Türkiye'nin nükleer silahlar ürettiğine dair söylentiler Batı istihbaratında tartışılıyor. Eski bir istihbaratçı olan Alman gazeteci Hans Rühle, hem kendi gözlemlerine hem de istihbarata dayandırdığı ve The National Interest için kaleme aldığı yazıda, Türkiye'nin nükleer silah üretme olasılığının büyük oranda arttığını ve bu çalışmaların aynı zamanda nükleer silah fırlatma kapasitesini de içerdiğini belirtti.
Nationalinterest'ye çıkan yazıda Rühle: "İran, Suudi Arabistan, Güney Kore, Mısır, Japonya, Brezilya ve Türkiye uzun bir süredir nükleer silah üreten olağan şüpheli devletler konumunda bulunuyordu. Türkiye'yi son zamanlarda çok yakından takip eden Alman istihbaratı ve Batılı istihbarat, Türkiye'nin nükleer silah üretme kapasitesinin arttığına dair büyük şüpheler duyuyor. Bu şüpheler sadece nükleer silahları değil, bunları fırlatma kapasitesini de içeriyor." ifadelerine yer verdi.
Türkiye'nin uzun bir süredir haklı nükleer programa başladığına da vurgu yapan Rühle, "2011 yılında, Türkiye büyük nükleer reaktörler için Rusya ile 20 milyar dolar sözleşme imzaladı. İki yıl sonra benzer bir anlaşma Japonya-Fransız konsorsiyumu ile 22 milyar dolarlık anlaşma da imzaladı. Erdoğan ayrıca başka bir nükleer tesisin yerli personeller tarafından inşa edeceğini duyurdu. Bütün bunlarda sorun yok diyebilirsiniz. Ancak sözleşmeler kapsamlı bir analize tabi tutulduğunda, projelerin sadece enerji kapasitesiyle ilgili olmadığı anlaşılabilir. Zira Türkiye uzun bir süredir askeri nükleer seçeneğinin de kapısını açıyor" ifadesini kullandı
NÜKLEER REAKTÖRLERDE URANYUM İŞARETİ
Hans Rühle'ye göre, Türkiye nükleer enerji santrallerinde düşük zenginleştirilmiş uranyum da üretimi hedefliyor: "Bu hedefler Rus ve Fransız-Japon şirketlerine yapılan tekliflerde de ortaya konulmuştu. İki anlaşmada tartışılan konulardan en önemlisi üretilen uranyumun ve yakıt çubuklarının geri dönüşümüydü. Ancak Ankara hükümeti bu karar için herhangi bir net tavır ortaya koymadı."
Hans Rühle benzer argümanlarla bir yıl önce de aynı iddiada bulunmuştu.
Rühle yazısında, Türkiye'de faaliyet gösteren Alman istihbaratının, Türkiye'nin nükleer faaliyetlerinden ötürü, haklı olduğunu da iddia etti.