Amerikan Başkanlık seçimlerinin yapılmasına bir hafta kaldı. B. Amerika’daki iki partili politik yapıda, amblemi ‘Fil’ olan Cumhuriyetçi Parti ile, amblemi ‘Eşek’ olan Demokrat Parti kozlarını 8 Kasım günü paylaşacaklar..
Bu ikisi arasındaki sert tepişme sonunda, Amerikan iç siyaseti, sert kırılmalar ve derin sosyal çalkantılarla karşı karşıya gelecek gibi.. Çünkü, daha şimdiden, seçim hile ve yolsuzluklarının yapılacağına dair iddia, ‘Fil’ tarafından ısrarla dile getiriliyor ve ‘kendisi seçilmediği takdirde de seçim neticelerini kabul edeceğine söz vermesi’ hususunda yapılan çağrılara kulak tıkıyor.
***
Cumhuriyetçi Parti’nin Donald Trump isimli adayı, miladî-19. yüzyıl vahşi kapitalizminin metodlarıyla siyaset sahnesinde yer almaya çalışırken, onun hakkında ünlü eski basketçi Kerim Abdulcabbar, ‘kowboy filmlerindeki geveze palavracı’ diyor; ama, bu benzetme hafif kalıyor. Onun için yapılacak en doğru benzetme, herhalde bir ‘kapitalist Stalin’ olabilir.
Çünkü, hayata, babasının kendisine verdiği 9 milyon dolarla başladığını söyleyen bu kişi, kendi sosyal sınıfı dışındaki herkese, kapitalist mantığındaki ‘Cehennem, yani ötekiler..’ mantığıyla tepeden bakan ve onları başeğdirilmeleri gereken düşmanlar olarak gören tam bir kapitalist zorba..
***
En başta Müslümanlar ve İslam olmak üzere; Afrika’dan, 200 yıl öncelerde, zencirlere vurularak Amerika’ya götürülen ‘Kunta-Kinte’lerin Amerika’daki bugünkü torunlarına, ülkeye Meksika veya Latin Amerika’dan gelenlere ve hispaniklere (ispanyol asıllılara), herkese düşman..
B. Amerika’daki yüzlerce mescidin kapatılması ve müslümanların ülkeden kovulması ve ülkeye girmelerinin engellenmesini söyleyecek kadar dar görüşlü, bir kapitalist yobaz..
Sadece B. Amerika’da değil, bütün dünyada gayrimenkul kralı olarak bilinen ve İstanbul’da bile, medya kralı olarak gözüken Aydın Doğan Grubu’yla ortak gökdelenleri bulunan bir azgın kapitalist komprador..
***
Son zamanlarda, vergi kaçırdığı yolundaki iddialar ve kadınlarla ilgili aşağılatıcı sözleri ve cinsiyet ayırımcılığı ve düzgün bir aile hayatının olmadığına dair hakkında çıkan skandal haberlerle epeyce puan kaybettiği söyleniyor.
Hele, geçen hafta Hillary Clinton’la yaptığı son tv. tartışmasında, yüzmilyonların önünde, Hillary karşısında tartışma adâbını tamamen kaybedip, ‘Sen ne pis kadınsın!.’ diyecek kadar çukurlarda bir tip..
***
Ama, Trump, bir yerde, Obama’nın ilk dört yılında Amerikan Dışbakanlığı’nı üstlenmiş olan Clinton’a, ‘Irak’ı İran’a teslim ettiniz, herhalde İran size teşekkür borçludur..’ diye ilginç bir suçlamada da bulunan ve sonra da, Musul’un DEAŞ elinden kurtarılması mes’elesinin, hazırlıklar yapılmadan, tam da seçim öncesinde, Demokrat Parti’ye ve Clinton’a puan kazandırmak için alel-acele devreye sokulduğunu söylemesiyle de dikkatleri üzerinde toplayan biri..
***
Karşısındaki Hillary mi? Seçilirse, B. Amerika’nın 240 yıllık tarihinde ilk kadın başkan olacak..
USA emperyalizminin menfaatlerinin gözetlenmesinde Trump’dan da tecrübeli birisi.. Yıllarca Dışişleri Bakanlığı ve daha önce de Bill Clinton’un 8 yıllık başkanlığı döneminde ‘first lady’ rolünde bulunmasıyla da daha çok bilinen birisi..
Trump’la ekrandaki bir tartışmasında, Başkan olması halinde Suriye’de DEAŞ’a karşı, PKK uzantısı PYD / YPG gibi örgütlerden de faydalanacağını söyleyen Clinton; hemen ardından da, Türkiye dışlanarak bir proğramlama yapılamıyacağını da söylemek zorunda kaldı. Ayrıca, Suriye Krizi konusunda Türkiye’nin baştan beri istediği uçuşa yasak, tampon bölge ilan edilmesi konularına sıcak baktığını da söyleyebiliyor.
***
USA emperyalizminin kaptan köşküne seçilecek olanın belirlenmesi için sergilenen bu ‘Eşek-Fil’ tepişmesi, başta müslüman coğrafyaları olmak üzere, bütün dünyayı ister istemez ilgilendirecek bir durum..
Sonuçları dünyayı ilgilendirmeseydi, çok eğlenceli bir seyir olurdu.
stargazete