır.»
« Ödemek gücü olanın borcunu bekletmesi zulümdür.»
«… Sizin en hayırlınız borcunu en güzel şekilde ödeyeninizdir.» (5)
Ödememe niyetiyle borçlanan, borcunu ödemeyen veya zamanında teşekkür ve dua ederek güzelce ödemeyen kişi günahkârdır.
Müminler arasında yardımlaşma duygularının zayıflamasına sebep olan bu gibi kişiler hayrı engelleme günahını da işlemiş olmaktadırlar.
Sözü bir hadisle bağlayalım:
«Ancak toplum malına hıyanetten, kibirden ve bir de borçsuz olarak ölen mümin kişi Cennet’e girer.» (6)
1. M. Zevaid, K. Buyu B. Fid-Deyni, 4/126.
2. K. Hafa, Hn. 3000; S.B.M. Tecrid-i Sarih Ter. 5/229.
3. İ. Mace, Hn. 2413.
4.S. Nesâî, 8/264; M. Mesabih, Hn. 2481.
5.M. Zevaid K. Buyu’ Muhtelif Bablar 4/131 -134; Tirmizi, Hn. 1317.
6. İ. Mace, Hn. 2412.