Annenin çocuğa iki yıl süt vermesi Allah"ın kitabı Kur"an-ı Kerim'de söz konusu edilen bir meseledir.
"Anneler, çocuklarını emzirmeyi tamamlatmak isteyen (baba) için, tam iki sene emzirirler."
"Çocuğun sütten kesilmesi iki yıl içinde olur."
Evet, çocuğun rızkı annenin göğsündedir. Anne şahsi sebepler yüzünden, kendi ham hayallerince veya bazı bedensel şeylere riayet ederek çocuğunu Allah vergisi rızkından mahrum bırakma, onu süt tozuyla besleme, süt tozu, hayvan sütü veya benzeri şeylerle besleme hakkına sahip değildir.
Bilmek gerekir ki, annenin memelerinin süt salgılaması için en iyi etken çocuğun emmesidir. Annenin süt salgılaması için çocuğun emmesinden daha iyi bir ilaç yoktur.
Çocuğun emmesiyle birlikte süt salgılaması yavaş yavaş düzene girmekte ve annenin genel durumu iyileşmeye yüz tutmaktadır.
Kadınından salğılanan sütün yüzde bir bölü altı gramı Albuminuid maddeleri, yüzde dördü yağlı maddeleri, yüzde üç bölü sekizi ise şeker, bir miktar tuz ve vitaminler içermektedir. Bu bileşim dünyada hiçbir maddede bulunmamaktadır. Sadece annenin göğsü bu yeni misafiri beslemek için böylesine bir besini yapma gücüne sahiptir.
Hayvanların süt terkibi bu bileşimden az farklı bir yapıya sahiptir. Gelişimleri hızlı olan buzağı gibi hayvanlardaki sütün Albuminuid miktarı daha fazla ve tam tersinedir. Süt vermenin çeşitli aylarında kadının süt bileşimleri sürekli değişim halindedir. Şeker ve yağı günden güne azalmaktadır ama Albuminuid maddeleri gittikçe artmaktadır.
Çocuğun süt emmesi, hem onu doyurmakta, hem hayatının devamını sağlamakta, hem süt salgılamasını artırmakta ve memelerdeki salgı bezlerini harekete geçirmektedir.
Doğumun ilk on beş gününde, günde yedi defa süt verilmelidir, sabahın altısından başlamalı üç saat arayla gece on ikiye kadar devam etmelidir. Çocuk yaşamının ilk on beş gününde gece on ikiden sabah altıya kadar dinlenmelidir. On beş günden sonra ise süt verme sayısı altı defaya düşürülmelidir. Yani akşam saat dokuzdan sonra çocuk sütten kesilmeli ve uykuya yatırılmalıdır. Böylece hem anne istirahat ettirilmeli ve hem de çocuğun sindirim organlarının sonraki hazım için hazır olması sağlanmalıdır.
Anne çocuğuna her süt verişinde çocuğunu iyice doyurmaya dikkat etmelidir. Bu iş az bir sabırla yapılabilecek bir iştir. Çocuk süte doyduğu zaman da sağ tarafına yatırılmalı ve anne günlük işlerinin ardı sıra gitmelidir.
Çocuk süt emdikten sonra rahatça uyuyacak sabırsızlık göstermeyecektir. Özellikle buna riayet edildiği takdirde çocuğun ağırlığı yirmi beş ila otuz gram artacak özellikle denendiği gibi yirmi beş ila otuz gram ağırlığı artan bir çocuk sağlam bir çocuktur. Böyle bir çocuğa sahip olduğundan dolayı sevinmek gerekir."
Allah Resulü (s.a.v) birçok işi olmasına rağmen çocukların süt durumuna çok özel bir ilgi gösteriyordu. Fatımat"üz Zehra"nın (a.s) evine geliyor, Hüseyin"in (r.a) ağzına başparmağını koyarak parmağını emmesiyle iştahını deniyordu; eğer iştahı doğruysa annesine süt vermesini söylüyor, eğer iştahı yalansa sadece ağlamak ve rahatsızlık göstermekle çocuğu susturmak için ona süt vermesini sağlıyordu. Zira süt üstüne süt vermek, sindirim organlarının rahatsızlığına sebep olmaktadır. Çocuğun sindirim organları tembelleşmekte, sonunda da çocuğun bütün bedenini olumsuz etkilemektedir. Onu tembel ve zayıf bir hale getirmektedir.
Allah Resulü (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Çocuk için anne sütünden daha hayırlı bir süt yoktur."
Bu cümle asırlar önce yüce İslam peygamberinin söylediği bir sözdür. Büyük bilginlerin daha yeni anladığı bir gerçektir. Çocuklarını kreşlere bırakan ve yapay sütlerle besleyen batıdaki büyük bilginlerin araştırmalarında şöyle yer almıştır: "Çocuk için anne sütünden daha faydalı bir besin yoktur."
Eğer az görüldüğü gibi annenin sütü yoksa bir çok rivayetlerde de önemle vurgulandığı gibi büyük bir dikkatle çocuk için bir süt annesi bulunmalıdır. Zira sütün çocuğun beden, can ve fikirlerinde fevkalade etkisi vardır.
Rivayetlerde yer aldığı üzere kötü, ruhu bozuk, ahmak, gözleri iyi görmeyen, Yahudi, Hıristiyan, Mecusi, Şarap içen bir sütanne seçmekten sakınılmalıdır. Zira bu özellikler süt vasıtasıyla çocuğa intikal etmektedir."
Süt verme meselesindeki en öneli nükte, insanı şaşırtan sevap meselesidir. Allah Resulü (s.a.v), kendisine, "Erkekler bütün hayırları almakta, zavallı kadınlara ne yapsın? " diye söyleyen Ümmü Seleme'ye cevap olarak şöyle buyurmuştur: "Hamilelik günlerinin sevabı oruç tutmak, geceleri ibadet etmek, Allah yolunda mal ve canıyla cihat etmek sevabına denktir. Doğurmanın ilahi nasibi ise hiç kimsenin bilemeyeceği kadar büyüktür. Ama süt vermeye gelince" çocuk annesinin memesinden emdiği her defasında kadının amel defterine Hz. İsmail"in evlatlarından bir köleyi azat etmenin sevabı yazılmaktadır. Çocuk süt emmesini bitirince de yüce bir melek kadının yan tarafına dokunmakta ve şöyle demektedir: Ameline yeniden başla ki sen bağışlanmışsın."