Ağustos 2017’de yoğun biçimde gündeme gelmekle beraber Mynmar’daki Budistlerin zulmüne uğrayan azınlıktaki Rohingya Müslümanlarının maruz kaldığı etnik temizlik kampanyası 2012’den beri sistematik bir tarzda sürmekte.
Mynmar hükümeti ve ordusunun “teröristlere” karşı savaştıkları, ARSA adlı Rohingyalı İslamcı grubun karakollara, askeri tesislere yönelik saldırılarına karşı kendilerini koruduklarına dair açıklamalarına karşın bölgede zor şartlar altında çalışan gazetecilerin çabaları bu iddiaların asılsızlığını belgelemekte.
Evan Williams da bu gazetecilerden biri, Bangladeş’e sığınan Rohingyalı mültecilerin yaşadıkları kamplarda 6 ay boyunca durumu gözlemledi ve hazırladığı videolarla zulmü dünyaya duyurdu.
Frontline internet sitesine konuşan ve Mynmar devletinin sistematik katliamlarını filme alan ‘Sabo’ lakaplı bir Rohingyalı da yaptığı işin çok tehlikeli olduğunu bildiğini ama halkının maruz kaldıklarını dünyaya duyurmak için çekimleri yaptığını söyledi.
Chut Pyin’de Rohingyalı köylülerin maruz kaldıkları katliamı görüntüleyen ‘Sabo’ hayatta kalabilen kadın, erkek ve çocukların feci durumunu kamerasına yansıttı.
‘Sabo’nun kamerasına konuşan ve halen Bangladeş’te bir kampta yaşamını sürmeye çalışan 16 yaşındaki Cemile Hatun adlı bir genç kız, “Üzerime ateş açıldı ve pirinç tarlasına düştüm. Acılar içinde kıvranırken 4 askerin tecavüzüne uğradım.” diyor.
Nur Begum adlı bir başka kadın ise bir grup kadının nasıl zorla otobüslere bindirilmeye çalışıldığını, bir kadının direndiğini bunun üzerine öldürüldüğünü söylüyor. Bir askerin kadının göğsünü kestiğini ve elinde sallayarak kendilerine gösterdiğini, “Eğer herhangi birimiz çığlık atacak olursak aynı şeyi bize de yapacağını söyledi.” diyor ve askerlerin tecavüzüne uğradıklarını söylüyor.
Köyün sorumlusu ve sağlıkçı Raşan Ali inanılmaz zulümlere uğrayan köylüler için elinden geleni yapmaya gayret ettiğini, 92 kişiyi tedavi etmeye çalıştığını, tecavüze uğrayanların çoğunun 12-13 yaşlarındaki çocuklar olduğunu, bazılarının buna dayanamayıp öldüklerini anlatıyor.