Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç "Laik devlet tüm dinlere eşit mesafede olmalıdır" dedi. Hükümetlerin görevinin toplumların taleplerini karşılamak olduğunu vurgulayan Arınç, Lozan anlaşmasıyla azınlık statüsüyle tanınan herkese ve her kuruluşa haklarını vermek zorunda olduklarını belirterek Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı olanlara bu hakkın verilmesinin gerektiğini belirtti.
SİYASET SORUN ÇÖZMEK İÇİN YAPILIR
"Siyaset kavga etmek değil, sorun çözmek için yapılır. Siyaset hizmet üretmektir" diyen bakan Arınç, Anadolu medeniyetinin çok kültürlü bir medeniyet olduğunu hatırlatıp, "Bizim medeniyetimiz bunu taşımış. Çokluk içinde teklik bir zenginliktir. Laik bir devlet inançla ilgilenmez. Laik devlet tüm dinlere eşit mesafede olmalıdır" dedi. Hükümetlerin görevinin toplumların taleplerini karşılamak olduğunu vurgulayan Arınç, Lozan anlaşmasıyla azınlık statüsüyle tanına her kese kuruluşa haklarını vermek durumunda olduklarını belirterek, Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı olanlara bu hakkın verilmesinin asli bir durum olduğunu dile getirdi.
DEVLET İNANÇLARA MÜDAHELE ETMEMELİ
Türkiye'de tüm dinlerin barış ve özgürlük içinde yaşayabildiğini belirterek Antakya'yı örnek gösteren Arınç, ?Herkes kendi inancının gereğini yerine getirebilse ne güzel olur. Bizim topraklarımız ve tarihimiz buna örnektir. Devlet inançlara müdahale etmemelidir. Azınlıkların durumlarının iyileştirilmesi için Vakıflar Yasası'nı yaptık, bu yasayı meclisten geçirmek de kolay olmadı. Bu yasa ile vakıf mallarını iade edilmeye başlandık, vakıf mallarından vergi almıyoruz ve vakıflara çok ileri haklar getirdik. Hristiyan cemaatlerin kendi din adamlarını yetiştirmesi konusunda anayasal engeller var. Bu konuda da çalışmalarımız sürüyorö dedi.
ALEVİLİK DİN KÜLTÜRÜ DERSİ MÜFREDATINA GİRDİ
Alevilerin durumunun düzeltilmesi için 7 çalıştay ve birçok çalışma yürütüldüğünü belirten Arınç, bunların sonucunda Aleviliğin Din Kültürü dersi müfredatına girdiğini, Sivas'taki Madımak Oteli'nin kamulaştırıldığını hatırlattı. Arınç, "Toplumsal barışı kurmak yönünde önemli adımlar attık. Toplumsal Barış insanlar arasındaki ayrımcılığı kaldırmakla olur. Herkesin düşüncesine saygılı olmakla olur. Üç özgürlük çok önemlidir. Din ve inanç özgürlüğü, fikir ve düşünce özgürlüğü ve fikir ve teşebbüs özgürlüğüdür" diye belirtti.
KONFERANSA İLGİ BÜYÜK OLDU
Köln'deki Barcello otelde düzenlenen ve moderatörlüğünü Dr. Yılmaz Bulut'un yaptığı konferansta ayrıca UETD Genel Başkanı Hasan Özdoğan, Türkiye Süryani-Katolik Patrik Vekili Piskopos Yusuf Sağ, Dünya Ehli Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun ve Hristiyan Cemaat Vakıfları'nın temsilcisi Laki Vingas birer konuşma yaptılar. Tüm siyasi partilere eşit mesafede olduklarını ancak AK Parti hükümeti döneminde inanç özgürlüğü için yapılan çalışmaların övgüye değer olduğunu belirten Yusuf Sağ, "Allah devletimize zeval vermesin. Bunlar bizim babamız. Biz derdimizi babamıza açarız. Babamız bize sahip çıkmazsa, kendimize başka baba ararız. Bunun en güzel örneğini, İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet göstermiştir. Hristiyanlara büyük haklar tanımıştır. Ancak 1900'lü yıllardan itibaren aşırı milliyetçilik Osmanlıyı sarmıştır ve bizim için zor günler başlamıştır. O günden beri hiçbir bu konuda adım atılmamışken şimdi AK Parti döneminde çok şey değişti ve din özgürlükleri konusunda yapılmayanlar yapılmaya başladı" dedi. Dünya Ehli Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun ise "Alevilik İslam'ın dışındadır" şeklindeki sözlere tepki göstererek, "Alevilik inancının öğeleri hep İslam argümanlarıyla dolu. Alevi seyitleri, Anadolu'da İslam'ın yayılmasına öncülük ettiler. Alevilik İslam'ın özüdür. Bütün bunlar varken, Alevilik İslam'ın dışındadır, denilebilir mi?" dedi.
aktifhaber