Cevdet Akçalı/YeniŞafak
Anayasa Mahkemesi üzerindeki gölge
CHP yüksek okullarda türban takılmasının serbest olmasına dair Anayasa değişiklik maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştur. Bilindiği gibi, Anayasa Mahkemesi, Anayasa'daki maddeleri sadece şekil yönünden inceleyebilir. Maddenin içeriğini inceleyemez.
İlk bakışta CHP'nin iptal edilmesini istediği maddenin kabulünde herhangi bir şekil noksanı yoktur. Madde değişikliği, TBMM'de iki defa da içtüzüğün öngördüğü aralıkla oylanmış ve her iki oylamada da, gereken oyu almıştır. Konu bu kadar açık iken, CHP Anayasa Mahkemesi'ne niçin gitmektedir ve mahkemeden ne gibi bir kararın çıkmasını beklemektedir?
CHP iddiasında şu tezi ileri sürmüştür: Anayasamız'ın, değişikliği teklif edilemeyecek maddeleri vardır. AKP dolaylı olarak bu maddeyi değiştirmiştir. Bu sebeple madde iptal edilmelidir. Bu iddia hukuk zorlanarak ortaya atılmış bir tezdir. Anayasa Mahkemesi'nin bu zorlama yoruma katılması beklenemez. Ancak Anayasa Mahkemesi'nin geçmişinde uygulanan metot ve verdiği zorlama kararları vardır ki, CHP'yi ümitlendiren asıl nokta budur.
Anayasa mahkemeleri demokrasilerin vazgeçilmez kurumlarından bir tanesidir. Bu sebepledir ki, 1961 Anayasası yapılırken ilk akla gelen şey bu mahkemenin kuruluşu olmuştur. Ne gariptir ki, Türkiye'de yapılan her askeri müdahaleden sonra, bu mahkemenin kuruluşu, işleyişi ve kararları hakkında değişiklik yapılmıştır.
Hatırlardadır ki, 12 Mart muhtırasından evvel bu mahkemenin kanunları iptal ettikten sonra, TBMM'nin yapması gereken düzenlemeleri kendisi yaptığı için, Anayasa'da değişiklik yapılarak, düzenleyici hüküm getiremeyeceğine dair hüküm konmuştur. Gene aynı şekilde, bu mahkeme verdiği kararları gerekçesi olmaksızın yayınlanamayacağı kuralı getirilmiştir.
Her ihtilal veya askeri müdahaleden sonra Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin seçiminde, yetkileri üzerinde değişiklik yapılması bir şeyi akla getirmektedir. Ülkenin askeri müdahaleye mecbur duruma getirilmesinde bu mahkemenin uygulamalarının rolü vardır.
Anayasa Mahkemesi'nin asıl görevi, TBMM'de kabul edilen kanunların Anayasa'ya aykırı olup olmadığına kararı vermesidir. Bu görev tarifine göre, bu mahkemenin Anayasa'nın herhangi bir maddesinin iptaline karar vermesi hukuk mantığına uygun düşmemektedir. Buna rağmen, geçmişte, bu mahkeme Anayasa'nın birçok maddesini iptal etmiştir.
İptal gerekçesi, bir zaman Türk medyasında ileri sürülen bir tezdir. Bu teze göre, ülkeler Anayasa yapmakta serbesttirler amma, Anayasaların üstünde doğa kanunları vardır. Anayasa Mahkemesi, Anayasa'nın doğa kanunlarına aykırı maddelerini iptal edebilir.
Bu gerekçe ile, 12 Mart 1971 muhtırası öncesinde, siyasi partilere Hazine'den yardım yapılmasına imkan veren maddeyi, milletvekillerine ödenek ve yolluk verilemesine imkan sağlayan maddeyi ve özel yüksek okul açılmasına imkan veren maddeyi iptal etmiştir. CHP'nin, “AKP. Anayasa'nın değiştirilemeyeceğine dair maddesini, dolaylı olarak değiştirmiştir” iddiası, Anayasaların üstünde doğa kanunları vardır mantığıyla bir benzerlik taşımaktadır.
CHP'nin bu madde hakkında Anayasa Mahkemesi'nin bir kararında olduğu gibi, kararı iptal edememek ve fakat bunu neden iptal edemediğini bir gerekçe ile belirtmek olabilir. Yani, "Anayasa'daki bu maddeyi esastan inceleme yetkim olsaydı, şu, şu sebepten bu maddeyi iptal ederdim" gibi bir gerekçeyle davayı reddettirmek. Tıpkı daha evvel, türbanı serbest bırakan kanunun neden iptal edilmesi gerektiğini gerekçede gösterdiği halde kanunun iptaline karar verilmemesi gibi…
Gerçi biraz tuhaf ama, beklentiler, reddedilmesi muhakkak olan maddeyi reddederken, maddenin esasını incelemeye yetkim olsaydı, bunu iptal ederdim gibi bir gerekçe göstermesidir.