Ergun Babahan - Star
Özkök'e küfretmek
"Boru paça" namaz kıldığı için pantolonu ütü tutmuyor diye takılan isimdi.
"Molla", Başbakan kendisine "Hocam" dedi iddiasıyla ortaya atılmıştı.
İş sonunda "Kimler Genelkurmay Başkanı olmuş"a kadar vardı.
Bugün, "Genç subaylar rahatsız" manşetinden emekli Orgeneral Hilmi Özkök'ü aşağılamaya varan haberlerin arkasında nasıl bir tezgah olduğunu biliyoruz.
Israrla varlığı inkar edilen Darbe Günlükleri'nin gerçeği yansıttığı, Ayışığı ve Sarıkız darbe girişimlerinin gerçek olduğu dönemin Genelkurmay Başkanı olan Hilmi Özkök'ün Ergenekon savcılarına verdiği ifade ile de doğrulandı.
Özkök'e öfke bundan.
Darbe sürecine destek olmak bir yana bu girişimlerin karşısında durduğu için.
Şu sözler Özkök'ün. Bu açıklamaları Milliyet yazarı Fikret Bila'ya yaptı:
"Bir zamanlar Güney Amerika'da olsun, Afrika'da olsun erken kalkan general darbe yapıyordu. Sıradan bir olay haline gelmişti. Yani, çok anormal bir şey olarak görünmüyordu. Şimdi öyle değil. Sonra, o zaman insanlar her şeyi kaba kuvvetle hallediyorlarmış.
İnsanlar gelişe gelişe kaba kuvvet kullanmamayı, bu işi akılla başarmayı öğrendi. İnsanlığın gelişimine baktığınız zaman bu görünür. Dolayısıyla, darbeler de sebebi ne olursa olsun, yöntem olarak kaba kuvvettir ve o süreçte yapılan şeyler süratle kontrolden çıkar."
"Ecevit de Başbakan'dı. Onunla da çalıştık. Yani, şimdi herkes kendi beğendiği başbakanla uyumlu çalışır diye bir kural yok. Siz bugün birisini beğenmiyorsanız, yarın da başkalarının sizin beğenmediğinizi beğenir olmasına ne diyeceksiniz? Bu takdirde gruplaşmalar, ayrışmalar başlar ve bundan zarar doğar. Acıyı da garip halk kesimleri çeker.
Ben, öyle Başbakan Genelkurmay Başkanı ile kavga etsin, o bununla kavga etsin istemiyorum.
Halkın büyük çoğunluğu da istemiyor. Ben meselelerin barış içerisinde, karşılıklı anlayışla, saygıyla, en zıt fikirleri dinleyerek ama, kendi fikirlerini de söyleyerek daha iyi çözüleceğine inanıyorum. Bunları gördüm, yaşadım.
Bu şekildeki çözümlerin daha köklü olduğunu da gördüm.
Zorla olan çözümlerin geçici olduğunu, ama karşılıklı anlayışla, uzlaşmayla ulaşılan çözümlerin uzun ömürlü olduğunu görmüşümdür."
Bu bizim sivil generallerin, seçimle işbaşına gelmiş bir iktidarın meşruluğunu hazmedemeyenlerin, halkın çoğunlukla seçtiği cumhurbaşkanını tanımayanların anlayamayacağı bir kavram.
Bunun içinde darbeye kaba kuvvet tanımı, asker bir bürokratın beğense de, beğenmese de bir başbakanla çalışma mecburiyetini teslim etme gerçekliği var.
Harp Okulları'nda askerin başıbozuk sivilden üstün olduğu inancıyla yetiştirilmiş birçok asker ile onların şakşakçısı sivillerin kafası basmaz bu gerçeğe.
Ancak bu satırları okuyunca, AK Parti'nin işbaşına geldiği dönemde Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanı olmasının Türkiye için ne kadar büyük bir şans olduğunu insan bir daha anlıyor.
Bu tip gelişmeler, insanın geleceğe daha güvenle bakmasını sağlıyor açıkçası.
Ergenekon ve yandaşları tek dişi kalmış canavara dönüştü ve çok şükür hava döndü demokrasiden yana esiyor yel...