Allah korkusu toplumların dengesidir

Mehmet GÖKTAŞ

Muhterem Müslümanlar!

Bu dünyada insanoğlunun sahip olabileceği en büyük erdem Hikmet sahibi olmasıdır. Kur’an’ımızın tabiriyle; bir insana hikmet verilmişse çok şey verilmiş demektir. Ve dilediğine hikmeti veren de O’dur.

Hikmetin birçok tarifi yapılmışsa da insanın bir konuda en doğru, en isabetli, en güzel hükmü ve kararı verebilmesidir;

Hikmet, ilim ve irfan demektir, ölçülü ve isabetli karar verebilme yeteneği demektir, doğru hüküm verebilme, yanlışı doğrudan seçebilme kabiliyeti demektir, ince anlayış ve güzel kavrayış demektir.

Vahiyden sonra en büyük makamdır hikmet ehli olmak. Bu arada bütün peygamberlere hem vahiy hem hikmet verilmiştir.

Bildiğimiz bir başka husus, vahyi veren Allah (cc) olduğu gibi hikmeti veren de O’dur.

Muhterem Müslümanlar!

Hikmetin en önemli tezahürü ve görünür şekli, hikmetin adeta ete kemiğe bürünmüş hali ise Allah korkusudur.

Rasulullah (sav) Efendimiz meşhur hadisi şeriflerinde; "Her türlü hikmetin başı Allah korkusudur" buyurmuşlardır.

Demek oluyor ki, insanoğlunu bu dünyada en mükemmel seviyeye çıkaran vasıf; şüphesiz ki Allah korkusudur…

Bu güzel erdem sadece peygamberlere değil, Allah'tan gerçek anlamda korkan diğer kullarına da verilmektedir.

Hikmet sahibi olan ve neticesinde Allah'tan korkan insanların çokça bulunduğu toplumlara ne mutlu!

Düşünebiliyor musunuz; bir toplumda olaylar karşısında doğru hüküm verebilen, ilim ve irfan sahibi, ölçülü ve isabetli kararlar alabilen, ince ve derin idrake ulaşabilen insanların bulunması ne büyük bir ayrıcalıktır.

Muhterem Kardeşlerim!

Bunun zıddı, yani içerisinde hikmet ehli kişilerin olmadığı ve dolayısıyla Allah Teala’dan hakkıyla korkan insanların bulunmadığı milletler ve toplumların durumu ne kötüdür, onlar için bundan daha büyük bir felaket olabilir mi?

Ya bir de söz konusu Allah korkusu olmayan, hikmetten nasibi olmayan insanlar o toplumun, o milletin yöneticileriyse, o milletin zenginleriyse, o millet içerisinde ağzına ve gözüne bakılan ileri gelen kişileriyse felaketin boyutlarını düşünebiliyor musunuz?

Yani Allah'tan korkmayanlar, yaptıklarının hesabının bir gün sorulmayacağını zannedenler eğer o topluma egemen olmuşlarsa, toplumun idarecileri ise, artık yeryüzünde İblisin hâkimiyeti başlamış demektir. Toplumdaki bütün dengeler altüst olacak demektir.

Bir toplumun zenginleri ve gözü açıkları eğer Allah korkusu olmayan kişilerse; artık o toplumun gariplerinin, zavallılarının vay haline!

Zenginliklerini sürdürebilmek için, servetlerini artırabilmek için gariplere ve fakirlere dünyayı zindan edeceklerdir.

Göbeklerinin yağını eritmemek için, boyunlarının kalınlığının öylece devam etmesi için nicelerinin hakkının ve emeğinin üzerine oturacaklar demektir.

Eğer Allah'tan korkmayanlar, yaptıklarının yanlarına kalacağına inananlar yeryüzünün hâkimiyetini ellerine geçirirlerse, işte bugün olduğu gibi dünya felaketten felakete sürüklenecektir.

Allah'tan korkmayan silah fabrikatörleri para kazanabilmek için, garibanlar arasında eften püften sebeplerle savaşlar, milyonlarca masum ölmüş, milyonlarca yuva yıkılmış, ülkeler harap olmuş, onlar için asla önemli olmayacaktır.

Muhterem Müminler!

Öncelikle Allah’tan korkan, hikmet sahibi insanlar yetiştirmek sonra onları öne çıkarmak, onlara yetki vermek Müslümanlar olarak yapmamız gereken en önemli bir yükümlülüktür!