Amerikan Kuluçkasından Çıkan Civcivlerin Hizbullah Düşmanlığı...

Nureddin Şirin

Suriye-Lübnan sınırındaki el Kusayr kentindeki çatışmalar sonrasında, Türkiye"de bazı gruplar, doğrudan Hizbullah"a savaş açtılar. Eğer onların dedikleri gibi ise, gelin hep birlikte Hizbullah"a savaş açalım ve köklerini koparalım.

Zamanlama doğrusu iyi çalışıyor.

Lübnan Hizbullah hareketi hem Seyyid Hasan Nasrullah"ın dilinden, hem de diğer yetkililerinin ağzından açıkça şunu söyledi:

"Suriye içindeki tekfirci gruplar, ülke içinde mezheplerinden dolayı sivil masum insanları katlediyorlar. Diğer yandan da başta Hz. Zeyneb"in kabri olmak üzere sahabelerin kabirlerini yıkacaklarını söylüyorlar. Biz bunlara fırsat vermeyeceğiz."

Eğer bu açıklama gerçekleri yansıtmıyorsa, ileri sürüldüğü gibi belli mezhep mensuplarına yönelik katliam fetvaları verilmiyorsa, sonuçta bu katliamlar gerçekleşmiyorsa, Hz. Zeyneb"in kabrini yıkma girişimleri yoksa, o zaman Hizbullah"ı yalancılıkla, bahaneler ortaya atıp Suriye içindeki savaşa dahil olmakla suçlayalım ve en ağır ifadeleri kullanalım.

Bunun için önce birkaç örneği burada aktaralım:

Suudi Arabistan"ın El Visal televizyonunda sürekli Suriye"deki rejimin yıkılması için çağrıda bulunan Şeyh Adnan Arur bir konuşmasında aynen şöyle diyordu:

1- Suriye"de rejimi destekleyen Alevileri par parça parça yapıp köpeklerin önüne atacağız."

Hizbullah"ın Suriye"den çıkarılması için İslam Konferansı İşbirliği"ne müracaat eden Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Şeyh Yusuf el Kardavi, bir televizyon kanalında kendisine sorulan "Suriye"de rejim yanlısı alimleri öldürebilir miyiz" sorusuna aynen şöyle fetva veriyordu:

2- "Suriye"deki rejimi destekleyen herkes, ister asker olsun ister sivil, isterse ulema, herkes öldürülmelidir."

Seyyid Hasan Nasrullah, Kardavi"nin bu fetvasına bir konuşmasında atıfta bulunup isim zikretmeden "katliam fetvaları" verildiğini söyledi.

Kardavi de bunun ardından Katar"ın başkenti Doha"da Cuma hutbesinde "Hizbullah"ı "Hizbuşşeytan" olarak tanımladı. Ancak Kardavi aynı hutbesinde Suriye rejiminin yıkılması noktasında çabalarından dolayı Amerika"ya teşekkür ederek, Suriye"ye askeri müdahalede bulunma çağrısı yaptı.

Hani biz İslamcıların hemen hemen her eylemde attığı bir sloganımız vardı: "Katil Amerika Ortadoğu"dan defol"

Ama "Hizbullah"ın Suriye"den çıkması için bütün dünyayı harekete geçmeye çağıran Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Şeyh Yusuf el Kardavi, o Amerika"ya takdir ve şükranlarını sunduktan sonra, Suriye"ye gelmesini istiyor.

Ne oluyor şimdi bu?

Defol Hizbullah! Buyur Amerika"!

Aslında Suriye olayının ne anlama geldiğini özetleyen denklem bu.

Siz bu ülkede bunca İslami kuruluş, vakıf dernek, STK vs. arasında Şeyh Kardavi"nin bu sözlerini protesto eden kimleri gördünüz?

İslamcılığın onurunu yerlere seren bu Kardavi"ye karşı, "sen nasıl oluyorsun Amerika"ya gel diyorsun. Halbuki biz o katil Amerika"nın Ortadoğu"dan çıkmasını istiyoruz" diyen kaç İslamcı gördünüz?

Elbette Amerika"nın çağrıldığı yerden, Hizbullah"ın çıkması gerekiyor...

Elbette, siyonist rejim askeri araçlarının bulunduğu El Kusayr"da Hizbullah"ın bulunmaması gerekiyor...

Elbette, Siyonist rejim komandolarının dolaştığı Suriye topraklarında Hizbullah savaşçılarının olmaması gerekiyor...

Elbette, Adnan Arur"ların, Şeyh Kardavi"lerin "vurun öldürün, parça parça edin!" fetvalarının yağdığı bir yerde sivillerin korunmaması gerekiyor...

Daha geçenlerde ABD Suriye büyükelçisi ve BlackWater koordinatörü Robert Ford Türkiye"den gizlice Suriye"ye geçip orada Özgür Suriye Ordusu komutanı ile görüştüğünde, Özgür Suriye Ordusu komutanları gelip ABD Dışişleri bakanı John Kerry"ye brifing verdiğinde, bu "Amerikan işbirlikçiliği" olmuyor da, Suriye içinde katliamları durdurmak için savunmasız insanların yardımına koşan Hizbullah, "Esad işbirlikçisi" oluyor.

Hizbullah Esed işbirlikçisi ise çıksın Suriye"den" Buyurun ABD işbirlikçilerinin Suriye"den çıkmasını isteseniz ya" İsteyemezsiniz, çünkü siz, bırakın işbirlikçilerin çıkmasını, efendilerinin Suriye girmesini istiyorsunuz"

Siz daha düne kadar Amerika"nın Afganistan ve Irak"ta gerçekleştirdiği katliamlarda 1.5 milyon Iraklı ve Afganlının öldürüldüğünü söyleyenler değil miydiniz?

Ne oldu? Siyonist rejimin bir "özür" ve her bir Mavi Marmara şehidine 100 bin dolar "tazminat" krşılığında ilişkileri normalleştirme moduna aldığınız gibi, Amerika ile de aynı sürece mi girdiniz? Amerika sizden "özür" mü diledi? Size katledilen 1.5 milyon insana karşılık milyarlarca dolar "tazminat" ödemeyi mi vaat etti..?

NATO Genel Sekreteri Rasmussen"in 29Ekim 20009 tarihinde Birleşik Arap Emirlikleri"nde dile getirdiği şu sözleri tekrar hatırlamamızda yarar var:

"Finally, NATO is working on a new Strategic Concept to better define its own role and responsibilities in the emerging security landscape. This is a unique process in which we are reaching out to the strategic community – think tankers, academics, journalists – but also to the general public, including by using new media in ways we have never done before."

"NATO"nun geçmişte yapmadığı yeni bir şeyi yapıyoruz şimdi. NATO ortaya çıkan yeni güvenlik durumları karşısında kendi rol ve sorumlulukların daha iyi tanımlamak için yeni bir Stratejik Konsept üzerinde çalışıyor. Bu çalışma geliştirdiğimiz stratejik ortaklık noktasında yepyeni bir süreçtir. Bu stratejik ortaklık Think Tank uzmanları ve yetkilileri, akademisyenler, gazetecilerden oluşuyor. Geçmişte hiç olmadığı üzere, tüm yollarla medyayı kullanarak bu yeni stratejimizi uygulayacağız."

Evet geçmişte hiç olmayan bir yoldu bu...

Eskiden NATO"nin psikolojik savaş uzmanları "komünizm tehdi"ni önleme adına küresel bir savaş sürdürürdü. Sovyetler"in yıkılmasından sonra bu küresel savaş, emperyalizm ve siyonizmin karşısındaki İslami devrim ve direniş odaklarının etkisizleştirilmesi amacına yöneldi. Dün olduğu gibi bugün de "Gladio güçleri" misyon başında"

Dünün Gladyo timleri "good morning" diyerek işe başlarlardı; bugün ise, "Yeni Strtaejik Konsept" içinde yer alan gazetecilerimiz, akademisyenlerimiz, STK"larımız ve medyamız işlerine "bismillahirrahmanirrahim" diyerek başlıyor.

Bu yeni konsept içinde büyük ulemaya da çok önemli roller düşüyor. Onlar onlarca ayet ve hadis okuyarak hutbe veriyor.

"Katil Amerika Ortadoğu"dan Defol" demekten "Sevgili Sam Amca Suriye"ye Gel" deme noktasına geldikten sonra, "İşbirlikçi Hizbullah Suriye"den Çık" dememiz yadırganmamalı"

İki hidrojen molakülü ile bir okjijen molekülünden "su" (H2O) çıkarsa, NATO"nun Yeni Stratejik Konsepti"nden de ancak bu çıkar.

Kısacası, Amerikan kuluçkasından çıkan civcivlerdir bunlar"

İki hidrojen bir oksijen molekülünden "su" çıkar dediysek de, bunlar su değil sadece bir "köpük" made in USA

En iyisi, buna siz karar verin...

nureddin@velfecr.com

https://twitter.com/NureddinSirin