ABD Suriye’den çekiliyor!
İlk duyunca sanki kulağa hoş geliyor gibi, ama bana bu geri çekilme bir oyun gibi geliyor.
Önce, “geri çekiliyorum” dediğinde bölgeden ayrılacak asker sayısı 2000 kadar. Öyle geri çekildiği falan yok. On binlerce TIR silah, mühimmat ve hayatı idame ettirmek için destek malzemesi yığdı bölgeye. ARAP NATO’sunu kurabilseydi SDG unsurlarını bu silahlarla donatıp Mısır’dan kiralayacağı bu orduya eklemleyecekti. O proje olmayınca, şimdi yeni bir yol deniyor.
Suriye’den ayrılan sınırlı sayıda TIR’lar, geri çekilen Amerikan askerlerinin kişisel malzemeleri ve bürolarındaki kayıt sistemlerinden oluşuyor. Arkalarında bir orduyu donatacak kadar silah ve mühimmat bırakıp geri çekiliyorlar.
SDG unsurları da daha ilk günden, kontrollerindeki bölgelerde bulunan esirleri ve mahkumları serbest bırakmışlar. Bunların sayılarının çekilen Amerikan askerlerinin birkaç katı olduğu söyleniyor. Bunların hangi şartla serbest bırakıldıkları, bunların nereye gönderileceği de bilinmiyor. Bunların Sina veya Fergana tarafına gönderilebileceği de söyleniyor. Ürdün’e gönderileceği de söyleniyor. Bir süreden beri Suudilerin üniversitelere, özellikle de din eğitimi ve dini hizmetler konusunda, maaşları Riyad’dan ödenen çok sayıda Vehhabi hocayı Ürdün’e gönderdikleri biliniyor. Bu da Ürdün’deki İhvana yakın Filistinlilerve ılımlı bir dini hayata sahip Ürdün halkı arasında ciddi sorunlara sebeb olduğu biliniyor.
Çifte vatandaş Amerikan askerlerinin resmi kıyafetlerini çıkartıp, peşmerge kıyafetlerini giyerek bölgede kalmaya devam edecekleri de söyleniyor. Yine CIAve Pentagon askeri gözlemcileri güvenli bölgelerde izleme ve yönetme görevlerini sürdürecekler.
Geri çekilme tam bir aldatmaca. 2000 asker, birkaç yüz km mesafedeki, diğer askeri kamplara yönlendiriliyorlar. Yani karadan birkaç saatlik mesafede yeni kamplarda olacaklar. Bölgedeki bütün gelişimleri, hava ve yer istasyonlarından ve irtibat noktalarından izleyip yönetecekler.
ABD’nin Suriye’de kurduğu 23 askeri tesis, korunaklı sığınaklar, kuleler, depolar hepsi SDG’ye devredilmiş bulunuyor.
BU YENİ BİR OYUN. Sigortacıların bir sözü var; “bu çok çok iyi bir iş” dediklerinde, “burada bir tuzak var demektir” Peynir bu kadar büyük, delik de bu kadar büyükse tehlike büyük demektir.
ABD’nin geri çekildiği yok. Bu taktik bir geri çekilme.
Bakın Fransa ve İngiltere Suriye’nin garantörü. Bunları bu batağa ABD davet etti. Şimdi bunları bırakıp, kendisi Irak’taki kamplarına geri çekiliyor. Öte yandan; bu ülkeler hep buradaydılar ve ABD bunları kendi peşlerine takmıştı.
Sonuçta Trump’ın dostu yok, ilkeleri yok, çıkarları var. Bu arada Trump’ın başına taş düştü herhalde. İster misiniz FETÖ’cüleri iade ediyorum desin. Ardından Patriotları göndersin. Hatta Kudüs’teki elçiliğini kapatsın. Bir bu kaldı!
İngiltere ve Fransa, kendileri ile konuşmadan bu ani geri çekilme kararını eleştirmeye devam ediyor. Trump “madem aranızda beni istemiyorsunuz, hadi çözebiliyorsanız çözün” demeye getiriyor. Trump bu; bakarsınız yarın işlerin daha da içinden çıkılmaz hale gelmesi için düğmeye basabilir.
Ha! Bu arada bir de gün veriyor, geri çekilmemiz 60-100 gün alabilir. 60 gün dediği Şubat’ın 20’si gibi, 100 gün dediği, mart sonu. Yani Türkiye’deki seçim tarihini işaret ediyor.
DİKKAT: ABD bölge için yeni bir uygulamayı başlatıyor. Ben 15 Ocak’tan sonra düğmeye basacaklar diye tahmin ediyordum. Noel / yeni yıl partisi sonrasını beklemediler, kutlamayı daha güvenli bir bölgede yapacaklar anlaşılan.
ABD; PKK ve PYD, SDG şemsiyesi altındaki Ezdîve Hristiyan, diğer işbirlikçi unsurların eğitimi ve donatımına destek vermeye devam edecek.
Trump, DAEŞ ile mücadelenin sona erdiğini, çünkü örgütün artık varlığından söz etmenin mümkün olmadığını söylüyor.
Oysa son aylarda bölgede DAEŞ’e karşı ciddi bir operasyon olmadı. O zaman niçin daha önce değil de bugün. Türkiye’nin operasyon kararını mı beklediler, yoksa bunun başka bir sebebi olabilir mi?
Biliyorsunuz Çin FAV’a yerleşiyor. Ruslar zaten Tartus’da.
ABD aslında sadece Suriye’den değil, Suudi Arabistan’dan da geri çekiliyor. Suudi Arabistan’da bir darbe ve/veya iflas, bölünme haberi gelirse sürpriz olmaz. Ve tabii Suudi Arabistan’ın beraberinde sürükleyeceği bölgede başka devletler de var.. Bana kalırsa işin bu boyutu Suriye’den çekilmesinden daha önemli.
Bakalım İran ne tepki verecek. Rusya’nın tepkisi ne olacak, İsrail bu işe ne diyecek?.
İşin bir de AB, NATO ve İngiltere ayağı var. İngiltere ve Fransa bu gelişmeden rahatsız.
Bu geri çekilme olmasa, bir NATO üyesi olan Türkiye ile yine bir diğer NATOülkesi ABD karşı karşıya gelebilecekti. Bu da NATO’da bir krize sebeb olacaktı.
ABD bölgedeki varlığını ya BM ve Güvenlik Konseyi, ya da NATO ile ilişkilendirmek zorunda. BMGK üyeleri ABD, İngiltere, Fransa, Çin ve Rusya. ABD bu denklemde yalnız kalmış durumda. Aslında NATO içinde de yalnız.
ABD’nin taktik olarak çekilmesi sadece Türkiye’ye karşı değil, aynı zamanda İngiltere ve Fransa’ya yönelik bir rest anlamı da taşıyor. Hatta “Ben olmadan hiçbir şey yapamazsınız, aksine her şey daha da karışır ve düzeltmek için bana gelmek zorundasınız, bana rağmen bir çözüm hayal! Ben yoksam çözüm de yok” demeye getiriyor.
Burada Türkiye’ye karşı ABD 6. Kol faaliyetleri, psikolojik ve asimetrik harp takdikleri uygulayacak gibi. Yani başka bir cepheden saldıracak. Çanakkale’de zorlanıyorsa, koalisyonun bir kanadı Kafkaslar’dan inerken, kendi Filistin’den vuracak!? Biliyorsunuz artık, Anadolu’nun işgali Yunanlılar tarafından İzmir’den değil, Fransızlar tarafından Hatay’dan başladı. İlk kurşun da İzmir’de değil Dörtyol’da sıkıldı! Şunu görelim, savaş devam ediyor, cephe değişiyor. Yöntem değişiyor, niyet değişmiyor! Şu kadar PKK’lı, şu kadar PYD’li ölecekmiş, umurlarında değil.
Trump’ı tanıyalım artık. Dün Kuzey Kore ile savaşın eşiğine gelmişlerdi, ne oldu. Trump’ın dostluğuna da, düşmanlığına da güvenilmez. Selâm ve dua ile..
SON DAKİKA: Putin, “Trump’ın DEAŞ karşısında zafer kazanıldığı yorumuna genel olarak katılıyorum” dedi. Putin, “İstanbul zirvesinde Türkiye, Almanya ve Fransa ile birlikte aldığımız karar doğrultusunda Suriye anayasa komitesinin kurulması için elimizden geleni yapıyoruz” dedi. Öte andan, İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD’nin çekilmesinin ardından Suriye’deki İran hedeflerine yönelik saldırılarını ABD’nin tam desteği ile artıracaklarını söyledi. Fransa, İngiltere ve Almanya Suriye’deki varlıklarını korumaya devam ediyorlar.