Bakü ile ilişkilerde her zaman yapıcı davranan Ankara beklenmedik adım attı.
Türkiye büyükelçisinin "Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin gerginleşdiği bir dönemde bize kardeş olan Azerbaycan da bu ülke ile ilişkileri yeniden gözden geçirmedilir" açıklamsı iki ülke arasındaki ilişkilerin yeni merhaleye girdiğini gösterdi. Bu, Azerbaycan ile Türkiye arasında uzun ve gergin sakinlikten sonra ilk kıvılcım rolünü oynadı.
Türkiye şimdi Azerbaycan için yaptıklarının karşılığını istiyor. Bu, her iki halde de haklı gereğidir. Hesap edelim ki, Türkiye ve Azerbaycan sadece protokol ilişkilerinde olan devletlerdir. Buna göre, Azerbaycan kendisine yapılmış iyiliklerin karşılığını vermeye borçludur. Türkiye'nin kademelerine uygun tepkiler vermek Bakü'nün temel siyasi gidişlerinden olmalıdır. Türkiye siyasiləri her zaman Karabağ sorununu kendi meseleleri gibi takdim edip ve buna uygun ilişki göstermişler.
Azerbaycan tarafı ise hiçbir zaman gerekli adımları atmamıştır. İkinci halde biz gerçekten Türkiye ile kardeş ülke isek, o zaman bu söylenenler ve yazılanlar nedir? Bu yorumların ve analizlerin mahiyeti, işlevi nedir? O zaman niye Azerbaycan hükümeti sadece üzerine düşeni yapmıyor? Görünen o ki, hükümetlerin verdikleri kardeşlik mesajları halkların ilişkileri ile yeterli değil. Biz açıkça kardeşlik borcumuzu vermek istiyor muyuz?
Seymur Həzi
tevhidhaber.com